KİM TECRÜBELİ, KİM TECRÜBESİZ VATANDAŞLARIMIZ KARAR VERSİN

Deva Partisi Kırıkkale İl Başkanı İsmail Oğuz Karakuş, Kırıkkale’ye kurulan EDS’leri vatandaşa tuzak olarak nitelendirmiş, alt yapısı yapılmayan yerlere asfalt atılmasını ve su patlakları nedeniyle yeni asfalt atılan yerlerin kazılmasını israf olarak nitelendirmişti. Kamuoyunda Karakuş’un açıklamaları olumlu karşılanmış, Ak Parti İl Başkanı Mustafa Kaplan’da Karakuş’a cevap vermişti. Cevabında Karakuş’u siyasi tecrübesizlikle suçlayan Kaplan’a Karakuş’tan cevap gecikmedi. Karakuş “İktidarın temsilcisine buradan sesleniyorum. Kendinize tecrübe konusunda bu kadar güveniyorsanız, cesaretiniz de varsa istediğiniz tarih ve saatte, sizin belirlediğiniz kanalda, sizin belirlediğiniz basın mensuplarıyla siz ve ben bir açık oturum gerçekleştirelim. Bizler hesabını veremeyeceğimiz hiçbir işin altına girmedik çok şükür. Başımız dik alnımız açık. Bilgimize de görgümüze de güveniyoruz. Kim tecrübeli kim tecrübesiz vatandaşlarımız karar versin. Var mısınız? Ben varım.” İfadeleri ile Kaplan’ı açık oturuma davet etti.

SAYISAL VERİLER KULLANDI

Ak Parti İl Başkanı Mustafa Kaplan’ın ekonomik krizi pandemiye bağlayan açıklamalarına cevap veren Deva Partisi Kırıkkale İl Başkanı İsmail Oğuz Karakuş açıklamalarında pandemi öncesi ve pandemi sonrası Türkiye ve Avrupa’nın ekonomik verilerini kullanarak cevap verdi. Karakuş açıklamalarında sayısal veriler kullanırken “Pandeminin Türkiye’de başladığının resmen ilan edildiği, aynı zamanda olağanüstü bir tesadüfle partimizin kuruluşunun ilanına denk gelen 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde ve dünyada genel ekonomik durum ne idi bir hatırlayalım ve değerlendirmeyi vatandaşımıza bırakalım. Aynı dönem içerisinde salgın sebebiyle yaşanan ekonomik daralma ve kapanmalar ve yaşanan belirsizlikler uluslararası piyasalarda volatilitenin artmasına sebep olunca gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, salgının olumsuz etkilerini en alt seviyede hissetmek ve vatandaşın salgından kaynaklı gelir kaybını telafi etmek için “doğrudan nakit desteği vermek” de dâhil olmak üzere birçok tedbir aldılar.     Ülkemizde ise kamunun kaynakları, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçilmesi ile birlikte yani henüz salgın başlamadan önce, arka kapı yöntemleri ile harcandığı için, vatandaşa doğrudan destek vermek yerine ancak bankalar üzerinde kredi kullandırılmak suretiyle zorlu salgın şartları atlatılmaya çalışılmıştır.” Dedi.

İŞTE O VERİLER;

ENFLASYON KONTROL EDİLEMEZ SEVİYELERE ULAŞTI

Merkez Bankası rezervlerinin yanlış kullanıldığını ve bunun neticesinde enflasyonun kontrol edilemez seviyelere ulaştığını  belirten Karakuş “Ülkede genç, yaşlı, çalışan, üreten her kesimden insanın emeği ve çalışması ile on yıllarca zamanda biriktirilen Merkez Bankası’nın rezervleri, yedek akçeleri hesapsızca harcandığı için hem Türk Lirası önlenemez bir şekilde değersizleşmiş, hem de enflasyon kontrol edilemez seviyelere ulaşmıştır. Bu durum başta dar gelirli vatandaşlarımızı, öğrencilerimizi, memurumuzu, esnafımızı kısacası hayatını emeğiyle kazanmaya çalışan ülke insanımızı tahammülü zor bir noktaya getirmiştir. Bugün orta direk kalmamış, ülkede ücretli çalışanların neredeyse yarıya yakını asgari ücret seviyesinde maaş alır duruma gelmiştir.” İfadelerini kullandı.

ŞARTLAR 21 SENE ÖNCESİNDEN DAHA AĞIR

Günümüzde yaşanan ekonomik krizin 21 yıl öncesindekinden ağır olduğunun altını çizen Karakuş “Vatandaşlarımız bugün, bundan 21 sene önce yaşadığı ağır ekonomik şartlardan daha ağır ve yıkıcı bir ekonomik iklimin tam ortasındadır. Yaşanan bu durumdan bir çıkış yolu görünmediği gibi, bu durumu dünyada yaşanan gelişmelerle açıklamaya çalışan iktidar, bundan altı ay önce savunduğu “Çin Modeli” iddiasından da vazgeçmiş görünmektedir.      Türkiye’miz ekonomik büyüklük olarak dünya ülkeleri sıralamasında 2002 yılında 16. sıradayken bugün 22. sıraya kadar gerilemiştir. Gelir adaletsizliği adeta bir ekonomi politikası haline gelmiş, dar gelirliden alıp varlıklı vatandaşa aktaran bir mekanizma tesis edilmiştir.” dedi.

AFRİKA ÜLKELERİNDEN DAHA FAZLA ENFLASYONA SAHİBİZ

Türkiye’nin enflasyon oranlarının Afrika Ülkelerinden fazla olduğunu belirten Karakuş “İktidara yakın gruplara kullandırılan çok düşük faizli krediler, vergi afları, vergi ertelemeleri, denetimsiz bir şekilde dağıtılan KGF kredileri ve en sonunda mevduat sahibine, vergi mükelleflerinin parası ile ödenen Kur Korumalı Mevduat kazancı bu gelir adaletsizliğinin son halkasını oluşturmuştur. Örneğin; 2022'nin ilk yarısında Kur Korumalı Mevduat'ın maliyeti 37,2 milyar TL olmuştur; aynı altı aylık dönemde ülkemizdeki tüm çiftçilere verilen tarımsal destek ise 21,4 milyar TL’dir. G20 ülkeleri arasında makyajlanmış veriler olmasına rağmen %78,6 enflasyon oranı ile en fazla enflasyona sahip ülkeyiz. Ayrıca Afrika kıtasındaki ülkelerin tamamına yakınından daha fazla enflasyona sahibiz. Ülkenin içinde bulunduğu durumu sadece küresel bir krizle açıklamak algı oluşturma çabasının ta kendisidir. Ülkenin durumu içler acısı haldedir, sebebi de kötü yönetimdir” ifadeleriyle hükümetin ekonomik politikalarını eleştirdi.

ISMARLAMA YAZI

Önal’dan güzel hareket! İhtiyaç sahibi çocuklara mont, bot ve kıyafet yardımı! Önal’dan güzel hareket! İhtiyaç sahibi çocuklara mont, bot ve kıyafet yardımı!

Açıklamalarının son kısmında Ak Parti İl Başkanı Mustafa Kaplan’a cevap veren İsmail Oğuz Karakuş, Ak Parti İl Başkanı Mustafa Kaplana bir takım sorular yöneltti. Karakuş açıklamasında; “Kıymetli hemşehrilerim, İktidar partisinin şehrimizde ki bir temsilcisi yine eleştiriye tahammülü olmayan, gerçekleri görmezden gelen tavrıyla, ısmarlama bir yazıyla,  partimiz ve şahsım hakkında talihsiz açıklamalarda bulunmuştur. Şimdi buradan soruyorum;

KAPLAN AK PARTİ ALEYHİNE ÇALIŞTI MI?

En son Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıkladığı verilere göre en çok üye kaydı yapan parti 11 bin 693 üye artışı ile Demokrasi Ve Atılım Partisi olurken, en çok üye kaybı yaşayan parti 44 bin 85 üye ile AK Parti olmuştur. Ayrıca işe yerleştirme vaadiyle öncelikli AK Parti üyeliği istediğiniz ve üyeleri nasıl yaptığınız iyi bilinmektedir. Bizler tüm partililerimizi ve DEVA partisine gönül vermiş, güvenmiş herkesi ailemiz gibi görüyor, değer veriyoruz. Sayın temsilcimizin aile eşrafımızın da partimize güvenip destek vermiş olması ağırına gitmiştir. Çünkü kamuoyu kendi aile eşrafının nerelerde, hangi partileri desteklediğini gayet iyi bilmektedir. Kendi siyasi partisi herkesi sadece birer oy olarak gördüğü için yadsımıyorum. Buradan iktidar partisinin temsilcisine soruyorum, ben Kurucu İl Başkanı olarak, partimiz kurulduğundan beri önce ülkemiz ve şehrimiz, sonrasında Genel Başkanımız Sn. Ali Babacan ve milyonların umudu olan Deva Partisi’nin hizmetindeyim. Kendisi yirmi yıl önce kurulan partisine ne zaman katılmıştır? Partisi istediği mevki ve makamlara getirmediğinde partisi ve adayının aleyhine başka partilere çalışmış mıdır?

BİZLER BELEDİYE YADA DEVLET KURUMLARINI RANT KAPISI GÖRMEDİK

Bizler belediyeyi ya da başka bir Devlet Kurumu’nu asla rant kapısı olarak görmedik ancak; kendisi daha önce, basına da yansıyan konuşmalarında, MKE Kurumu’nun geleceğini kendi işyerinin geleceğiyle ilişkilendirerek, nasıl bir zihniyette olduğunu itiraf etmiştir. Altyapısı hazır olmayan asfaltın üzerine, gösteriş ve siyasi ikbal için yeniden asfaltlanıyor, akabinde gün geçmeden tekrar kazılıp işlem yapılıyorsa, öncelikli projeler varken siyasi rant düşünülüp, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını görmezden gelip, halkın değil kendi gelecekleriniz düşünerek projeler yapılıyorsa bu vatandaşlarımızın paralarını çarçur etmek değil midir? Haftanın üç günü vatandaşlarımızın suyu akmıyor, bir boru üç günde tamir edilemiyorsa, çözümler hep günü bilirlik yapılıp, kalıcı hiçbir şey yapılmıyorsa siz neden bahsediyorsunuz? Seçimden önce verilen vaatlerde bırakın 2019’u 2014 vaatlerinin bile büyük bölümünün yerine getirilmemiş olması, vatandaşa verilen sözlerin tutulmaması hangi ahlaki anlayışın tezahürüdür?

VATANDAŞIN MENFAATİNE OLMAYAN HER İŞTE PİLOT İLİZ

Yıllardır hep vatandaşın menfaatine olmayan ne iş varsa pilot il Kırıkkale’dir. Ellerini ovuşturarak, vatandaşlarımızdan gelecek cezalara bel bağlayan zihniyete soruyorum, eğer ki EDS’ler can ve mal güvenliğimiz için yapılıyorsa belediyenin yazılan cezalardan pay almadığını söyleyebilir misiniz? Teşkilatımızı kurduğumuz ilk günden beri şehrimiz adına yapılması gereken projeleri belirttik, yanlış işlerden uzak durulması gerektiğini en son Kent Ormanı’nda olduğu gibi belirttik. Ne zaman muhalefetin söylediklerini dikkate aldınız? Haber; Çağlar Atmaca

 

 

Editör: Manşet Gazetesi