Türkiye gündemine oturan,

 İki önemli şey oldu geçtiğimiz hafta ülkemiz de yükselen dolar-euro-altın gibi ekonomimizin gidişatını temelden belirleyen argümanları saymazsak!..

Biri Muharrem İnce´nin on gündür “istifa edecek-etmeyecek,

Parti kuracak kurmayacak,

Haklıydı,

Haksızdı,

Haindi,

Dönekti,

Yalamaydı,

yalakaydı gibi iftira ve küfür yüklü tartışmalara,

ve

paylaşımlara son noktayı koyan basın açıklaması,

Diğeri;

Bu güne kadar her seçim ve platform da AKP´ye desteğini esirgemeyen “Keskin” esnafının,  şehirlerini ziyarete gelen İyi parti genel başkanı Meral Akşener´e,  AKP´nin sosyal, en çok da Dolar ve Euro´nun yükselişi ile durma noktasına gelen  ticaretin müsebbibinin, uyguladığı  ekonomik rotanın olduğunu söyleyerek eleştiren ve tenkit eden videolarının internete düşmesiydi…

Halbuki bir gün sonra,

“Doların artmasından endişelenmeli miyiz” diye soran Ahmet Hakan´a demişti ki ekonomi bakanımız sayın Albayrak  Keskin esnafına nazire yaparcasına:

-Sen maaşını dolarla mı alıyorsun, dolarla bir işin mi var!?

Öyle ya!..

En temel gıda ihtiyaçlarımızı dolarla ithal etmiyorduk nasıl olsa!..

Esnafın alıp sattığı dolarla değildi!..

Her türlü makine ve ekipmanları,

Yap-işlet-devret modeli ile yapıp övündüğümüz,

Karşılığın da geçenden-geçmeyenden topladığımız oto yol paralarının ödemeleri,

 

 Ve

Üzerinden zenginliğimize ölçü birimi yaptığımız otomobillerin kendi ve yedek parçalarının ithalatı falan, dolarla değildi!..

Saman dolarla değil,

Et dolarla değil,

Koyun-keçi-dana,

Buz dolap  dolarla hiç değil diyordu mealen sayın bakan!..

Hal böyleyken,

 Keskinli esnafların “ doların yükselişini” bahane ederek

Kırıkkale’de ekili alanlarda yağmur denetimi yapıldı Kırıkkale’de ekili alanlarda yağmur denetimi yapıldı

Ticaretin durmasını,

Ve

Buna bağlı olarak çektikleri ekonomik sıkıntıyı,

Ve

Bu sıkıntıyı başta misafir olarak gelen ve hiç oy vermedikleri, sonra ki seçimde de vermeyeceklerini bildiğim! İyİ parti genel başkanı sayın Meral Akşener´e şikayet ederek tenkitlerini anlamış değilim..!

Ama

Peygamber efendimizin “milletler layık olduğu biçimde yönetilir” sözünü iyi anlıyorum…

Rahmet olası hacı babamın ise,

“ kendi düşen ağlamaz” lafı, ilk günkü gibi kulağımda!..