Genellikle belirti vermeden sinsice ilerleyen prostat kanseriyle ilgili önemli uyarılarda bulunan Üroloji Uzmanı Dr. Yusuf Gençten "Birçok erkek PSA testi, rektal muayene ya da biyopsi gibi tarama ve tanı yöntemlerinden haberdar değil. Oysa erken tanı için özellikle 50 yaş üstünde düzenli sağlık kontrolleri aksatılmamalı" dedi.

Acıbadem Kayseri Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. Yusuf Gençten dünya genelinde erkeklerde akciğer kanserinden sonra kanser ölümlerinin en sık sebebi olarak gösterilen prostat kanserinin, prostat bezindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıktığını söyledi. 50 yaş ve üzerindeki erkeklerin genel olarak risk altında olduğunu; yaş ilerledikçe riskin arttığını ve 75 yaşına gelindiğinde her 7 erkekten 1’inde prostat kanserinin görüldüğünü ifade etti.

Türkiye Kanser İstatistikleri raporuna göre de ülkemizde, prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen ikinci kanser türü olduğuna dikkat çeken Dr. Gençten "Her yıl yaklaşık 17 bin yeni vaka ortaya çıkmaktadır; yani bu hastalık toplumsal ölçekte de ciddi bir sağlık yükü oluşturmaktadır. Ancak ülkemizde bu konudaki bilgi ve farkındalık oldukça azdır. Birçok erkek PSA testi, rektal muayene ya da biyopsi gibi tarama yöntemlerinden haberdar değildir. Bu bilgi eksikliğinin yanında utanma, damgalanma korkusu ve hekime başvurmadaki gecikmeler de tarama ve erken başvuru oranlarını düşürüyor" dedi.

Bakan Tekin: "Tarım ve Orman Bakanlığı ile yıl içerisinde farklı etkinlikler yapacağız"
Bakan Tekin: "Tarım ve Orman Bakanlığı ile yıl içerisinde farklı etkinlikler yapacağız"
İçeriği Görüntüle

"Erken evrede belirti vermez"

Ailesinde prostat kanseri öyküsü olanlar ile Afrika kökenli erkeklerde riskin daha yüksek olduğunu belirten Dr. Gençten uzun süreli doymuş yağlardan ve kırmızı etten zengin, sebze-meyveden fakir beslenme alışkanlığının da prostat kanseri riskini arttırdığını dile getirdi. Prostat kanserine özgü bir belirti olmadığını vurgulayarak "Erken evrede hiçbir belirtiyle karşılaşılmaz fakat kanser dokusu büyüdükçe veya birlikte iyi huylu prostat büyümesi varsa idrar boşaltma sorunlarıyla karşılaşılabilir. Prostat kanseri taraması konusunda en sık kullanılan yöntem PSA (Prostat Spesifik Antijen) testidir. Ancak PSA testinin tek başına değerlendirilmesi her zaman kanser açısından doğruyu yansıtmayabilir. Ek olarak prostatın parmakla muayenesiyle de kanserli doku tespit edilebilir" diye konuştu. Şüphelenilen durumlarda çekilen prostat MR görüntülemesiyle kanser şüpheli alanların tespit edilerek kesin tanıya ulaşmak için prostat biyopsisi yapıldığını sözlerine ekledi.

"En önemli adım erken tanı"

Prostat kanserinin, tedavisi olan bir hastalık olduğunun altını çizen Dr. Gençten tedavi türünün kanserin evresine, hastanın genel durumuna ve kişisel tercihlere bağlı olarak değişebileceğini söyledi. Erken evrede tespit edilmiş bir prostat kanseri varsa ameliyat ya da radyoterapi ile tedavi edilirken daha ileri evre bir hastalık anında kemoterapi ya da hormonal tedavilerin uygulanabileceğini ifade etti.

Çeşitli tedavi seçenekleri olan ve hiçbir belirti vermeden sinsice ilerleyebilen bir hastalık olan prostat kanseri için en önemli adımın erken tanı olduğunu vurgulayan Dr. Gençten "Erken tanı için bilinçli bir farkındalıkla kontrollerin aksatılmaması çok önemlidir. Erken evrede tanı konulduğunda tedavi şansı çok yüksektir, ancak tanıda gecikme olması yaşam süresini ve yaşam kalitesini önemli ölçüde kısaltmaktadır. Bu nedenle prostat kanseri, erken teşhis ve toplumsal bilinç açısından büyük önem taşır" dedi.

Gençten, "Farkındalık ayı toplumun bilinçlenmesi için önemli bir fırsattır. Kişiler risklerini bilmeli, hekimine danışmalı ve düzenli sağlık kontrollerini aksatmamalıdır" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA