Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Demografik dönüşümün izleri hanelerimizde belirginleşiyor. Ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,11’e gerilemiş durumda. Günümüzde hanelerin yüzde 57’sinde 18 yaş altı çocuk yok. TÜİK projeksiyonlarına göre önümüzdeki 5 yılda ilkokul çağındaki çocuk sayısı 900 bin azalacak. Şunu çok net ifade etmek isterim,; karşı karşıya olduğumuz bu gibi sorunların temelinde aile kurumunun zayıflaması yatıyor" dedi.
Bakan Göktaş, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Selçuklu Kongre Merkezi’nde düzenlediği "Şehir ve Aile Şurası"nın açılışına katıldı. Bakan Göktaş, yaptığı konuşmada bugün aileyi konuşurken esasında şehirlerin geleceğini, ülkenin yarınlarını konuştuklarını belirterek, "İçinde bulunduğumuz çağda hızlı kentleşme, dijitalleşme ve küreselleşme gibi olgular hayatımızın her alanını değiştiriyor. Elbette şehirleşme, ekonomik gelişim ve modernleşme açısından pek çok fırsat sunuyor. Ancak bunun aile yapımız üzerinde önemli etkileri olduğunu da görüyoruz. Eskiden üç nesil bir arada yaşıyordu. Bugün ise evlilik yaşının artması, boşanma ve hiç evlenmeme oranlarının yükselmesinin de etkisiyle tek kişilik hane oranı yüzde 20’ye ulaşmış durumda. Bireyselleşme, sosyal izolasyon ve yalnızlık giderek artıyor. Modern şehir düzeni, iletişim teknolojilerinin gelişimi, yoğun iş temposu ve trafikte kaybolan saatler, ebeveynle çocuk arasındaki bağı zayıflatabiliyor. Bakın, Türk Dil Kurumu 2024 yılının kavramını ’Kalabalık yalnızlık’ olarak belirledi. Demografik dönüşümün izleri hanelerimizde belirginleşiyor. Ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,11’e gerilemiş durumda. Günümüzde hanelerin yüzde 57’sinde 18 yaş altı çocuk yok. TÜİK projeksiyonlarına göre önümüzdeki 5 yılda ilkokul çağındaki çocuk sayısı 900 bin azalacak. Şunu çok net ifade etmek isterim, karşı karşıya olduğumuz bu gibi sorunların temelinde aile kurumunun zayıflaması yatıyor" ifadelerini kullandı.
"Medya ve dijital platformlar, hız ve tüketim kültürünü merkeze alan bir düzeni dayatıyor"
Küresel eğilimler ve popüler kültürün aileyi ve evliliği değersizleştiren bir algı oluşturduğunu söyleyen Bakan Göktaş, "Medya ve dijital platformlar, hız ve tüketim kültürünü merkeze alan bir düzeni dayatıyor. Ve tüm bunlara ek olarak, kadın ve erkek kimliğini belirsizleştiren cinsiyetsizleştirme söylemleri, aile yapısının en temel dayanaklarını hedef alıyor. Tüm bu dinamikler karşısında aile kurumunun ve demografik yapının güçlendirilmesi artık, toplumsal bir öncelik haline geldi. 2025 Aile Yılı, bu önceliği toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırdığımız ve ortak bir seferberliğe dönüştürdüğümüz bir dönüm noktası oldu. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Eylem Planımız, politika ve projelerimizin temel çerçevesi oldu. Belirlediğimiz hedefler doğrultusunda kurumsal yapımızı güçlendirdik. ’Aile Dostu Ekosistem’ anlayışıyla aileyi koruyan, değerlerini yaşatan, kuşaklar arası dayanışmayı güçlendiren bir vizyonla çalışıyoruz. 2025 Aile Yılı toplumun tüm kesimlerinde büyük bir teveccühle karşılık buldu. Bakanlık olarak yıl boyunca 15 binden fazla etkinlik ve faaliyet gerçekleştirdik. Pek çok sektörde yaptığımız bin 926 indirim anlaşmasıyla çiftlerimizin evlilik hazırlıklarını kolaylaştırdık. Finansal desteklerden eğitime, kültürel etkinliklerden dijital dönüşüme kadar her alanda çalışmalar hayata geçirdik. Evlenecek gençlerimize ve çocuk sahibi olmak isteyen ailelere sağladığımız destekler, sadece bir kısmını oluşturuyor. Aileyi ve nüfus yapısını güçlendirmeyi, bütün toplumu kapsayan ortak bir hedef haline getirdik. Kamu kurumları, STK’lar, üniversiteler, iş dünyası ’Aile Yılı’na özgü çalışmalar yürüttüler" diye konuştu.
Başkan Altay: "Şehirle aile arasındaki bağın yeniden güçlendirilmesi büyük bir zorunluluk"
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, "Bizim medeniyetimizde mukaddes kabul edilen, kökleri bin yıllık inanç ve kültür birikimine dayanan aile yapısı, ne yazık ki bugün ciddi tehditlerle karşı karşıyadır. Ailenin içi boşaltılmakta, insani değerler zayıflatılmakta, ben merkezli bir zihniyet güç kazanmaktadır. Bu nedenle aile mefhumuna daha geniş ve derin bir bakışla yaklaşmak zorundayız. Çünkü aile güçlenirse toplum güçlenir; aile çökerse toplum da çözülür. Bu meseleye ciddiyetle, hassasiyetle ve ortak bir vicdanla yaklaşmak hepimizin sorumluluğudur. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılını ’Aile Yılı’ ilan etmesi, devletimizin bu konudaki kararlılığının açık bir göstergesidir. Cumhurbaşkanımız, bu hassasiyetin yalnızca bir yıla sığdırılamayacağını da belirterek 2026-2035 dönemini ’Aile ve Nüfus 10 Yılı’ ilan etmiştir. Bu karar, milletimizin geleceğini sağlam temeller üzerine inşa etme iradesinin en güçlü ifadesidir. Bu noktada şehirle aile arasındaki bağın yeniden güçlendirilmesi büyük bir zorunluluk. Çünkü şehir, insanların nefes aldığı, çocuklarımızın büyüdüğü, ailelerimizin kök saldığı mekanlardır. Bu yüzden bir şehir ne kadar huzur ve güven verirse aileler de o denli huzurla ve güvenle geleceğe umutla bakarlar. Bizler de ’Aile Dostu Şehir’ anlayışımızı yerel yönetim anlayışımızın merkezine yerleştiriyoruz. Aynı bilinç ve kararlılıkla, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da aileyi merkeze alan güçlü adımlar atmaya devam edeceğiz" dedi.
Konya Valisi İbrahim Akın ise, "Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle 2025 yılının ’Aile Yılı’ ilan edilmiş olması, şûramızın anlamını ve sorumluluğunu daha da artırmaktadır. Değişen toplumsal dinamikler karşısında aileyi desteklemek bugün hepimizin ortak görevidir. Bu itibarla şehir ve aile şûrası, şehirlerimizin geleceğine, aile yapımıza ve toplumsal bütünlüğümüze dair ortak bir iradenin somutlaşmış halidir. Şûramızda; yerel yönetimlerin aile odaklı hizmet kapasitelerinin artırılmasından, dijitalleşme ve sosyal destek mekanizmalarına, kültürel kimlik ve değer aktarımından aile içi risklerin önlenmesine, ruh sağlığı ve aile iletişiminden kırılgan grupların ailedeki yerine ve elbette ’Aile Dostu Kent’ yaklaşımına kadar geniş bir çerçevede ele alacağız" ifadelerini kullandı.