Gazetemiz köşe yazarı Ömer Kıvanç'ın 'Belediyenin AK Parti’ye zararı' adlı köşe yazısı.
Umut ne güzel bir şey değil mi?
Aday adaylığı başvurusu yapanların her birisinin ayrı ayrı umutları var: kimi aday olmak için umut beslerken, kimisi de aday adaylığı üstünden makam mevki veya seçilebilecek başka alanlarda aday edilme derdinde.
Birde desteklediği kişinin aday olmasını umut edenler var.
Siyasi partilerin her birisi, kim aday olursa ne olur yorumları ile kuşatılmış durumda. Parti binalarında bu yorum yapılmasa da dışarıda bir yerde otururken diğer partilerden kimler aday olur bunu sorup yorumları dikkatle dinliyorlar.
Şu parti de bu olur, bu partide bu olur yorumlarının altında yatan gerekçeleri de bu sayede öğreniyorlar.
Peki, işlerine yarıyor mu?
Analiz yeteneğini olmayınca, şartları da tam bilmeyince kimsenin işine yarayan bir şey çıkmıyor ortaya. Dolayısıyla o konuşmaların hiç birisi boş lakırdıdan başka bir şeye evirilmiyor.
Siyaset bilmek başka, siyaseten bir yere tercih edilmiş olmak, seçilmiş olmak başka bir şey. Bazı makamlarda oturanların gerçekte bomboş kimseler olduğunu unutmamak lazım. Hasbel kader şartlar o insanlara o imkânları sundu. Önlerine gelen fırsatı değerlendirebilmek içinde siyaset bilgisi üst düzeyde olan yakınlarının desteğiyle o koltukta duruyorlar. Kiminin eniştesi, kimim amcaoğlu o koltuğun korunması için canla başla mücadele ediyorlar.
Bugün Kırıkkale’de yerel seçimler nedeniyle siyasetin merkezinde yer alan CHP, Ak Parti, MHP, üçgeninin çıkmaz sokağında bulunan en belirgin parti Ak Parti… Parti de aday olması muhtemel isimlerden hangisi belirlenirse belinsin hepsinin kulvarı başka yöne dönecek. Zira Milletvekilliği liste belirlenmesi sürecinde ki kırgınlık ve küskünlükler henüz tamir edilmiş değil.
Üstüne üstlük, hala aynı dışlamayı yapan bir anlayış Kırıkkale Ak Parti yöneticilerinde hâkim durumda. Kendilerinden olmayanların ayaklarını kaydırmak için partilerinin genel merkezine evrak ve belge yağdırmaya devam ediyorlar. Bu sayede kendinden olmayanlardan birinin adaylığının önünü kesme telaşına düşmüş durumdalar. Bunu diğer bütün aday adayları da biliyor.
Bunun doğuracağı öfke ve kırgınlığın yol açacağı hasarın farkında bile olmadan yürüttükleri bu politikanın bedelini bu seçimlerde Ak Parti çok ağır ödeyecek.
Benim olsun yaklaşımı içinde bulunan siyaset anlayışının geçmişte birçok örneği bulunuyor. Hiçbir yerde de başarı sağlayamadığını da hepimiz biliyoruz. “Benim olsun”cular bazı aday adaylarının onların bu tavrına karşılık aday adaylığı başvurusu yaptıklarını göremeyecek körlüğe sahip olduklarını dile getirmek gerekir.
Bu yüzden Ak Parti de bulunan seçilmişler ve yöneticilerin bir kısmı, Ak Parti ye dışarıdan birinin vereceği zarardan daha büyüğünü veriyor.
Artık bu zarardan dönmeleri de imkansız.
Özellikle belediye cenahının bu öfke dolu tavırları, Ak Partilileri küstürüyor, kırıyor ve uzaklaştırıyor. Bu derecede “bana yakın olanlar” anlayışı içinde olunması partiye yıllarca emek vermesine rağmen, belediye tarafından dışlanarak davranılması kırgınlığı artıyor.
Ak Parti de aday kim olursa olsun, artık ok yaydan çıktığı için diğer kesimlerde uzaklaşma doğuracak. Bunun tek sorumlusu da belediye yönetimi…