İster toprak mahallede ister Hüseyin Kâhya parkında, lokantada ya da herhangi bir çay ocağında yanınıza yaş almış bir büyüğünüz oturur ve bir vesile sohbete başlarsanız size ilk sorusu muhtemelen ‘’nerelisin’’ olacaktır. Vereceğiniz cevaba göre yeni sorular gelecek, tanış çıkma durumuna göre sohbet ilerleyecektir.
Şahsen benim için bu soruya cevap vermek her zaman çok da kolay olmadı. Yaşım 34. Rahmetli dedemin babası Elazığ-Ağın’dan Kırıkkale’ye gelip yerleşmiş, babam ve ben Kırıkkale’de doğduk büyüdük. Ana tarafı ise ezelden beri Kırıkkale’nin yerlisi. Dolayısıyla benim için sohbet şöyle ilerler: Nerelisin yeğenim? Buralıyım amca. Buranın neresi? Merkez amca. Kırıklı mı yani? Yok amca. Merkez olmaz, köyün nere? Aslen Elazığ amca. O zaman niye buralıyım diyorsun? İkinci senaryo ise şöyle: Nerelisin yeğenim? Elazığlıyım amca. Memur musun ne zaman geldin? Yok amca rahmetli dedemin babası gelmiş ben burada doğdum burada büyüdüm. E o zaman buranın ekmeğini yiyorsun da ne diye Kırıkkaleliyim demiyorsun?..
İşin şakası bir yana her ne kadar 15 yıldır bu topraklardan uzakta olsam da hem aklımın hem gönlümün bir parçası hep burada, bozkırın başkentinde...Kırıkkaleli her genç gibi Celal Bayar’a gidip piknik yaptık, meydan da kola çekirdek, çarşıda döner ekmek, çay ocağında simit tattık.. Lisede vatan kurtardık, okuldan kaçıp kahvede pişpirik attık..Ahılı’dan, Kılıçlar’dan su aldık, MKE havuzuna kaçak daldık.. Halil Erkal’la Kozanoğlu olduk, Taner Olgun’la Gelin Eyledik, Hacı Taşan, Ekrem Çelebi ve daha nicesini saygıyla andık ama Neşete bir başka bağlandık. Velhasıl kelam Kırıkkale’yle güldük Kırıkkale’yle ağladık.
Şimdi doğup büyüdüğüm, sokaklarında koşup oynadığım, yetiştiğim Kırıkkale’den çok uzakta bir kamu üniversitesinde akademisyen olarak görev yapmaktayım. Aklım yetti yeteli nedendir bilinmez hem şehrime hem ülkeme kendimi borçlu hisseder, bu uğurda bir şeyler yapmak isterim. Bu vesileyle bana ayrılan bu köşede zaman zaman Kırıkkale sorunlarına değinecek, zaman zaman ise uzmanlık alanım ile ilgili düşüncelerimi paylaşacağım. Zerre kadar faydam olur ise kendimi bahtiyar sayacağım.
Başta Çağlar Atmaca olmak üzere bana bu fırsatı veren Manşet Gazetesine şükranlarımı sunuyor, bundan sonra her hafta Pazartesi günü tüm hemşehrilerimi (nerelisin diye sormadan😊) muhabbete bekliyorum.. Kalın sağlıcakla..