ŞEHİTLER TEPESİ!..
ŞEHİTLER TEPESİ!..
Yemen bizim neyimize?
Şivan düştü evimize
Bak yavrular yetim kaldı
Güvenmeyin beyinize
Basma fistan kirlenirse
Başta lecek düğlenirse
Ya kimlere baba desin
Yetim yavrum dillenirse
Günden yanı soldu m´ola
Yerden yanı uludu m´ola
Yiğidimin ala gözün
Karıncalar oydu m´ola…
Yemen´de öldük!..
Galiçya´da öldük, Süveyş kanalın da öldük.
Balkan dağların da ölen biz, Libya çöllerinde yanan biz, Sarıkamış´da donan yine biz…
Şiirini yazdık,
Resmini yaptık, türküsünü çığırdık,
Ama
Nerdeyse,
Nasılsa şekli-şemali,
Kim koymuşsa ismini “şehitler tepesinin” bulamadık yerini.
Geçmişten günümüze kaderimiz aynı…
Ölen biziz, ölüme giden biz.
Zengin bedel öderken,
Şehitler tepesini! Gencecik bedenlerle dolduran yine biz…
Ateş düştüğü yakar misali, Allah Libya çöllerin de, Suriye içlerin de, Irak dağların da, Afganistan izbeliklerin de ve Somali ummanın da şehit düşen kınalı kuzularımızın analarına babalarına, kavim-gardaşlarına sabırlar,
Bizi yönetenlere de,
Dirayet,
Ve
Akıl-fikir versin..
X x x x
Dolmabahçe açıklarına demirleyen Amerikan 6. Filosunu kıble yapıp secdeye gelenlerin çömezleri, “ya tam bağımsız Türkiye, ya ölüm” diyen,
Ve
Her biri kendi ikbaline ışık tutacak zekaya-cesarete eğitime ve imkana sahipken, bağımsızlık ve özgürlük uğuruna asılarak-vurularak-dövülerek ölmeyi göze almış, ve hatta ölerek gencecik bedenlerini Amerikan uşaklığına siper etmiş insanların,
Yani,
Deniz´lerin,
Mahir´lerin,
Sinan ve Ulaş´ların yoldaşlarını “emperyalizmin” uşağı olmakla suçluyor kefeni dantelli imitasyon kolpacılar!..
Salak olmaya salak değil elemanlar da,
Bulanık hava da levrek avına çıkmış şahsına münhasır divaneler sadece, aklına yandığımın!..