GÜNCEL HABERLER

Yılmaz: “Ürettiğimiz vagonlarla küresel rekabette güçlü konuma ulaşacağız”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Yerli ve milli teknolojiyle ürettiğimiz vagonlar ve hızlı tren projeleri sayesinde hem ekonomimize katkı sağlayacak hem de küresel rekabette güçlü bir konuda oluşacağız” dedi.

Abone Ol

Aykal Demir Yolu Araçları, Yapılım, Bakım, Onarım Fabrikası açılışına katılmak üzere Kırıkkale’ye gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cavdet Yılmaz, ilk olarak Kırıkkale Valiliğini ziyaret etti. Burada resmi tören ile karşılanan Yılmaz, Valilik Şeref Defterini imzaladıktan sonra, Kırıkkale Valisi Mehmet Makas ve il protokolü ile bir araya gelirken, görüşme basına kapalı gerçekleşti. Yılmaz, daha sonra Aykal Demir Yolu Araçları, Yapılım, Bakım, Onarım Fabrikası açılışına katıldı. Açılışa, Kırıkkale Valisi Makas, AK Parti Kırıkkale Milletvekili Mustafa Kaplan, MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, Aykal Grup A.Ş. Başkanı Yılmaz Beykondu, il protokolü ve davetliler katıldı. Açılışta konuşma yapan Aykal Grup A.Ş. Başkanı Beykondu, fabrika hakkında bilgiler verdi.

Türkiye'nin bakım ve onarım kapasitesini yükselttiğini belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını getirdiğini söyledi. Yılmaz, konuşmasının devamında ise, “Bugün Kırıkkale Kılıçlar’dan yerli, milli üretim hamlemize güçlü bir katkıya hep birlikte şahitlik ediyoruz. Bir millet ancak üretimle kalkınır, gelişir ve refah düzeyini arttırabilir. Biz üretimi yalnızca ekonomik bir faaliyet olarak görmüyoruz. Üretim aynı zamanda Türkiye yüz yılı hedefimizin de güvencesidir. Ayrıca, Türkiye teknoloji geliştirme kabiliyetinin sadece kalkınma değil aynı zamanda tam bağımsızlık açısından vazgeçilmez bir usul olduğunu yaşayarak görmüş bir ülkedir. Özellikle Orta Doğu'da, bölgemizde yaşanan gelişmeler, yine kuzeyimizde yaşanan çatışmalar savaşlar. Bize bir kez daha şunu göstermiştir ki teknolojik olarak bağımsız olmayan güçlü bir üretim altyapısına sahip olmayan ülkelerin siyasi olaraktan uluslararası ilişkiler anlamında da güçlü bir konumda olması mümkün değildir. Dolayısıyla tam bağımsızlık için hem ülkemizin, milletimizin güvenliği için hem de refahımızın artması için mutlaka üretimde teknolojide çok daha güçlü bir noktaya gelmek durumundayız. Bu çerçevede Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yüksek teknolojiyi ve katma değeri hedefleyen bir ekonomi politikamız var. Elbette üretim yapacağız ama harcıalem üretim değil, artık daha ötesini hedeflememiz gerekiyor. Katma değeri yüksek bir ekonomi inşa etmemiz gerekiyor. Bu konuları on ikinci kalkınma planımızda, orta vadeli programımızda çok daha detaylı bir şekilde ifade etmiş durumdayız ve bütün politikalarımızın çerçevede yönlendiriyoruz. Sanayide stratejik alanlarda yüksek katma değeri ön plana alan yapısal dönüşümler üzerinde de birlikte çalışıyoruz. Yüksek teknoloji odaklı yeni yatırımlar için yeni teşvik mekanizmalarını da devreye alıyoruz. Yatırım taahhüt ve avans kredisi programı ile stratejik ve teknolojik yatırımlar için uzun vadeli, uygun koşullu Finansman imkanları sunuyoruz. Teknoloji odaklı sanayi hamlesi programı ile ARGE’den seri üretime kadar bütüncül bir destek sistemimiz var. Yine geçtiğimiz aylarda HİT30 dediğimiz yüksek teknoloji yatırım programını Cumhurbaşkanımız bizzat ilan etti. Yani yerli ve yabancı yatırımcıların programa gösterdiği ilgi Türkiye'nin bu alanda küresel yatırımların cazibe odaklarından biri olacağını gösteriyor. Uzun soluklu olarak gördüğümüz milli teknoloji hamlesinde en büyük destekçimiz de girişimci iş ve yenilikçi iş dünyamızdır” dedi.

Cumhuriyetin ilk yıllarında demir yolunda ciddi bir hamle yapıldığını fakat uzun bir süre demir yollarında çok da fazla gelişme olmadığını belirten Yılmaz, “AK Parti ve Cumhur İttifakı döneminde son yirmi küsür yıldaysa demir yolları yeniden ülkenin gündemine getirildi. Ülkemizi ilk defa yüksek hızlı trenlerle tanıştı bu dönem. Mevcut hatlarımızda elektrifikasyon, sinyalizasyon yatırımları gerçekleştirildi. Yeni kurumsal yasal düzenleme yeni bir çerçeveye kavuşmuş olduk. Bütün bunlarla birlikte bugün geldiğimiz noktada demir yollarını en kritik alanlardan biri olarak görüyoruz. Kamuda tasarruf ve verimliliği öngören paketimizi açıkladığımızda da yine söylemiştik bizim önümüzdeki dönem en öncelikli alanlarımızdan biri. Demir yolu ağımızı daha da geliştirmek, kalitesini arttırmak için her türlü fedakarlığı yapacağız. Özellikle de üretim alanlarıyla pazarlar arasında iltisak katkı dediğimiz demir hatlarını geliştirmek istiyoruz.

Tesisin aylık en az 10 lokomotif ve 50 vagonun bakımını gerçekleştirme kapasitesinde olduğunun altını çizen Yılmaz, “Fabrikamız, ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmaktadır. Tam tersine başka ülkelerden buraya vagonlar, lokomotifler gelecek ve burada hizmet görecek bu şirketimizin elemanları tarafından. Dolayısıyla ülkeye döviz kazandırmış olacak. En önemli meselelerimizden biri de bu döviz kazandırmak ülkeye, geri cari açığımızı azaltmak, bu anlamda da çok ciddi katkıları olacağını ifade etmek istiyorum. Burada üretilen lokomotifler ve vagonlar ulusal şebekelerde üretim tesislerinde ve yüksek güç gerektiren demir yolu taşıtlarında kullanılabilecek, bu sayede enerji tasarrufu da sağlanmış olacak. Son yıllarda demir yolu alanında attığımız adımlar Türkiye'nin ulaşım altyapısında büyük büyük bir dönüşümü beraberinde getirdik”

Yılmaz, “Demir yolu yatırımlarımız enerji tasarrufu ve çevre dostu taşımacılık hedeflerimiz doğrultusunda da büyük önem arz ediyor. Avrupa Birliği'nin sınırda karbon düzenlemesi 2026’da devreye giriyor. Dünya artık karbonhidrat bir ekonomiye doğru gidiyor. Korumacılıkta, ticari anlamda, yeni korumacılıkta da bunun bir araç olarak kullanıldığını da görüyoruz. Demir yollarının yaygınlaşması, sanayinin karbon ayak izini azaltmak ve uluslararası ticarette bu konunun sanayimizin karşısına bir engel olarak çıkarılmasını önleme anlamında da çok kıymetli. Demir yolu taşımacılığını arttırdıkça dünyadaki bu uluslararası karbon düzenlemeleri de sanayimizi olumsuz etkileyemeyecektir. Yerli ve milli teknolojiyle ürettiğimiz vagonlar ve hızlı tren projeleri sayesinde hem ekonomimize katkı sağlayacak hem de küresel rekabette güçlü bir konuda oluşacağız. Yıllık üretim kapasitesinin her geçen gün artacağına inandığım bu tesiste işte tüm bu politikalarımıza katkı sunan tesislerden biri olacak. Bugün ayrıca CRRC Shandong Lisanslı altı yüz adet yük vagonunun imalat ve montajı Aykal Grup’un sektöründeki konumunu daha da güçlendirecek ve uluslararası alanda Türkiye'yi bir adım daha ileri taşıyacaktır” dedi. Firma ile Çinli bir firmanın sözleşme imzalayacağının da söyleyen Yılmaz, iki firmaya da hayırlı olsun temennilerinde bulundu. Konuşmanın ardından Çinli Firma ile Aykal Grup arasında sözleşme imzalanarak, fabrikanın açılışı gerçekleştirildi.

Haber: Burak Can