BAKANDAN SES GELMEDİ!..

Etrafı ile barışık,

İnsanlara güvenen biriydi Güler İleri.

Eczacılığı döneminde kimse yoktur ki Tokat, Zile civarın da,

Yardım etmediği,

Elinden tutmadığı, ağrısına-sızısına ortak olmadığı…

 Büyük, küçük herkesin Güler ablasıdır o,

Herkesin “aşın da tuzu”

Çayın da şekeri,

Çorbasın da yağı vardır.

Derdi olana derman, hasta olana şifa olmuştur okuldan mezun olduğu günden itibaren,

Ve öyle sevilmiş,

Öyle kabul görmüştür yöre insanı tarafından.

Nitekim;

Bu sevgi zamanın SHP yetkililerinin dikkatini çekmiş, kendisinin milletvekili olmasını sağlamıştı.

Ve

Devamın da,

Kurulan  49. Hükümetde de, “kadın ve aileden sorumlu devlet bakanı” olmuştu.

Ancak,

Kısa bir süre!..

Kısa bir süre çünkü,

Bakanlığının  iki yada üçüncü haftasın da babası ölmüştü Güler İleri´nin.

Kendisine yapılan “ özel kalem müdürünü değiştir” uyarılarına kulak asmamış, siyasi rakiplerinin adamları ile devam etme kararı almıştı “ ben kimsenin ekmeği ile oynamam” anlayışı ile.

Tek lokma haram girmemişti boğazından o güne kadar, beytül malın hakkı da.

Çocuklarına,

Eşine,

Etrafına tüm Tokatlılara kendi öz, helal kazancından ikramı olmuş, devlet malına el uzatmamıştı.

Sonra,

O danışmanlar babasının mezarına bakanlık adına bir çelen gönderirler SHAÇEK bütçesinden. Güler ileri cebinden ödemek istese de bu tür giderler için temsil giderleri var efendim derler ve onun da gafletinden istifade edip bu günün parası ile beş yüz liraya ( yalnızca 500 tl) yakın bir miktarı kimsesiz çocuklar bütçesinden öderler.

El Sonuç;

Ertesi gün bütün gazeteler çarşaf çarşaf beş yüz liralık makbuzu manşete taşır ve sorar;

Bu gün SHAÇEK´in beş yüz lirasına göz diken yarın ne yapmaz?!

Ve

Ertesi gün Güler İleri yanında genel başkan rahmetli Erdal İnönü olduğu halde onuru ve haysiyeti ile geldiği bakanlık koltuğundan iki şerefsizin oyunu ile babasının cenazesine bile ağlayamadan istifa etmek zorunda kaldı.

Bu gün;

Ticaret bakanı Ruhsar Pekcan hanımefendi, yolu-yöntemi belli olmayan, olsa bile Türkiye tarihinde ilk defa kendi bakanlığına kocasının başında olduğu firmadan trilyonlarca liralık dezenfektan  (eski para ile) alıyor, al gülüm ver gülüm misali.

Ve

Suçüstü yapılıyor, taştan kelam geliyor bakandan gelmiyor..!

Olacak şey değil,

Bu günün parası ile 500 tl etmeyecek miktar için istifa merciini çalıştıran bakandan, trilyonları hiçbir kitaba uymayan şekilde kazanç hanesine yazan bakana…

Hayaldi hepsi gerçek oldu geldiğimiz noktada her şey.

Seksen binleri aşan üçer-beşer maaşlar,

Huzur hakları,

Alman başbakanının altında olmayan mercedesler,

Ticaret erbabı bakanlar!..

Ne diyelim,

Allah millete ve devlete acısın!..

Yolumuz yol değil.