Çevre

Asırlık gelenek bitiyor, son ustalar çalışmaya devam ediyor

Teknolojinin gelişmesiyle yok olma tehlikesiyle karşılaşan nalbantlık, Sivas’ta birkaç usta sayesinde ayakta kalıyor. Nalbant Yusuf Çemek ise beş yıldır atları nallayarak mesleği yaşatmaya çalışıyor.

Abone Ol

Teknolojinin gelişmesiyle yok olma tehlikesiyle karşılaşan nalbantlık, Sivas’ta birkaç usta sayesinde ayakta kalıyor. Nalbant Yusuf Çemek ise beş yıldır atları nallayarak mesleği yaşatmaya çalışıyor.

Yüzyıllardır Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan nalbantlık, atların toynaklarına nal çakan, bakımını yapan ve hayvan sağlığıyla ilgilenen bir zanaat olarak biliniyor. Eskiden her köyde mutlaka bir nalbant bulunurken, günümüzde bu meslek teknolojinin ilerlemesi ve motorlu araçların yaygınlaşmasıyla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Sivas’ta yaşayan ve bu mesleği sürdüren sayılı ustalardan biri olan 44 yaşındaki Yusuf Çemek, 5 yıldır bu işi büyük bir özveri ile sürdürüyor. Çemek, başlangıçta yalnızca kendi atlarını nallarken daha sonra ise arkadaşlarının ısrarı üzerine bu işi profesyonel olarak yapmaya başladı. İşin zorluğuna rağmen çalışmaya devam eden Çemek, hem cirit atlarının bakımını üstleniyor hem de nalbantlık geleneğini yaşatmak için büyük bir özveriyle çalışıyor. Ancak mesleğe ilginin giderek azaldığını ve çırak yetişmediğini söyleyen Çemek, "Çırak yetişmiyor, bu gidişle meslek tamamen bitecek" dedi.

"Tek başıma yapıyorum"

Ata iyi bir şekilde yaklaşılırsa nallama işleminin kolay olduğunu söyleyen Yusuf Çemek, "Önceden sadece kendi atlarımızı nallıyordum. Bu işi yapan Sivas’ta eksik olduğu için arkadaşlar sağ olsun bizimle beraber de çalış diye ısrar ettiler. Bunun üzerine nalbantlığa başladık. Bir bina düşünün önce temel atılır, temel sağlam olmazsa bina yıkılır. Temel sağlamsa sonrası ev sahibinin eve bakması gibidir. Nal sökümünü yaparız, eğer nal eskimişse yeni nal çakarız. Nal eskimediyse ayağının bakımını yaparız ve tırnaklarını keseriz. Önce nalı söküyoruz, sonra maya dediğimiz yeri temizliyoruz. Sonra tırnağını kerpeten ile kestikten sonra törpüleyip düzenliyoruz. Nalı tırnağına uygun bir şekilde çakıyoruz. Yaklaşık 8 milimetre tırnak kalınlığı vardır. İçerisine girdiğiniz zaman ata acı verir ve bir sonraki nallama da size sıkıntı çıkarabilir. Eskiden 3-4 kişi bir araya gelip nal çakarlardı. At etrafında kalabalığı görünce ister istemez psikolojik sorunlar yaşıyor. Ama ben tek başıma nallıyorum ve sıkıntı yapmıyor. Tabi ata ne kadar iyi yaklaşırsan atta sana o kadar yardımcı olur ve resmen kendini sana teslim eder. Ama bağırıp çağırıp vurursan, atta sana tepkisini gösterir. Bu sefer nal çakma işkence haline gelir" dedi.

"Bu meslek bitiyor"

Bu işin sevgi ile yapıldığını belirten Çemek, "Tırnakları aşırı uzadığı zaman tendon patlaması, üreme olur ve tırnaklar çatlar. Bizim atlarımız 4 metrelik bir yerde altı ıslak oluyor ve tırnakları çabuk uzuyor. Tırnak bakımının süresi 45 ile 60 gün arasındadır. Bunun öncesi de olabilir ama 60 günü geçtiği zaman tırnaklarda aşırı uzama ve kırılma olur. Ama sevdiğimiz için buna katlanıyoruz. Yani maddi açıdan yapılacak bir iş değil sadece sevgi istiyor. Resmen atlarla aranda bir bağ oluşuyor. Sivas’ta bir dedemiz var bu işi yapan bir de ben varım. Bende sevdiğim için yapıyorum ama gençlerden heves edip yapmak isteyen hiç yoktur. Bir nalbanttın yetişmesi 2-3 yıl sürüyor. Gençlerimiz kolay iş peşinde olduğu için nalbantta yetişmiyor. Meslekte bu gidişle bitecek "diye konuştu.

"Çok kişi kalmadı"

Çiftliğin sahibi Erkan Elma ise nal bakımının önemine vurgu yaparak, "Nal bakımı at için en önemli şeylerden biridir. Nal çakma işini yapan kişi sayısı çok kalmadı. Yusuf ustamız sağ olsun atlarımızı nallıyor, atlarımız sağlıklı bir şekilde sahaya çıkıyor ve ciridimizi oynuyoruz. Atın nalını 40 günde bir çaktırıyoruz. Tırnakları uzuyor, uzadığı zaman cirit esnasında kumun üzerinde atlar riskli hale geliyor" şeklinde konuştu.