YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİNİ!

Soru şu!..

Yüksek İhtisas Hastanesini kim yönetiyor?

Doktorlar mı?

Müdürler mi?

İdare amirleri mi?

Hemşireler,

Hastabakıcılar mı?

Hastalar mı- hasta refakatçileri mi?

Kim yönetiyor Allah aşkına?

Bildiğiniz, benim de bildiğim;

Doktorlar arasından siyaset erkine (liyakat askıya alınalı 20 yıl falan oldu ülkemizde!) en yakın olanı baş hekim tayin ediyor bakanlık, baş hekim olan ise  yardımcıları ile birlikte yönetiyor hastaneyi..!

Bilinen bu en azından.

Ama yanlış!..

Daha önce Amasya da doktor olan bir yakınımdan duymuştum.

Hadi canım sende deyip geçmiş,

Ciddiye almamıştım.

Sonra, üç-beş doktor arkadaşla bir meşveret esnasında sohbete konu oldu;

Abartıyorsunuz  kardeşim, siz resti çektikten sonra kim ne hakla sizin işinize karışabilir ki diye,  bilmiş bilmiş üst perdeden akıl vermiştim onların idareciliğini küçümseyerek!..

Geçen hafta kendi cehaletime şahit oldum,

Utanarak ve üzülerek öğrendim yüksek ihtisas hastanesini kimin yönettiğini…

Polikliniklerin önünde oturan hanımefendiler!..

Hepsinin günahını almayım Allah var yukarda,

Ama

 Bazıları  var ki,

AKP´ye sırtını dayamış,

İktidar partisin de dayısı olan,

Tasarrufu şahıslarına ait,

Hastane  resmen onların özel mülkiyeti.

Canlarının istediğini alıyor,

Canlarının istediğini yazıyor,

Canlarının istediğini sıraya koyuyor,

Canlarının istemediğine de doktorun yüzünü göstermiyorlar.

Hatta

Canları istemezse doktora da hasta yüzü göstermiyorlar.

Şaka falan değil!..

Geçtiğimiz hafta şahit oldum.

Banko da oturan hanımefendi oynadığı telefonundan başını kaldırabilirse on dakikadır çalan telefona anca cevap veriyor,

 Veya

 Telefon  çıldıracakmış gibi çalsa da çıldıran kim diye dönüp bakmıyor,

Yada

Duymak istemediği bir soru ile karşılaşırsa sessizce oturduğu yerden kaybolup gidiyor lakin doktor ondan izinsiz tuvalete gidemiyor.

Vallahi tanığım!..

Baş hekimin odasına çıktım yardımını istemek için,

Sağ olsun özel kalem yardımcı olmaya çalıştı dahili telefondan, ancak Graham Bel cevap verdi öte dünyadan, bankoda oturan hanımefendiden ses yok!..

Çok eski bir tanıdığım cepten aradı elli metre ötede ki doktoru, doktor fısıltı halinde cevap verdi “gelsin muayene edeyim ama önce felanca hanımı arayın eğer o kayıt yapmak isterse yapar, ben de muayene ederim!”

Netice de özel kalem rica etti,

Hanımefendi kayıt yaptı ve ben muayene oldum…

Ve

Bu vesile ile parti gücü, parti referansı, parti oluru ile bankoda oturan hanımefendilerin (bazılarını tenzih ederim) asli görevlerinin hastaneyi yönetmek, kimi zaman da hasta ve hasta yakınını it azarlar gibi azarlayıp evlerine göndermek olduğunu öğrendim!..

Bu işe dur diyecek babayiğit var mı oralar da?

Sanmıyorum olsun şimdilik!..