FIRSATÇI KIZILAY

Depremin meydana geldiği ilk andan bu yana hem milletimizin paylaşımcılığını hem de Sivil Toplum Kuruluşlarının ne kadar önemli olduğunu gözlerimle gördüm ve iyi ki varlar dedim. Kızılay, Ahbap, Anda, İHH, Ülkü Ocakları, Yesevi Hareketi ve aklımla gelmeyen onlarcası…

Hatta İHH arama kurtarma çalışmasında sağ birini çıkartınca tekbir getiriyor diyenleri de eleştirdim, Ahbap kim oluyor diyenleri de…

Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu dönemde dileyenin Ahbap’a dileyenin İHH’ye, dileyenin AFAD’a yardım yapması gerektiğini, bütün STK’ların aynı sonuca hizmet ettiğini savundum. Kim aracılık ederse etsin, hangi STK öncülük ederse etsin her bir kuruş, her bir yardım depremzedelerimize ulaşıyor diye düşündüm…

Ancak Kızılay’ın yaptıklarını duyunca aklım almadı, midem bulandı, kimseye güvenim kalmadı…

Dünyanın neresinde bir mazlum varsa Kızılay yanındadır diye övündüğümüz o Kızılay, Türkiye’de milyonlarca mazlum varken kamu yararına kuruluş olmaktan çıkmış, kar amacı gütmeyen oluşum olmaktan çıkmış, ticaret yapan, kar amacı güden bir ticarethaneye dönüşmüş. Neymiş? İmalat fiyatına vermişler!

Yahu yıllardır insanımız size para yardımı yapıyor, siz bu yardımlarla fabrika kurup, bedava çadır ulaştırmak yerine parayla mı satıyorsunuz? Hem Ahbap’a parayla çadır satacaksınız hem de Ahbap’ı mı eleştireceksiniz? Hangi kafayla yaşıyorsunuz?

Deprem olmamıştır, milletimizin çadıra ihtiyacı yoktur, STK’nın ekonomik gücünü yüksek tutmak için çadır yapar satarsınız anlarım. Ancak deprem anında bütün ticari ilişkiler durur, depolarınızda ki bütün çadırlar deprem bölgesine ulaştırılır, fabrikanız tam kapasiteyle çadır üretmeye devam eder hiçbir para karşılığı olmadan yardımlarınızı bölgeye ulaştırırsınız. Kızılay’ın var olma sebebi budur!

Milletten topladığınız parayı Ensar’a vermişsiniz. Milletten toplanan paraya çadır satıyorsunuz ve bunu Kızılay adıyla yapıyorsunuz. Bu Kızılay’ın yaptığını Kızılhaç yapmaz; ayıptır, günahtır, depremde yardıma gidecek çadırı satmak apaçık fırsatçılıktır.

Zaten deprem bölgesine gitti demek aymazlıktır! Ahbap’a satmasanız Ahbap başka yerden çadır temin edecek hem siz deponuzda ki çadırı gönderecektiniz hem de Ahbap temin ettiği çadırı gönderecekti. Böylece bölgeye daha fazla çadır ulaşmış olacaktı. Böylece daha çok depremzede başını sokacak, sıcak bir ortam bulacaktı!

Merak ediyorum, Kızılay’a Ahbap değil de Suriyeli bir iş adamı veya STK gelse Suriye’ye göndermek üzere Kızılay’dan çadırları almak istese Kızılay satacak mıydı? Benim insanım üşürken, Kızılay çadır üretim tesisinin kanunu bir ticarethane olduğunu anlatacak parayı verdi, çadırı aldı gitti mi diyecekti? Bu ihtimal dahi öldürüyor beni ve maalesef yapmaz, o kadar da değil diyemiyoruz!

Kendi kendime söz vermiştim, eleştirmeyecektim! Bir taş kaldıranı, bir tas çorba vereni dahi eleştirmeyecektim. Çünkü herkesin imkanını seferber ettiğini düşünüyordum. Görüyoruz ki, imkanlar seferber edilmemiş, imkana çevrilmiş. Kızılay başkanının derhal, hemen, acilen istifa etmesi gerekir. Bunca şeyden sonra istifa etmemesi ihtiyaç olduğu anda çadırı parayla satmasından daha utanç vericidir!

NOT: Kızılay’ın kurumsal kimliğine saygımız, sevgimiz sonsuzdur. İsyanımız Kızılay’ı bu hale sokan yöneticilerinedir!