AKP TRENİ!..

İnsanların yalan olsa da duymak istedikleri söylendiğin de mutlu olduklarını,

Hatta

Söyleyeni çok sevdiklerini biliyorduk da,

Duydukları yalanı ortaya çıkaranı suçlayıp, düşman olacaklarını bilmiyorduk,

Öğrendik!..

Eskiden olsa,

Söyleyene hasımlığı olurdu duyanın,

Küser-kızar,

En ağırından keserdi cezayı!..

Şimdi,

Yalanı çıkarana kesiyorlar faturayı,

Değil dokuz, on dokuz köy olsa tamamından kovuyorlar üstelik!..

İkili ilişkiler böyle!

Hükümet-millet ilişkisi farklı mı?

Asıl sorun orda!..

Bu problemi problem olmaktan çıkarıp “gemisini yürüten kaptan” moduna sokan,

Onur,

Haysiyet,

Şeref,

Gurur denilen insanlık erdemlerinin önce sıradanlaşmasına, sonra “bal tutan parmak yalar” diyerek olağanlaşmasına yol açan düşünce! Alkış aldığı sürece on dokuz köy değil, mahalle yapılan binlerce köyün tamamından kovulsa doğru söyleyen, az gelir…

X                                        X                                  X

 Başta Cengiz Çandar ve Nazlı Ilıcak olmak üzere bir çok ulusal kimlikli gazeteci,

 AKP treninin kompartımanındaydılar ilk yıllar…

Hatta

Bir çoğu kendini şimendiferin dümeninde sanacak,

Zamanın başbakanının yanağından “makas” alacak kadar samimi!

Ve

Pervasızdılar…

İmi timi kalmadı hiç birinin geçtiğimiz zaman içerisinde…

Kimi bıraktı gazeteciliği korkudan,

Kimi cezaevindeyken diledi affını!..

Diledi ama,

Yerleri de boş kalmadı şükür!..

Üç kardeş var her akşam kanal kanal gezip,

Kah ekonomiden,

Kah askeriyeden,

Kimi zaman siyaset deseler de,

Çoğunda iktidarın yapıp yapmadıklarından muhalefeti sorumlu tutarak kendilerinden öncekilerin başına gelenin galesizliği ile patavatsızlaşan…

Kimine göre geç kaldılar,

Kimine göre yer bulamamıştılar daha evvel,

Ama

Bana göre güç olmadı çünkü, kompartıman boşaldı, ellerini kollarını sallaya sallaya girme fırsatı doğdu onlara,

Ve

Birbirini gaza getirerek ve internetten birer sayfa açarak daldılar gazeteci ve her haltı bilirkişi hüviyeti  ile AKP treninden içeri..!

Yerel de ilk gün binen bir daha inmedi o trenden…

Bu sebeple,

Nafile,

Afaki,

Boşu boşuna uğraşıyor  bazı meslektaşlarım, başta Karadağların muradı olduğu halde,

Boşuna küfür ediyor muhalefete,

Boşuna kırıyor kırk yıllık arkadaşının gönlünü,

Boşuna uğraş veriyorlar trene binmek için..!

Dolu kardeş, dolu AKP treni!..

Daha başka nasıl anlatalım!..