İlimizin tek dağçılık kulübü Kale Dağçılık kulübü Sarıkamış Şehitlerini unutmadılar. Kale Dağçılık ekibi saat 03.30'da 18 sporcuyla birlikte Kırıkkale'den harekete ederek saat 07.30 'da Polisevinde kahvaltının ardından sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Mahperi Hatun Kervansaray'ın yanından geçerek Pazar İlçesine ulaştık. Pazar İlçesinden8 km. daha ilerleyip dünyaca ünlü Ballıca Mağarasına ulaştık. Mağaranın girişindeki manzara oldukça etkileyiciydi. Sırtını Akdağ'ın yamacına dayanan Ballıca Mağarası çok aşağılardaki Pazar ovası ile adını henüz öğrenemediğimiz bir tepeyi temaşa ediyor gibiydi.Ballıca Mağara girişinin manzarası bu kadar güzel olunca köy sakinlerinden İşletme sahibi Eyüp Ülkü beyde buraya seyri güzel manzarası güzel bir kafeterya konduruvermişler Rehberimiz Emre beyi beklerken ekibimiz de kafeteryanın güzel manzarası eşliğinde çaylarını yudumladılar.
Çok etkileyici
Rehber Emre beyin eşsiz sunumu eşliğinde 3 milyon yıl öncesinde sanki zamanda yolculuğa çıkar gibiydik. Devasa sütunlar, şelaleler, tiyatrolar, Yüce Yaratıcının gücüyle özenle işlenmiş saraylar, küçük su havuzları, su içindeki timsahlar, su aygırları, otlayan gergedanlar, sahibini bekleyen develer, şırıl,şırıl akan baldan damlalar, peri masallarındaki bal kabakları ve daha neler, neler?Hepsi ama hepsi bu sinema salonundaydı. Şahsen Türkiye'de bulunan birçok mağarayı gezdim ama böylesi güzelini görmedim. Bu mağarayı doya doya gezmek için bir daha gelinir. Çok etkileyici çok. Mağaranın bazı bölümlerinde bulunan ve mağaraya adını veren bal kabağı şeklindeki kristal oluşumlar tüm ekibi etkilemişti. Bu kristalize olmuş kabartılara ışık tutulduğu zaman bal rengine dönüşerek enfes bir görüntü sergilemektedir. Rehberimiz Emre beyinin verdiği bilgiye göre bu özelliğin dünyada sadece iki mağarada bulunmakta olduğunu belirtti.
Heyelan etkiledi
Ekibimizin Akdağ zirvesine çıkmadan önce ikinci durağı Ocaklı şelalesiydi. Ekibimiz Şelalede kısa bir gezinti yapıp fotoğraflar çekilirken bizde o esnada komutanlarla beraber parkurun yerini belirliyorduk.Mağara ve şelale gezisi tamamlandıktan sonra Pazar ilçesinden gelen Jandarma ve 112 Sağlık ekibiyle birlikte kamp bölgesine ulaşmak üzere yola çıktık. Kamp bölgesinin yarı yoluna geldiğimizde heyelan nedeniyle yolun minibüsümüz için noktalandığını öğrenmiş oluyoruz.Zirveye ulaşma umutlarımızın kalmadığı bu noktada İlçe Jandarma Komutanlığı devreye giriyordu. Pazar İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Ercüment Ercan ile Uzman Jandarma 3.Kademe Başçavuşu Mikail Kara yetkilerini kullanarak arazi araçlarıyla ekibimizi emniyete alarak kamp bölgesine ulaştırma kararı aldılar. Kamp bölgesine ancak 12.10'da ulaşabildik.
Zirvede Sarıkamış şehitleri için kuran okundu
Tırmanış soğuk esen rüzgar eşliğinde yapıldı. Parkurun bazı bölümlerinde henüz yeni yağmış taze kar örtülerini de görmek mümkün oldu. Böyle ekipten bazı dağcılarımız sezonun ilk karına da ayak basmış oldular.Zirveye 14.10 sularında ancak ulaşabildik. Zirve de esen fırtınanın da etkisiyle eski15, eski 20' le re varan müthiş bir soğuk vardı. Zirve de değil çay içmek durmak bile çok zordu. O an, Sarıkamış'ta soğuk nedeniyle ölen askerlerimizin neler yaşadığını az da olsa hissedebiliyorduk. Kaldı ki onların üzerlerinde bizde bulunan donanımlar da bulunmuyordu. Biz son derece iyi giyindiğimiz halde zirvede üşüyor ve zirvede ancak 15 dakika ancak durabiliyorduk.Zirvede başta Sarıkamış şehitleri olmak üzere tüm şehitlerimiz adına kuran okuyup dualar edildikten sonra Jandarmanın emniyeti çerçevesinde hemen dönüşe geçtik. Bu tırmanışta tüm tedbirler olağanüstüydü. Jandarma araçlarının yanında ambulans ekibi de hazır durumdaydı. Buradan her iki ekibe de teşekkürlerimiz iletiyor saygılarımızı sunuyoruz.Kamp bölgesinde indiğimizde saatlerimiz 15.20 sularını gösteriyordu. Emniyet ve sağlık tedbirlerinin en yüksek olduğu bir tırmanış hiçbir olumsuzluk yaşanmadan başarı ile tamamlanmış oluyordu.
