İYİ Parti Milli Güvenlik ve Göç Politikaları Başkanı Cenk Özatıcı, sokak röportajında söylediği sözler gerekçe gösterilerek tutuklanan Dilruba Kayserilioğlu'nu İzmir Aliağa Cezaevi'nde ziyaret etti.
Ziyaretten sonra yaptığı açıklamada Kayserilioğlu'nun moralinin çok yüksek olduğunu söyleyen Özatıcı, “Benden tek bir ricası vardı. Kendisinin de mağdur olduğu Türkiye’deki hukuksuzlukları ve adaletsizlikleri gündeme getirmem” dedi.
Açıklamalarının devamında Özatıcı “27 yılla yargılanan Dilan Polat iki gün evvel serbest bırakıldı ve tutuksuz yargılanıyor. Sadece bir sokak röportajı veren ve isnat edilen suçların hiçbirisinden hapis yatmayacak olan Dilruba ise bugün cezaevinde. AKP Türkiyesinde suç örgütü kurduğunuzda, kara para akladığınızda, dolandırıcılık yaptığınızda, tutuksuz yargılanıyorsunuz ama hükümeti eleştirdiğinizde Dilruba gibi cezaevine giriyorsunuz. İşte bu, AKP Türkiyesinin özetidir. Yargı siyasallaşmış, bürokrasi yozlaşmış, devlet partileşmiş, parti devletleşmiştir. Eğer bir devlet vatandaşları arasındaki hakkaniyeti sağlayamıyorsa, devlet olma vasfını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalır. Böyle bir siyasal düzende, aleni biçimde, açıkça hakkı gasp edilen toplumsal kesimler, bu defa kendi hakkını müdafaa istidadı gösterirler. Bu da kamu düzenine ve toplumsal nizama zarar verir. Sokaktaki vatandaşın hakkının müdafaa edilemediği, adalet heykelinin gözünün bağının çözüldüğü, adaletin elindeki o terazinin hep güçlüden, hep iktidardan yana tarttığı, muhalifleri cezalandırdığı bu tek adam rejimini, Türkiye 2024 yılında daha fazla taşıyamaz. Cumhurbaşkanına yönelik hakaret dedikleri ifade, babasının çiftliği gibi ülkeyi yönetmesi ifadesiydi ve dün bu suçlamadan tahliye edildi. Dün ben de Cenk Özatıcı olarak hiçbir hakaret içermeyen bu eleştiriyi tekrar ettim ve dedim ki: Evet Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Erdoğan burası sizin babanızın çiftliği değil. Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamunun kaynaklarıyla, halkın verdiği yetkiyle, halkın yetki verdiği müddetçe ve nispette devleti yönetmekle tayin edilmiş bir kişidir. Türkiye’nin sahibi değildir. Hukuken hakları gasp edilen, özgürlüğü elinden alınan Dilruba Hanımefendinin bir an önce serbest bırakılması, adaletin artık muhalifler için de tecelli etmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.