İGFA - Birçok hasta ihtiyacı olan kana erişmekte zaman kaybı ve zorluklar yaşıyor.
Dünya çapında yaklaşık 120 milyon kan bağışı toplandırken, toplanan kanın yüzde 40’ı gelişmiş ülkelerde elde edildi.
Her bin kişide kan bağışında bulunma oranı gelişmiş ülkelerde 31 kişiye ulaşırken gelişmemiş ülkelerde 5 kişiye düşüyor. Kan bağışı hem hastalara verilecek; kan, kan ürünleri olan kırmızı kan süspansiyonu, plazma, trombosit için gerekli olduğu gibi hem de kandan üretilen immunoglobulin ve pıhtılaşma faktörleri gibi ilaçlar için de gereklidir.
Dr. Serkan Ocakçı, kan vermenin önemine ve sağlık açısından faydalarına dikkat çekti.
Kan bağışında vericiden iki farklı yöntemle kan alınabileceğini kaydeden Dr. Ocakçı, "En sık uygulama kola uygulanan damar yolundan kan torbasına 10-15 dakika süren kan bağışıdır. Bir diğer yöntem ise vericinin aferez cihazı adı verilen makinaya bir kan seti ile bağlanarak seçilmiş kan ürünlerinin alınmasıdır. Bu yöntem daha etkili kan ürünü elde edilmesini sağlar. Günümüzün modern seçeneğidir. Ancak daha pahalı ve zaman alıcıdır. Bağışçılar da ayrıca bir makine aracılığı ile olduğu için işlemden korkabilirler. Uygulama olarak bakıldığında ise daha kontrollü, istenilen hedef ürüne ulaşılmasını daha çok sağlayan bir yöntemdir" dedi.
KAN VERMEK İÇİN YAŞ SINIRI KAÇTIR?
Bağışçının 19 yaşından gün almış olması, 66 yaşından gün almamış olması gerektiğini belirten Dr. Ocakçı, "İlk kez kan verecek olan bağışçı ise 61 yaşından gün almamış olmalıdır. 70 yaşından gün almamış düzenli kan bağışçısı, kan bağış merkezi doktorunun onayı olmak şartıyla, yılda en fazla 1 kez olmak üzere kan bağışlayabilir. Tam kan bağış sıklığı erkeklerde 90 günde birdir. Kadınlarda bağış aralığı 120 günde birdir. Yılda bir defayı geçmemek ve hekim onayı olmak kaydıyla, 2 bağış arası en az 2 ay olabilir. Aferez yöntemi ile bağışçıdan daha sık kan ürünü elde edilebilir. Aferez yöntemi en çok trombosit bağışlarında kullanılır. Bağışçıdan 48 saat ara ile tekrar trombosit aferezi yapılabilir. Haftada iki işlemi, yılda ise 24 bağışı geçmemek gerekir" diye konuştu.
Hemoglobin değerleri kadınlarda en az 12,5 g/dL, en çok 16,5 g/dL, erkeklerde en az 13,5 g/dL, en çok 18 g/dL olmalıdır. Kan basıncı pek çok etkene bağlı olarak değişmekle birlikte esasen büyük tansiyon en az 90 mmHg, en çok 180 mmHg ve küçük tansiyon en az 60 mmHg, en çok 100 mmHg olmalıdır. Bağışçı en az 50 kg olmalıdır.
KİMLER KAN VEREBİLİR?
Öte yandan Dr. Serkan Ocakçı, bağışçıların sağlıklı olması gerektiğini, insulin kullanan diyabet hastaları veya ilerlemiş diyabet hastaları bağışçı olamayacağını söyledi.
Yine kan yoluyla bulaşan HIV, Hepatit B,C gibi hastalıkları olanların bağışçı olamayacağını beilrten Dr. Ocakçı, "Bağışçılar kan bağışı öncesi detaylı olarak değerlendirilir ve en ufak bir şüphede reddedilir. Ayrıca alınan kan örneklerinden kan sayımları, bulaşıcı hastalık tetkikleri yapılır. Modern teknolojiler sayesinde kan alımı nedeniyle olan bulaşıcı hastalık riski milyonda bir bağış civarına gelmiştir. Kan bağışında bulunmak bağışçıyı fiziksel ve ruhsal olarak rahatlatır. Bağışçılar kendilerini daha iyi hisseder ve mümkün oldukça düzenli kan bağışı yapmak isterler. Kan vermek aslında bir organ nakli vericisi olmaktır. Kan vermek can vermektir" diye konuştu.