Biri essahtan esnafmış gibi postasını koydu,

Diğeri  yirmi beş yılın yolsuzluğunu yükledi.

Biri adını telaffuz edemezken,

Diğeri  tanımadığını söyledi.

Biri “Pontus” olduğunu ima etti,

Diğeri “feto” ile bağlantı kurmaya kalktı.

Biri olmamışı olmuş gibi anlatıp suçlarken,

Diğeri olmuşu ters yüz edip yapıştırmaya çalıştı.

Hepsi bir tarafa,

Kürtlere şirin görünmek adına doğru düzgün okuyamadığı önüne  konan “Kürtçe” metinle Kürdistan´a! selam çakarken biri Diyarbakır´dan, Diğeri PKK nın kucağına oturmakla suçladı Trabzon´dan.

Sinirlenmedi-kızmadı hiç birisine…

Bağırıp çağırmadı,

Öfkelenip tepinmedi…

Güldü geçti,

Geçemediğini tek tek-tane tane- babasının oğluna! anlatır gibi anlattı yaşanmışlıkları, izah etti yanlış anlaşılanları, dinletti-sevdirdi kendini.

Yandaş,

Yalaka,

Seçilmiş,

Atanmış,

Amir-memur,

Asil-vekil, bakan-bakmayan, Partili-partisiz kim varsa vazife edinmiş gibi  uğraştı,

Didindi, tuzakladı, montajladı, parçalandı ve hala parçalanıyor adamı kavga ortamına çekip sıradanlaştırmak için ama, o banamısın demiyor…

Tınmıyor bile!..

Adam,

Altın Eller Ödülleri bir ilki gerçekleştiriyor Altın Eller Ödülleri bir ilki gerçekleştiriyor

Üç aydır sevecenliği,

Sempatisi,

Güler yüzü, kucaklayıcı-barışçıl söylemi, içten-samimi-dürüst davranışı, yapılan haksızlık-hukuksuzluk ve her türlü iftira karşısında vakur ve soğukkanlı duruşu ile  kendisine posta koyanların bile sevgilisi olurken,  İstanbulluların değil tüm vatanın beğenisini kazanmaya da devam ediyor aynı zamanda.

Ekrem İmamoğlu!..

Ve

O

Sadece İstanbul büyük şehir belediye başkanlığına adaydı bu güne kadar,

Şimdi Türkiye kucakladı kendisini.