Cemaz-ül evvel:
Geçmiş demek,
Hicri takvimin 5. ayı,
Aynı zamanda bil cümle günahlara tövbe ayı da demektir...
yani laf arasın da,
'Biz onun Cemaz-Ül evvelini de biliriz' dediğinizde birine,
Yaşamı,
Geçmişi,
Tövbesi falan la birlikte,
komple hayatını iyi biliriz demek istersiniz...
Kimi zaman ise birilerinin,
İfade tarzıdır bu güzel söz,
Yaşam tarzı,
Topluma içerisine çıkış kapısıdır belki,
Ama
Biz,
Onlardan değiliz şükür...
Biliyoruz dediğimiz de,
Tıpkı Perşembe´nin gelişini Çarşamba´dan bildiğimiz gibi,
Biliyoruzdur kesin...
ilk seçildiğinin ardından 'herkes en iyi bildiği işi yaparsa hem kendine hem topluma çok daha faydalı olur' demiştik.
Kızdı bize!..
Gördü yolda görmemezlikten geldi,
Selam verdik almadı...
Halbuki,
Derdimiz kişisel,
Telaşımız şahsa münhasır değildi,
Olmadı da.
Elbiseni sat dedik...
iyi tezgahtarlığın var,
kaliteli ayakkabılar da getiriyordun.
Gömlek-gravat mıravat derken gerçekten ve çok samimi söylüyorum efendiliğinle Kırıkkale´nin en önemli iş yeri yapmıştın müdürlüğün döneminde çalıştığın mağazayı...
Ki,
En iyi bildiğin iş oydu zaten!..
Oldun belediye başkanı!..
Koca şehir Susuz kaldı günlerce,
Az kaldı tifo-tifüs-kolera molera kırılıp gidecekti millet.
Şimdi de,
Taktın kafayı Şehrimizin önemli isim ve şahsiyetlerinin cebinden para vererek ve musluklarından çamur akan Kırıkkale´mizin fakirine bir yudum hayat olsun diye yaptırdığı 'SEBİL´lere'
Onlara temiz su vermek yerine,
Fakir-fukaranın,
Kedinin-köpeğin,
Kurdun-kuşun hayat bulduğu sebilleri yıktın birer, ikişer...
Niye?
Bilmiyorsun çünkü o isimler kim,
Ne için harcamışlar ceplerindeki parayı,
Kim için vermişler onca emeği...
İlk döneminde şehrin merkezi çöp toplama yeri olmuştu pislikle birlikte,
Üstüne,
Bir yudum suya hasret kaldı kurt-kuş vefasızlıkla sayende.
Bu işin böyle olacağını yazdım çizdim seneler öncesinden,
Gündoğdu amcamın adına yaptırdığı 'Sebili' tarumar ettiğinde tanımış Adnan Abalı seni!..
Seneler sonra anlatacaktır konu senden açıldığın da dost meclisinde eminim 'ben onun 'Cemaz-ül evvelini de bilirim' diye!..
