Galiba bu şehirde doğru dürüst bir iş yapıldığına tanık olamayacağız.En azından ben kendi payıma böyle düşünüyorum.
Şehir adına karar verenlerin bir gün olsun,bu hizmet buraya çok yakışmış babından içimizi rahatlatacak bir uygulamalarını henüz görebilmiş değiliz.
Bu konuya geçmişten ve günümüzden pek çok örnek verebiliriz.Ancak o kadar uzağa gitmeden, valilik ve adliye binalarına yer seçimini yanlış tercih olarak söyleyebiliriz.
Ne yazık ki, o günlerde valilik ve adliye sarayı hizmet binalarının yanlış yere yapıldığına dair açıktan açığa bir eleştiri getiren olmadı.
Bu konuda bir çift söz söyleme hakkı olanlar bile sustu.En azından iştigal ettikleri meslek icabı gereği mimarlar odası,varsa çevreci kuruluşlar bu duruma toplum adına itiraz etmeliydiler.
Belki beş on yıl sonra itiraz edecekler ama iş işten geçmiş olacak.
Bana göre bu şehri yönetenlerin en büyük yanılgısı Kırıkkale´yi, Ankara Samsun asfaltı ile demiryolu arasından ibaret saymaları veya öyle görmeleri.
Kamu yatırımları ile hizmetlerin bu iki orjin arasında yoğunlaşması bu tezi doğrular cinsten.
Uzun lafın kısası, her kamu binasını cumhuriyet meydanın etrafına yığma alışkanlığından kurtulamadığımız sürece yarınlara gelişmiş bir
Kırıkkale değil,daha büyük sorunlarla karşı karşıya gelecek bir Kırıkkale bırakacağımızı unutmayalım.
Kış´ın Gaza, Yaz´ın Saza
Özellikle Kırıkkale dışında yaşayan hemşehrilerimizin Kırıkkale için söyledikleri anlam dolu bir söz vardır.
İnsanı biraz tebessüm ettirse de doğrudur.
Ve Kırıkkale´nin güzel hasletidir.
“ Düğün yapacaksan da Kırıkkale´ye gel, öleceksen de Kırıkkale´ye gel.”
Hepinizce malüm...
Her iki tören Kırıkkale insanı için çok önemlidir.
Ne yapar eder,iki eli kanda da olsa eşinin dostunun bu anlamlı gününde yanında olmaya gayret eder.
Mesleğim icabı Türkiye´nin büyük bir bölümünü gezme ve tanıma şansı buldum.İnanın her iki tören için Kırıkkale´nin eline su dökemezler.
İçinde bulunduğumuz mevsim itibarı ile her birimiz özellikle hafta sonlarında düğünden düğüne koşturarak kan ter için de kendimizi evimize zor atıyoruz.
Yine geçtiğimiz bir hafta sonu idi. Yolda çok sevdiğim bir ağabeyimle karşılaştım.Hem biraz yorgun hem de biraz telaşlı görünüyordu.
“Hayırdır abi, böyle hızlı hızlı nereye gidıyorsun”diye sordum.
‘Nereye olacak saza gidiyorum´dedi.
Anlamadım, ne sazı dedim.
Bilmiyor musun , düğüne gidiyorum,dedi.
Arkasından, Atasözü gibi şu cümleyi söyledi.
‘Biz parayı Kış´ın gaza,Yaz´ın saza yatırıyoruz´
Biraz gülüştükten sonra , o başka bir düğüne ben başka bir düğüne gitmek için vedalaştık.
Köprü Dile Düştü
Terminal binası önündeki köprülü kavşak inşaatı, kelimenin tam anlamıyla Kırıkkale´nin diline düştü.
Geçin araç kullanan insanları, kadınlar bile kendi aralarındaki gün toplantılarında bu köprüyü konuşur hale geldi.Kırıkkaleli sürücülerin, bu kavşaktan gelip geçen başka şehirli insanların isyanını anlatmaya hiç lüzum yok.
İki yılı aşkın bitirilemeyen bir köprü.
Yapımı neden durduruldu,bilinmeyen bir köprü.
İki aracın zar zor birbirini geçebildiği bir köprü.
Velhasıl kamuoyuna göre mühendislik hatalarının dolu olduğu bir köprü.
Ama ne hikmetse yetkililerden bir cümlelik bir açıklama bile gelmedi.
Kırıkkale bunu hak etmiyor.
Günün Fıkrası
Temel kovboy filmini beş kere seyretmiş…
Altıncısında arkadaşı İdris´i de sinemaya götürmüş.
Filmin bir sahnesinde kovboy duvara doğru koşuyormuş.
İdris demiş ki…”şimdi duvara çarpacak.” Temel “merak etme
”diye konuşmuş…
“ Çarpmaz.” Fakat… Kovboy son hızla duvara çarpınca…
İdris,Temel ‘ e dönmüş :
-Hani çarpmaz diyordun?.. Bak çarptı işte.
-Ben bu filmi beş defa seyrettim… Beşinde de duvara çarptı…Herhalde ders almıştır, artık çarpmaz diye düşünmüştüm… Ama adam hiç ders almamış.
GÜNÜN SÖZÜ
Seni iki şey anlatır;
Hiç bir şeyin yokken
gösterdiğin sabır,
her şeyin varken
sergilediğin tavır.
GÜNÜN TESPİTİ
‘‘..şu dünya,koca bir yalan iken,
gerçeği arar durur insan...
ölüm en güzel nasihat iken,
hiç ölmeyecek sanır insan..´´