Kale Dağcılık ve Doğa Sporları kulüp Başkanı Metin Atun Toros dağlarında 15 günde 5 faaliyete imza attı.
Her fırsatta dağcılık ve doğa sporunun önemi anlatan ' Dağcılık ve Doğa Yürüyüşlerinde İnsan Sağlığı ' adlı derlemesi de bulunan Atun bir ilke daha imza atarak kızının tayin olduğu Konya İli Taşkent İlçesine bağlı-Çetmi mahallesinde ( Eski Çetmi Beldesi ) bulunan Toros dağlarında 5 ayrı tırmanış ve doğa yürüyüşüne imza attı. Çetmi Belde sakinlerinden 9 ayrı kişinin de katıldığı faaliyetlerle ilgili yaşadıklarını Atun'un kendi kaleminden izleyelim.
Güz aylarında Çetmi Ortaokul Müdürü Abdullah Balcı ile öğretmenlerden Bayram Ali Ak'ın katıldığı2.057 metrerakılı Boz Dağ tırmanışından sonra, hem, doğa yürüyüşlerini tanıtmak, hem de köy halkı ile kaynaşmak amacıyla, doğa harikası bu köyde kışında nasıl yürüyüş ve tırmanış yapıldığını da göstermek amacıyla ilk faaliyetimizi Boz Dağının kuzey yamacından başlattık.
Belde öğretmenlerinde Esra Uğur hocamız ile eşim Havva Atun'un da katıldığı tırmanış hemen köyün merkezinde bulunan Okul lojmanının yanından başladı. Zira bu köyde adımı attığınız nokta da ki dağın zirvesi 2.057 metreye ulaşıyor. Köyün bahçeleri arasından geçtikten sonra dağın kuzey yamacından ilerlemeye başladık. 30–40 cm kar örtüsü ile kaplı zeminde düşe kalka ilerleyebiliyorduk. Kar örtüsü bayan sporcularımızı çok zorlayınca bizde1.750 metre rakımdan dönmek zorunda kaldık. O günü üç saatlik bir yürüyüşle kapattık.
İkinci faaliyetimizi köyün gençlerinden Ömer Akpınar ve Ahmet Güçlü ile beraber Tülek Dağı sırtlarında tamamladık. Tülek Dağı, Konya ilinin güney yönündeki en uzak beldesi olan Balcılardan başlıyor.
Sabahın erken saatlerinde Çetmi Beldesinden ayrılan ekibimizin Balcılar Beldesindeki kamp yerine vardığımızda saatlerimiz 09.10 sularını gösteriyordu. 2000 yıllık Anıt ağaca giden dağ yolunda ancak2 kmgittikten sonra aracımız kara saplandı. Aracımızı orada bırakıp yaklaşık2 kmdaha gittikten sonra dağın güney yamacına doğru rotamızı çevirdik. Hava, yağan karın da getirmiş olduğu temizlik nedeniyle çok ama çok temizdi. Eskilerin dediği gibi; pırıl pırıl bir hava vardı.
Dağın güney yamacından devam eden tırmanışımız saat 11.30 sularında ulaştığımız Balcılar beldesini tepeden gören ilk zirvesinde mola verdik. Burada kısa bir çay molası verdikten sonra tırmanışımıza devam ettik. Tırmanışımızın nereye kadar gideceğini bilemiyorduk. Çünkü rotamızda az bir eğim vardı ama önümüzde uzun bir yol gözüküyordu. Üstelik ben dahil diğer arkadaşlarda bu bölgeye ilk geliyorlardı.
Burası dağın sırt noktasıydı. Aşağıda yarım metre kar örtüsü bizi çok yormuştu. Ancak rüzgarların sert estiği sırt bölgesinde kar kütlesi çok azalmıştı. Buda bizim işimizi kolaylaştırıyordu. Önceden google-earth yardımıyla uydu görüntüsünden tespit ettiğim noktaya ulaşmıştık. Bu nokta 2.194 rakımlı ilk noktamızdı. Rotamızın kolay olması bizi daha ileri bölgelere doğru sürüklüyordu. İlerledikçe manzara güzelleşiyordu. Dağın yapısına göre oluşan çukurlar ve setler 4–5 metre kalındığında kar balkonları oluşturmuş, dağın güzelliğine güzellik katmıştı.
Saatlerimiz 13.30 sularını gösterirken batı yönü 1.300 metrelik uçuruma dayanırken güney-batı bölgesi ise derin bir vadiye dayanmıştı. Vadinin hemen ötesi Balcılar en yüksek zirvesi olan 2.430 rakımlı Mahram Dağı. Ekibimiz zamana göre yarışıyordu. Artık bu noktadan sonra daha fazla ilerlemeyi düşünmedik. Çünkü zaten hedeflediğimiz noktayı geçmiştik. Çünkü daha ilerliye gittiğimizde akşam karanlığa kalacağımız kesindi. Bizlerde ekibimizi riske etmeden buradan dönüş kararı verdik.
Zirvede her zamanki gibi dağın doyumsuz manzarası eşliğinde fotoğraflarımızı çektik ancak çaylarımızı içmedik.
Zirvedeki manzara tek kelimeyle şahaneydi. Çünkü hava çok ama çok açıktı. Bu nedenle de Konya'nın ve çevre illerin pek çok önemli zirvesi gözüküyordu.
Konya'nın Kuzey batısındaki Beyşehir Dağı, kuzeyinde Sultan dağları, Batısında3.268 metreyüksekliği ile görkemli Hasan Dağı, hemen yanımızda Karaman İlinin en yüksek zirvesi Hacı baba Dağı, Güney-batısında Aydos (3.430 m.Konya İlinin en yüksek zirvesi ) ve Bolkar dağları güneyde
Titregen dağı, güney toroslar, güney doğusunda Akdağ, doğusunda Geyik dağı ve Hadim Akdağ zirveleri hepimizi zirveden zirveye selamlıyorlardı.
Zirvelerle selamlaştıktan sonra dönüşe geçtik. Balcılara vardığımızda saatlerimiz 16.30'u gösteriyordu. Balcılarda Ahmet Güçlü'nün kayınbabasına misafir oluyorduk.
Çetmi'de biz gelmeden50 cmkar yağmıştı. Biz geldikten sonra10 cmdaha yağdı. Böylece her taraf bembeyaz olmuştu. Bu beyazlar içinde Çetmi Beldesinin dillere destan görenleri ilk anda korkutan Çetmi Boğazına yürüyüşe çıkalım dedik. Söylediklerine göre buraya atanan bir doktor Konya'dan Çetmi boğazına kadar160 kmgelmiş köye2 kmkala başlayan bu boğazı görünce buradan geri dönmüş.
Çetmi Boğaz yürüyüşüne köy sakinlerinden Mustafa Güven, Mehmet Özdemir, köyün gençlerinden Hasan Aslan destek verdiler. Çetmi torosların ortasında bir belde olduğu için her taraf sarp kaya her taraf şelalelerle dolu. Yürüyüşümüz ekibimiz Çetmi boğazı ile kayadan akan küçük şelaleye kadar yürüyüş yapıp tamamladık. 1932 yılında boğazda yapılan yol çalışması sırasında şehit olan Ahmet Çavuş anıtını da ziyaret ettikten sonra köyümüze dönüşü yaptık. Yürüyüş sırasında buzul sarkıtlarıyla fotoğraf çektirmeyi unutmadık.
Çetmi'de 4.yürüyüşü Bolay köyüne yaptık. Ancak ani bir kararla Çetmi'nin meşhur Şelalesine dönüş yaptık. Bu yürüyüşe cami imamı Yakup Yerlikaya, köy eşrafından Mehmet Karaca, Mustafa Güven ve Ali Önder destek verdi. Yaklaşık50 cm aşan karda üç saatlik yürüyüş sonrası köyümüze ulaşabildik.
Toroslarda Son Faaliyet-Çetmi Şelalesi;
Orta Torosların şirin kasabası Çetmi gezmekle bitmiyor. Beşinci faaliyeti, üç gün önce 5 kişilik ekiple gidemediğimiz yarı yolundan döndüğümüz Çetmi Şelalesine planladık. Çetmi Şelale yürüyüşüne köy sakinlerinden daha önce programlarımıza iki defa katılan Mustafa Güven ile Hüseyin Akpınar destek verdi. Çetmi'de bu kış yağan kar örtüsünün toplam yüksekliği160 cm.yi buldu. Birisi tam erimeden diğeri yağdı. Biz orada iken toplam yağan karın kalınlığı47 cm.ye ulaştı.
Çetmi Şelale yürüyüşünde kar örtüsünün kalınlığı her taraf köyün içi dahil40 cmaşmıştı. Önde Hüseyin Akpınar, arkasında biz en arkada Mustafa Güven abimiz olmak üzere50 cmaşan karda yürüyüşe devam ettik. Köyden uzaklaştıkça karın kalınlığı artıyordu. Ayrıca karın yığın yaptığı bölgelerde ise 1 metreye ulaşıyordu. O gün Hüseyin abimiz olmasaydı biz bu yürüyüş de çok zorlanacaktık. Hüseyin abi iz açmıyor adeta bir dozer edasıyla ayağını sürüyerek yolu açıyordu.
Yaz ve güz aylarında 40 dakikada gidilen şelale yolunu ancak bir saat 50 dakika da aşabildik. Şelale bölgesinde ulaştığımızda yine doğanın ekibimize sunduğu muhteşem görüntüler vardı.
Bu oluşmuş sarkıtlar sanki yeni oluşan mağaraların sarkıtları gibiydi. Ancak burada fazlası vardı. Şelale ve güneş bu ortama ayrı bir güzellik ve özellik katmıştı.
Orta Torosların bu şirin kasabasındaki gezimiz şimdilik bu kadar. Ancak burası dağcılık ve doğa yürüyüşü adına oldukça zengin.
Geyik dağı, Mahram Dağı, Akdağ ve ismini sayamadığım pek çok zirvelerinin yanında buzul gölleri ve mağaralardan fışkıran şelaleleriyle doğaseverlere birçok imkanı bir arada sunmakta. Bu bölgedeki en ünlü şelale Hadim ilçe sınırları içindeki Yer köprü Şelalesi 'dir. Yer köprü Şelalesinin kaynağını Çetmi deresi oluşturmakta olup ikinci güzel şelalesi de Çetmi Şelalesidir.
Toroslarda ki diğer gizemli güzelliklerde buluşmak dileğiyle…