Eğitim Sen Şube Başkanı Yüksel Şahin eğitim konusunda yaşanan son gelişmeler hakkında bir basın açıklaması yaptı. Şahin MEB tarafından son dönemde yapılan bazı değişiklikler ve uygulamalarla yüz binlerce öğrenci ve veli mağdur edildiğin belirtti. Şahin TEOG sonrasında 40 bin öğrenci zorunlu olarak imam hatiplere, 94 bin öğrenci meslek liselerine kaydedildiğini 20 bin öğrencinin ise hiçbir okula kaydı yapılmadığını ifade ederek ' Okul öncesi eğitimde ise tam gün uygulamasına son verilip 'ikili eğitime' geçilerek hem öğrenciler hem de veliler zor durumda bırakılmıştır. Hükümet 2014-2015 eğitim-öğretim yılında öğrencileri özel okullara yönlendirmek amacıyla özel okula gidecek 250 bin öğrenciye, toplamda 800 milyon TL 'destek' verileceğini açıklamıştır. Son 12 yıldır, özel okullara vergi teşvikleri ve çeşitli kalemlerde indirimler yapılmış, devlet okullarının en temel talepleri dikkate alınmazken, özel okulların istekleri hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından anında yerine getirilmiştir. Eğitim, devlet tarafından herkese eşit koşullarda ve parasız olarak sunulmalıdır. Halktan toplanan vergiler, yine halk için harcanmalı, kamu kaynakları özel okullara hiçbir şekilde aktarılmamalıdır. Bu anlamda Eğitim Sen`in yıllardır savunduğu ve eğitim hakkının temel ayaklarını oluşturan kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim talebi gerçekleşmediği sürece, ne eğitimin niteliğini yükseltmek ne de eğitimde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmek mümkün değildir' ifadesini kullandı.

Çocuklar “TRT 46. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği”nde bir araya geldi Çocuklar “TRT 46. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği”nde bir araya geldi

Tasfiye Ve Kadrolaşma Hareketi

Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmesine İlişkin Yönetmelik`te belirtilen puanlama sistemi, MEB`in eğitim yöneticilerini belirlerken işi şansa bırakmak istemediğini gösterdiğini belirten Şahin ' Eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde tamamı siyasal kadrolardan oluşan üst düzey yöneticilere yüzde 60, sınırlı sayıda okul bileşenlerine ise yüzde 40 puanlama imkanı verilerek, eğitim yöneticisi olarak görevlendirileceklerin 75 puan alması şartı getirilmiştir. Eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde mülakat ya da 'sözlü sınav' yöntemi üzerinden yeni bir siyasal kadrolaşma hareketi başlatılmıştır. Türkiye`de nerede olursa olsun 'mülakat' ya da 'sözlü sınav' kelimelerinin tek karşılığının 'torpil' olduğunu ilkokul çağındaki çocuklar bile bilmektedir. Daha önce girdikleri sınavlarla müdür olan çok sayıda okul müdürü, MEB`de görev alan ve tamamına yakını 'siyasal kadro' olarak atanan üst düzey yöneticilerin verdiği puanlarla değerlendirilmiş, eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde siyasi referans ve sendikal aidiyetler doğrudan belirleyici hale gelmiştir' ifadesini kullandı.

Demokratik tepki

Eğitim Sen Şube Başkanı Yüksel Şahin her geçen yıl atanmayan Öğretmenlerin sayısının arttığını bunu yanı sıra görüşülmekte olan Torba yasasın da Öğretmenlere yönelik bir çok hakkın gasp edildiğini belirterek ' Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından boyunlarına geçirilmek istenen zincirin farkındayız. Eğitim Sen olarak hükümet ve MEB'in gerek toplumsal yaşamda, gerekse eğitimde hayata geçirmeye çalıştığı dayatmacı, anti-demokratik ve bilim dışı politika ve uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağız. Demokratik tepkimizi her platformda göstermeye devam edeceğiz' ifadesini kullandı.