Gazetemiz Köşe Yazarlarından Çağlar Atmaca'nın, 'Tarihi Projenin Geleceği ve Sayın Kaplan’a Bir Soru…' başlıklı köşe yazısı.

Kırıkkale’de gündemi takip eden herkesin malum olduğu bir konu var. Kırıkkale Valiliği’nin 5 milyar lira gelir hedeflediği bir proje, bu projeye destek olanlar ve karşıt olanlar…

Aslında konunun özüne girmemiz gerekiyor, zira konunun özüne girmeyince Kırıkkale İl Özel İdaresi’nin hizmet için harcanması gereken bütçesi İl Özel İdaresi’ne yeni bir bina yapmak için harcanıyor ve İl Özel İdaresi’nin mevcut yerleşkesine konut yapılacak gibi algılanıyor.

Aslında bu algıya sebep olan AK Parti Kırıkkale Milletvekili Mustafa Kaplan’ın amatörce hazırlanmış ve özünde AK Parti’yi, AK Parti’nin 23 yıllık yatırımlarını, AK Parti hükümetinde bütçenin hizmetlere yeterli gelmediğini eleştiren, itiraf niteliğinde, algı ve manipülasyon dolu açıklamalarıdır.

Konunun özü şu; devlette devamlılık esastır. Kırıkkale, Sayın Valimiz Mehmet Makas’tan evvel iki başarılı valiye ev sahipliği yaptı. İlki Sayın Yunus Sezer’di. Sezer, Kırıkkale’ye geldiğinde İl Özel İdaresi içe kapanık, köy yolları ve su hizmetleri yapmaktan başka hiçbir çalışmaya imza atmayan, şehre vizyon katmayan bir örgüttü. Yunus Sezer’in vali olmasıyla birlikte Kırıkkale kültürüne, tarihine, değerlerine yatırım yapan ve o dönem için çok gerekli olan vizyonlu bir çalışma süreci geçirildi. Yunus Sezer döneminde tek sorun pandemi sürecinin yaşanması oldu ve daha çok verim alınabilecek projelerden kısmen verim alınabildi.

Yunus Bey’in ayrılmasından sonra daha dobra, daha çözüm odaklı, daha girişken bir kişilik olan Sayın Bülent Tekbıyıkoğlu Kırıkkale Valisi oldu. Türkçü-Milliyetçi yapısı ve Orta Anadolu insanı olması hasebiyle Kırıkkale’ye hemen uyum sağladı. O da bütçeyi ileri dönük projelerde ve sorunların çözümü odaklı kullanmaya başladı. Kendi parke taşını imal eden, köy yollarında sorunu kalmayan bir Kırıkkale ortaya çıkarttı. Şanssız bir şehir olduğumuz aşikâr, Bülent Beyin valiliği döneminde de 6 Şubat depremleri yaşandı ve Sayın Valimiz aylarca sürecek olan bir görevle görevlendirildi. Bu süreçte Kırıkkale, depremin merkez üssü olan Pazarcık ilçesinin koordinasyonunu üstlendi. Feda olsun, Rabbim tekrarını yaşatmasın. Bu süreçte Kırıkkale’nin bütün kaynakları ve enerjisi deprem bölgesine aktarıldı.

Valimiz Mehmet Makas göreve başladığında ise kasada 9 milyon lira paramız olduğu gizli bir konu değil. Geçmişte yaşanan doğa olayları nedeniyle hem Kırıkkale’nin eksikleri çoğalmış hem de kaynakları küçülmüştü. Zaten ayrılan bütçeler, enflasyon nedeniyle 2 ay sonra yetersiz hale geliyordu. Mehmet Bey, Kırıkkale’nin ekonomik kaynaklarını çoğaltmak ve İl Özel İdaresi’ni hizmet yapabilir bir kurum haline getirmek için kolları sıvadı.

Evvela tasarruflara yöneldi, İl Özel İdaresi hiç olmadığı kadar tasarruf yaptı, harcamalar sadece ve sadece gerçek ihtiyaçlara binaen harcandı. Mesela Yunus Sezer döneminde İl Özel İdaresi’nden köylere parke taş veriliyor, köylüler kendi imkanlarıyla bu taşlarla köy yollarını yapıyorlardı. Bir nevi imece usulü köyler çamurdan kurtuluyordu ve harika bir sistemdi. Ancak Türk toplumuyuz sonuçta, bir süre sonra bu uygulama suistimal edildi, muhtarlar işçiliğini karşılayamayacakları taş almaya başladılar, yapabildiklerini yaptılar yapamadıklarını köyde yığın halinde tutmaya başladılar, köylüler de o taşları alıp evleri için kullanmaya başladılar. Valimiz Mehmet Makas bu kaçağı tespit etti ve biz kendimiz kendi taşımızı döşeriz deyip bu uygulamaya son verdi. O gün o uygulama da doğruydu, bugün bu uygulama da.

Valimiz Mehmet Makas’ın geldiği günden bu yana yapmayı en arzuladığı konu ise İl Özel İdaresi’nin yerleşkesini değerlendirmekti. Doğru konuşalım ve kendimize itirafta bulunalım hangimiz İl Özel İdaresi’nin o kocaman ve çok değerli yerdeki binasını görüp buranın daha güzel değerlendirilmesi gerektiğini geçirmedik aklımızdan. Ekonomik durum el verse, İl Özel İdaresi başka yere taşınsa, burası yeşil alan olsa, park yapılsa bile hangimizin hoşuna gitmezdi? 43 ili birbirine bağlayan, Kırıkkale Üniversitesi ve Tıp Fakültesini karşısına alan Yenişehir, Yahşihan Merkez ve konut sektörünün zirve yaptığı Podium AVM bölgesinin kesiştiği bölgede, bir dairenin 10 milyonlara satıldığı bir yerde eski ve yetersiz bir İl Özel İdaresi binası, bahçesi de kepçeler, kamyonlar için garaj… Sizce de fazla lüks değil mi?

Sayın Valimiz Mehmet Makas bu arazinin daha da geliştirilmesi için kolları sıvadı ve 29.000 metrekare olan alanı 92.000 metrekareye yükseltti. Yine kendi çabalarıyla Arpalık Çukuru’nda arsa değerince çok daha makul yerde yeni yerleşke için arazi temin etti. Bu iki girişimden sonra yeni İl Özel İdaresi binasını yapabilmek için kaynak oluşturmak gerekti. Vali Bey İl Özel İdaresinin hizmet için ayrılan bütçesine göz dikmedi, bu bütçe Kırıkkale’nin köylerine yol, su, altyapı için harcanmalı dedi ve İl Özel İdaresine ait daha önce lojman olarak kullanılan Yenişehir Devlet Bahçeli Bulvarı’nda bulunan arsayı satılığa çıkarttı. Arsa satılığa çıktığında 60 milyon lira konuşuluyordu ve Vali Mehmet Makas asla bu paralara, arsanın hacet mezat satılmasına müsaade etmedi, bekledi… Nihayet arsa 185 milyon liraya satıldı, yukarıda izah ettiğim şekilde tasarruflardan da ciddi bir kaynak oluşturuldu ve duyumlarıma göre İl Özel İdaresinde 450 – 500 milyon lira arasında bir para biriktirildi.

Peki, bu para biriktirilirken hizmetlerden vazgeçildi mi? Hayır, araç filosu yenilendi, 41 yeni araç kısmen hibeli satın alındı, yol yapımında Kırıkkale rekoru kırıldı. Köylerin acil ihtiyaçlarına odaklanıldı. Bu yıl yaşanan kuraklık nedeniyle birçok köy susuzluk çekti ama bu da bir iklim olayıydı ve dünyanın dört bir yanında yaşanan çözümsüz bir sorundu. Zira birçok köy kendi imkanlarıyla sondaj vurdu ve sondaj vurulan yerlerden bile su çıkmadı. Buna karşın Kırıkkale İl Özel İdaresi birçok köyde su sondajı, depo yapımı gibi yatırımlarını aksatmadan devam ettirdi.

Şimdi sorun şu, büyük bir özveri ile hazırlanan kaynak ne için kullanılacak? Mustafa Kaplan açık açık diyor ki; ‘kardeşim 5 yıl sonra İl Özel İdaresi’nin 5 milyar lira parası olmuş, bütün köylerin ihtiyaçları hiç zorlanılmadan çözülüyormuş, sahip olunan para hiçbir yerde değerlendirilmese sadece enflasyon karşısında kendisini korusa dahi gelecek 15 yılı kurtaracak, tüm ihtiyaçları karşılayacakmış bana ne! Para şimdi döke saça harcansın, ben de köyleri ziyaret edeyim şu kadar harcadık, bu kadar hizmet ettik deyim reklam yapıp, oy toplayayım.’ Açık açık 5 yıl sonra da Kırıkkale ne hali varsa görsün diyor.

Vali Mehmet Makas, MHP Milletvekili Halil Öztürk, MHP İl Başkanı Murat Abalı ise tam tersi düşünüyor. Bu kişiler hazıra dağ dayanmaz bugün hazır parayı kullandık, ileride ne yapacağız, lojman binası gibi satacak yer bulup satıp onu da mı harcayacağız. Hazır böyle bir imkân varken, İl Özel İdaresi’ni taşıyalım, mevcut araziye ticari alan ve konut yapalım, belki Kırıkkale Üniversitesine yakınlığı nedeniyle devamlı gelir sağlayacak yurt inşa edelim. Günün şartlarına göre sahip olunan mülkleri satalım, nakit parayla hem ihtiyaçları karşılayalım hem daha sürdürülebilir yeni yatırımlar yapalım. Ya da mülkleri veya yapılırsa yurdu kiraya verip sürekli gelir haline getirip bu gelirle Kırıkkale’nin eksiklerini ve ihtiyaçlarını karşılayalım.

Yahu, Vali Bey’in iyi niyetini sadece şuradan anlayın. Türkiye şartlarında bir valinin 4 yıl 5 yıl aynı şehirde görev yapması çok zor ihtimal. Kötü niyetli bir insan olsa Vali Bey mevcut parayı hizmete harcayalım der, dört tane müteahhit getirir, parayı çatır çutur yer, üstüne de şu kadar yol yaptım, bu kadar köprü inşa ettim, su çıksın çıkmasın şu kadar sondaj vurdum diye reklam yapar. Sırf bu ayrım dahi Vali Mehmet Makas’ın ne kadar içten ne kadar gelecek kaygısı içinde olduğunu göstermez mi?

Ancak Sayın Valimiz, Mustafa Kaplan’ın basın bildirisinde büyük fecaat ile belirttiği üzere, basiretli iş insanı gibi davranmayı değil, basiretli bir devlet adamı gibi davranmayı tercih ediyor. Bir valiye düşen de budur! Zira kamu yatırımlarıyla, özel sektör yatırımlarının arasındaki en temel fark budur. Biri fayda, çıkar beklemeksizin hareket eder, diğeri fayda, maliyet üzerine hesap yapıp yatırım yapar.

Üstelik fayda, maliyet hesabına bakılınca da yani basiretli iş insanı gibi düşününce de yine Vali Bey’in projesi üstün geliyor. Şimdi Sayın Mustafa Kaplan’a hepinizin huzurunda sormak istiyorum, zira kendisi başarılı bir iş insanıdır. Sayın Mustafa Kaplan, siz müteahhitlik de yapan bir tüccarsınız. Farz edelim özel idaresinin bulunduğu 92.000 metrekare arazi sizin ofisiniz ve şantiye binanız. Şantiyenizi taşıyabileceğiniz arsa değeri çok daha makul bir arsaya da sahipsiniz. Kasanızda da şantiyenizi taşıyacak paranız var. İl Özel İdaresinin yerini şantiye olarak kullanmaya devam mı edersiniz? Yoksa bir proje geliştirip burayı çok daha büyük bir sermayeye dönüştürmek mi istersiniz?

Neresinden tutarsanız tutarsızlık akan bir basın bildirisiyle, Kırıkkale siyasetini gerginleştiren, kutuplaştıran bir sürece imza attınız. Cumhur İttifakı ile gerginlik bir yana partililerinize dahi kabul ettiremediğiniz bir süreç ile Kırıkkale’de ikilik çıkarttınız. İl Başkanınız dahi fikrini açıklayamadı. Sizi desteklese gerçeklikten kopacak, partisini eleştiren düşünceyi savunacak, siyasi krize sebep olacak. Yok, karşı dursa partisinde iç çatışmaya sebep olacak. Her ne olursa olsun bir İl Başkanına yakışan doğrudan taraf olup, partilisinin hiç ettiği durumu toparlamasıdır. Madem soyadı Pehlivanlı ve Ağabey ile Alparslan Pehlivanlı'ları soyadıyla da olsa temsil ediyor, hakkını verecekti...

Lütfen Kırıkkale siyasetine daha fazla zarar vermeyin! İl Başkanıyken istifa etmeyip, aday adaylığını gizleyip, karar defterinde geçmiş tarihe sayfa bırakıp aday olunca geçmiş tarihli bir istifa metniyle aday olup, partililerinizin, partinizden başvurusu olan aday adaylarının size olan güvenini kırdığınız gibi, milletvekili seçildiğiniz Kırıkkale’nin de güvenini sarsmayın! Çok az kişiye nasip olacak makamda mevki sahibisiniz. Bunların hepsi gelip geçici biz sizi iyi anmak istiyoruz, siz de lütfen iyi anılacak şeyler yapınız…

Son sözüm AK Parti, MHP, CHP, YRP fark etmeksizin il genel meclisi üyelerine. Tarih sırtınıza geleceğin yükünü yükledi. Ya bu yükü sırtınızdan atıp kendinizi kurtaracaksınız ya da yükü taşıyıp Kırıkkale’nin geleceğini kurtaracaksınız. Size kalmış, bu memleket çok siyasetçi gördü. Anılarıyla anılanlardan olmanızı dilerim…