SİYASİ KRİZ YAŞANMIŞTIR

Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Öztürk, bilindiği üzere ülkemiz hayati önemi haiz bir sürece girdiğini söyleyerek, “Son günlerde sıkça yaşanan tartışmaları da dikkate alarak Kırıkkaleli hemşerilerimize durumun daha iyi anlatılması açısından bir çerçeve çizmek istiyorum. Bu sürecin en başına dönecek olursak MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli´nin 11 Ekim 2016´daki Anayasa değişikliği çağrısının nedenleri, amaçları ve gerekçelerinin çok iyi anlaşılması gerekmektedir. Bu kapsamda konunun geçmişi de hatırlanmalıdır. 1982 anayasasında Cumhurbaşkanına klasik parlamenter sistemde olması gerekenden çok daha geniş yetkiler verilmiştir. 2007 yılında 11. Cumhurbaşkanının seçimi çıkmaya girmiş ve siyasi kriz yaşanmıştır”

 

REFERANDUMLA KABUL EDİLMİŞTİR

“CHP ve ulusalcı cephenin başörtüsü takıntısı nedeniyle Anayasa Mahkemesi “367 garabetini seçimin önüne engel çıkarmıştır. Bunun üzerine AKP´nin girişimiyle anayasa değiştirilmiştir. Cumhurbaşkanına tanınan çok geniş yetkilere dokunulmadan halk tarafından seçilmesi referandumla kabul edilmiştir. 12. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, halk tarafından seçilmiş olmasının da etkisiyle, parlamenter sistemin gereklerini dikkate almadan anayasada çizilen çerçevenin dışına taşarak yetkilerini keyfi biçimde kullanmaya başlamıştır. Bunun sonucunda hukuki durumla (anayasal çerçeve) bağdaşmayan bir fiili durum ortaya çıkmıştır.”

 

KARMAŞA-KAOS-KRİZ

“MHP lideri Devlet Bahçeli bu çelişkinin doğuracağı sonuçları doğru tespit ederek 11 Ekim çağrısını yapmıştır. Bu tespitleri de kısaca hatırlatmak yerinde olacaktır. Öncelikle Bu fiili durumun, siyasi ve anayasal meşruiyeti yoktur. Cumhurbaşkanı ile Başbakan ve hükümet arasındaki görev ve yetki karmaşasının sürmesi, kaosa davetiye çıkaracaktır. Sistem tartışmaları siyaseti tıkayacak ve rejim tartışmalarına zemin hazırlayacaktır. Siyasi ve hukuki meşruiyet krizi, rejim krizine dönüşme riskini taşımaktadır. Böyle bir durumda Türkiye “ karmaşa-kaos-kriz ” sarmalına hapsolacaktır”

 

TEHDİT SÜRMEKTEDİR

Kırıkkale’de öğrenciler izci kampı kurdu Kırıkkale’de öğrenciler izci kampı kurdu

“Konuyu biraz daha açacak olursak; malumunuz ülkemiz varlığını ve geleceğini hedef alan tehdit, tehlike ve tuzaklarla dolu karanlık bir dönemden geçmektedir. Türkiye içerden ve dışarıdan kuşatılmıştır. Husumet çemberi giderek daralmaktadır. Milli birliğimiz, milli güvenliğimiz ve milli çıkarlarımız tehdit altındadır. Kanlı üç terör örgütü PKK/PYD, FETÖ ve İŞİD´le içerde ve dışarıda amansız bir mücadele verilmektedir. Irak ve Suriye´deki vahim gelişmeler Türkiye´yi çok ciddi milli güvenlik risk, tehlike ve tehditleriyle karşı karşıya bırakmıştır. Kuzey Irak´tan kaynaklanan terör tehdidi sürmektedir”

 

İKİNCİ BİR SALDIRI

“PKK, Suriye´nin kuzeyinde de Türkiye´ye karşı ikinci bir saldırı cephesi açmıştır. Suriye sınırımızın güneyinde bir “Terör koridoru” oluşturulmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri İŞİD ve PYD ile mücadele için Suriye topraklarına girmiş, askeri operasyon yapmaktadır. Liderimiz bu nedenlerle bir çağrıda bulunmuş ve iki alternatiften oluşan makul ve meşru bir çıkış yolu önermiştir. Bunlardan ilki; Cumhurbaşkanı´nın fiili başkanlık zorlamasından vazgeçmesi ve anayasal sınırları içine çekilmesidir. Liderimiz, bunun en doğru ve sağlıklı yol olacağına inandığını açıkça ortaya koymuştur. İkinci yol da;  Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içine çekilmeyecekse, fiili durumun hukuki boyut kazanmasının yol ve yöntemlerinin süratle aranması olmuştur. Bu girişimin sonucu AKP anayasa değişikliği teklifini TBMM´ne sunmuştur. TBMM´nin kabul ettiği 18 maddelik değişiklik 16 Nisan´da referandumda oylanacaktır. Egemenliğin asli sahibi Büyük Türk Milleti bu konuda son sözü söyleyecektir. Kırıkkaleli hemşerilerimi sandığa sahip çıkmaya davet ederek; dış güçlerce hedef ülke haline getirilmek istenen ülkemizi korumak, ülkemizin bütünlüğü sağlamak ve milli birlik - beraberliği perçinlemek adına EVET demeye davet ediyorum” dedi.