YAVAŞ YAVAŞ MANSUR YAVAŞ

Türkiye’de bütün gözler 6’lı masanın çıkartacağı Cumhurbaşkanı adayına çevrilmiş durumda. Bütün kulisler, bütün tartışmalar, bütün çekişmeler Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı üzerine yapılıyor.

6 liderin masasına gelmese de, gündemin masasında 3 isim yer alıyor. Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş…

Masanın altında ise alternatif olarak sunulabilecek isimler yer alıyor; Abdullah Gül, Haşim Kılıç gibi isimler.

Adaylık için şuana kadar en çok öne çıkan isim Kemal Kılıçdaroğlu. Bilinçli olarak Kemal Kılıçdaroğlu kendisini öne çıkartıyor, Cumhuriyet Halk Partisi ise tüm gücüyle Kılıçdaroğlu ismini önde tutmaya çalışıyor.

Masanın diğer üyeleriyse bu durumu engellemek için her türlü çalışmayı yapıyor. Açıkçası Saadet Partisi, Deva Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’nin masadan temel beklentisi daha çok milletvekili kontenjanı kopartabilmek. %7 seçim barajından ötürü bu partiler CHP ve İyi Parti listelerinden en azından gurup kuracak kadar milletvekilliği kontenjanı almak istiyorlar. İYİ Parti ise kendi başına olabildiğine çok milletvekili çıkartmak istediğinden bu partilere cimri davranıyor diyebiliriz. Bunun karşılığında Kılıçdaroğlu, masada Cumhurbaşkanı adaylığının desteklenmesi karşısında cömert davranabileceğinin sinyallerini veriyor. Masanın oy oranına göre küçük partileri için milletvekili sayısı çok önemli bir kriter olsa da parti tabanlarını veya potansiyel parti tabanlarını memnun edecek bir Cumhurbaşkanı adayını da arzu ediyorlar.

Meral Akşener ise bütün mesajlarıyla Cumhurbaşkanı adayının, Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş olduğunu gösteriyor. Tablo karman çorman gibi gelebilir. Ancak 6’lı masanın en öncül gündem maddesi; “Erdoğan karşısında zafer kazanabilmek.” Erdoğan’ın en çok istediği rakip ise “Kemal Kılıçdaroğlu!” Her ne kadar Kılıçdaroğlu eski Kılıçdaroğlu olmasa da Erdoğan’ın en zayıf olduğunu düşündüğü rakibi Kılıçdaroğlu. Ak Parti ve Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu bu havaya sokmak için uzun zamandır uğraşıyor. Ak Parti’nin sürekli gazlamaları, Aday ol da görelim tahrikleri sonunda, Kılıçdaroğlu “Alo ben Kemal… Geliyorum” vari çıkışları ardı ardına yapmaya başladı.

Benim şuana kadar edindiğim izlenin adaylık için İYİ Parti ve CHP’nin aynı isimde birleşmesi gerektiğidir. İYİ Partiyle, CHP’nin ise Kılıçdaroğlu’nun aday olması yönünde mutabık kalacaklarına inanmıyorum. Diğer partilerin bu iki partinin mutabık oldukları konuda muhalif olacaklarını düşünmüyorum. Ancak konu sen ben kavgasına geldiğinde daha önce Kürtlerden oy alabilirim çıkışı yapıp aday olursam seçimi kazanırım diyen Ali Babacan’ın da; eski başbakanım masadan aday çıkacaksa bana düşer deme potansiyeline sahip Ahmet Davutoğlu’nun da pazarlığı kızıştırması muhtemel. Böyle bir tablonun ortaya çıkması halinde ise bütün masa üyelerinin mutabık olacağı tek konu, adayın masa haricinden seçilmesi olur.

Ve bence de öyle olacak…

Verilen bütün mesajlar incelendiğinde Kılıçdaoğlu’nun adaylık istediği gün gibi aşikârken, Akşener’in ise muhalif olduğu güneş gibi ortada. Böyle bir tabloda çıkacak sonuç; masanın dağılması değil, adayın dışarıdan seçilmesi olur. Dışardan seçilecek aday konusunda ise adaylıktan feragat etmiş olan Kılıçdaoğlu’nun eli daha güçlü olur.

Gelelim masa dışından ismi geçen adaylara…

En çok adı geçen aday Ekrem İmamoğlu olsa da en az şansı olan kişi de Ekrem İmamoğlu’dur, bana göre. Hem aday olmak için CHP Genel Merkezini görmezden gelerek yaptığı çalışmalar hem de hakkında verilen haksız adli karar İmamoğlu’nun önünde en büyük engel. Kılıçdaroğlu’nun kendi elleriyle İmamoğlu’nu aday yapmayacağından adım kadar eminim. Masanın diğer üyelerininde hakkında bulunan adli karar nedeniyle böyle bir risk almayacaklarını düşünüyorum.

Abdullah Gül önceki seçimde gündemin birinci maddesinde yer alıyordu. Ancak dönemin Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar’ın evini Helikopterle ziyaret etmesi sonrasında hava birden değişti ve Abdullah Gül aday olmadı. Haşim Kılıç’ın ise zerre şansı olduğunu düşünmüyorum, sadece Ali Babacan’ın adını gündeme getirebileceğini diğer partilerin tamamının konuyu açmadan kapayacağını düşünüyorum. Abdullah Gül ismi ise Deva ve Gelecek Partilerinin en çok üzerinde duracağı aday olsa da hem Kılıçdaroğlu’nun hem de Meral Akşener’in böyle bir tasarrufta bulunmayacağını düşünüyorum.

Bütün isimler tartışılırken adaylıktan feragat edip, masanın en güçlü partisinin Genel Başkanı konumunda olan Kılıçdaroğlu’nun son noktayı Mansur Yavaş ile koyacağını düşünüyorum. Hiçbir şekilde kişisel hırs ve ihtiraslara kapılmaması, anketlerden birinci çıkması ve Kılıçdaroğlu’na “Sizi Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyoruz” diyerek, kendisine rakip olmadığını gösteren tavrıyla, mütevazı kişiliği, milliyetçi-muhafazakâr yapısı, Atatürk ilkeleriyle çelişmeyen karakteriyle Mansur Yavaş’ı masanın en güçlü adayı görüyorum. Önüne en çok çıkartılan “Kürt oyları alamaz” şerhinin de HDP’nin aday çıkartacak olmasıyla kül olduğunu düşünüyorum. Masada bulunan bütün partilerin tabanına en rahat götüreceği ismin Mansur Yavaş olduğunu, üzerinde en az tartışma olacak ismin Mansur Yavaş olduğunu düşünüyorum. Ve yavaş yavaş Mansur Yavaş’ın adaylığına hazırlanılması gerektiğine inanıyorum…