Gazetemiz köşe yazarlarından Dr. Mehmet Öztürk'ün kaleme aldığı 'Kırıkkale’nin Seçimi..' başlıklı köşe yazısı.

31 Mart seçimlerinin ardından neredeyse dört ay geçti. Cumhuriyet Halk Partisi adayı Ahmet Önal büyük bir oy oranıyla seçimi kazandı ve Kırıkkale il olduğundan bugüne kadar belediye ilk kez CHP yönetimine geçti. Milliyetçi-muhafazakâr kimliği ile tanınan bir kent olan Kırıkkale için oldukça şaşırtıcı olan sonucun çeşitli nedenleri elbette vardır. Ancak bu yazının konusu seçim sonuçlarının siyasi nedenleri değil, bundan sonra ne yapılacağı ile ilgili olacaktır.

Mevcut belediye başkanı Sn. Ahmet Önal’dan Kırıkkale’nin beklentisi büyük. 2024 yılında su sorunu çözülmeyen, yeşil alanları yetmeyen, yollarında yürünmeyen, kaldırımı bitmeyen, sosyal-kültürel hayatı ümit vaat etmeyen bir kent ile karşı karşıyayız. İç Anadolu’nun tam ortasında, 42 ilin kesişim noktasında, başkentin yanı başındayız ancak maalesef olmamız gereken yerden çok uzaktayız.

O halde mevcut belediye yönetiminin bir karar vermesi gerekiyor. O karar şu iki seçenek arasında olacak. İlk seçenek şudur: Biz elimize geçen bu fırsatı Kırıkkale’nin makus talihini değiştirmek, Kırıkkale’yi hak ettiği yere getirmek, Kırıkkale’nin potansiyelini hayata geçirmek için mi kullanmalıyız? Yoksa ikinci seçenek olan; Maraş caddesi, zafer caddesi ve diğer uğrak yerlere yaz gelince saksı da çiçek koyup, düğün cenaze gezip vatandaşı avutup, denk gelirse üç beş yola asfalt atıp, Keskin-Kırşehir-Oba dengesine göre belediyeye işçi katıp yola devam mı etmeliyiz?

Elbette ki belediye başkanından beklenen ve kendisine yakışan ilk seçeneği seçmesidir. Umuyorum ve inanıyorum ki o da öyle yapacaktır. Peki sonrasında ne olacak? Kırıkkale’nin makus talihi nasıl değişecek? Kırıkkale hak ettiği noktaya nasıl gelecek? Bu soruların cevabı yol haritasının çizilmesi açısından son derece önemli. Sayın başkana bu vesile ile naçizanebirkaç öneride bulunmak isterim.

1-     Daha önce denenmiş ve başarı getirmemiş yöntemlerle belediye yönetmeyi tercih ederseniz sonuç öncekilerden farklı olmayacaktır. Dolayısıyla yönetimin fonksiyonlarını hakkıyla kullanmadan yani planlamadan, örgütlemeden, koordine etmeden, yöneltmeden ve denetlemeden yapacağınız her iş akamete uğrayacaktır. Bu nedenle ilk iş disiplinli bir yönetim ve organizasyon yapısı oluşturmaktır.Ünlü yönetim bilimci Peter Drucker “Planlamayı başaramıyorsanız, başarısızlığı planlıyorsunuz demektir” der, ilk NATO başkomutanı ve 34. Amerikan Başkanı Dwight D. Eisenhower ise “plan hiçbir şeydir, ama planlama her şeydir” demiştir. Dolayısıyla Kırıkkale gibi sorunları çok kaynakları kısıtlı bir kentin önem ve öncelik sırasına göre yönetilmesi için stratejik plana ihtiyacı vardır. Eğer stratejik planınızı belirlemez, yönetim ve organizasyon yapınızı buna göre dizayn etmezseniz, küçük ya da büyük her gelişme ya da beklenmeyen bir durum sizi yolunuzdan eder, güçsüz bir dalda duran yaprak gibi gideceğiniz yeri rüzgâr tayin eder. (Belediyenin web sitesine girildiğinde stratejik plan dahil yapılan, yapılması planlanan işlerle ilgili hiçbir veri bulunmuyor).

2-     Veri biliminin bu denli geliştiği, yapay zekanın günlük kullanılır hale geldiği çağımızda muhakkak suretle işlevsel nitelikli AR-GE birimine ihtiyaç vardır. Bilimsel olarak ölçmediğiniz hiçbir şeyi yönetemezsiniz. Bu bağlamda Kırıkkale Üniversitesi ile iş birliği sağlanması, üniversitenin nitelikli akademisyenlerinden destek alınması kritik öneme sahiptir (Uzaktan görüldüğü kadarıyla Kırıkkale Üniversitesi çok öteden beri şehirle ayrık bir görüntü sergiliyor. Gerek insan kaynağı, gerek entelektüel kapasite Kırıkkale’ye katkı sağlamaktan çok uzak ya da yeterince katkı sağlamıyor).

3-     Kırıkkale’nin güçlü ve zayıf yönleri nelerdir? Başta komşu kentler olmak üzere diğer kentlere göre avantaj ve dezavantajları nelerdir? Kırıkkale’ye yatırım çekmenin, istihdam sağlamanın yolu bu sorulara verilecek cevaplarda gizlidir. Aksi takdir de Kırıkkale Belediyesinin öz bütçesi temel belediyecilik faaliyetlerini karşılamaya ancak yetecektir. Örneğin Kırıkkale’nin 42 ilin kesişim noktasında olması lojistik sektörü açısından nasıl cazip hale getirilebilir? Ankara’nın âtıl kapasitesi, özellikle kongre turizmi potansiyeli 72 km ötedeki Kırıkkale açısından nasıl cazip hale getirilebilir? Silah sanayi ve alt sanayi yatırımları nasıl artırılabilir? (Kırıkkale son 5 yıldır eksi göç veriyor. Yani Kırıkkale’ye yerleşenlerin sayısı Kırıkkale’yi terk edenlerden son 5 yıldır daha az. Bunun en büyük nedeni istihdam alanlarının yetersizliği. Bu sorunun çözülmesi için ise yatırım ve teşviklerin, güçlü olunan yönlere yapılması gerekiyor. Şüphesiz ki bütçe planlaması en önemli planlama hususları arasında yer alıyor).

4-     Bu hedefler elbette Kırıkkale Belediyesinin tek başına gerçekleştirebileceği şeyler değildir. Dolayısıyla diğer kamu kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin, üniversitenin, iş dünyasının bir araya getirilmesi, ortak amaç ve hedefler etrafında buluşturulması gerekir. Bu da elbette ki belediye başkanının liderlik özellikleri ile mümkün olacaktır. Klan (kabile) kültürünün aşılıp Kırıkkale ortak paydasında herkes nasıl buluşacaktır? Bunun başarılması için belediye yönetimine düşen görev ve sorumluluklar nelerdir? (Bunu gerçekleştirmenin en önemli şartı hayalinizdeki Kırıkkale’nin tüm paydaşlara katkı sağlayacağına inandırmaktır. Yani belirlenen hedefler gerçekleştiğinde; örneğin Kırıkkale bir silah sanayi kenti olduğunda, lojistik merkezi olduğunda, Ankara’nın fazla kapasitesini karşılamaya talip bir kent olduğunda vs. bundan yerel paydaşlar neler kazanacaktır. Net olarak ortaya konulması gerekiyor).

Bu haftaki kısa değerlendirme de Kırıkkale hakkındaki düşünce ve önerilerimizi teorik olarak ortaya koyduk. Önümüzdeki haftalarda ise bu hususları somutlaştırarak, örneklendirerek paylaşacağız. Haftaya görüşmek üzere selam ve selametle...