GÖBELLER!..

Günümüzün en büyük şairlerinden olan Şükrü Erbaş´ın toprak mahsulleri ofisinin Ankara bölge müdürlüğü günlerin de,  iç içe olduğu köylü hakkında kaleme aldığı “köylüleri niçin öldürmeliyiz” adlı şiirin hürriyet gazetesinde yayınlanmasından sonra çıkan tartışmaya son noktayı, dönemin başbakanı rahmetli Süleyman Demirel koymuştu…

“oğlum Şükrü sen ekinini sat!”

Hatırladığım kadarı ile,  Hiciv ustası da olan Erbaş o şiirinde,

Köylünün aslında sanıldığı kadar cahil olmadığını,

Bilakis,

Etrafında  dönen her şeyin farkında olduğunu,

 Ancak

 Doğası gereği küçücük çıkarlar uğruna bütünü kaçırdığını, kar edeyim zihniyetinin kendisine kaybettirdiğini çok da önemsemediğini falan anlatmaya çalışmıştı hicvederek.

O misal:

Son günlerde kerameti kendinden menkul,

Kulağında işçinin parmak izi olan şark kurnazı sendikacı artığı bir hödük,

Paso küfrediyor Türkiye´nin en zeki çocuklarının imtihanla alındığı Boğaziçi Üniversitesinin öğrenci ve öğretim görevlilerine internet üzerinden.

Vandallar!..

Teröristler!..

Göbeller!..

Dümbelekler!..

Vatan hainleri falan-filan diye…

Her ne kadar kendi emekliyim dese de,

Tavassut etmedi işçi,

Onaylamadı,

İstemedi temsilini,

Ehil görmedi kendisine vekalet edecek,

 cehaletinden ve eğitimsizlikten doğan aymazlığını da yüzüne vurarak tuttu kulağından, koydu kapının önüne.

Sandı ki akıllıyım,

cin gibiyim!..

İşçi olarak girdiği yerden biraz şans,

Biraz kısmet,

En çok da köylü kurnazlığı ile bir yere ve makama gelmesi, bokunda boncuk olduğuna inandırdı kendisini ve kazandım, devran hep böyle gidecek sandı…

Ama

Elin oğlu uyanık…

Kurnaz,

Ve

Böylesi hödükten daha cin!..

Hala

Başına neyin geldiğini fark etmemiş olacak ki,

En iyi bildiği işi yaparak,

Yani ona-buna bok atarak kendinin bile inanmadığı fikirleri kendi olmayan beyninden çıkmış gibi bir yerlere duyurmaya çalışıyor Erbaş´ın şiirinde bahsettiği köylülerin, küçücük menfaatler uğruna yaptığı gibi…

Ne diyelim!..

Allah akıl fikir ihsan etsin böylelerine..!