Kovdum şeytanı!..

Attım kafamdan,

Düşüncemden,

Zihnimden,

“Azapta bile olsa gerekmezsin” böyle bir durumda dedim kendine!..

Çünkü:

Biliyorum,

Başında kim olursa olsun,

Beklentisi,

İkbali,

Makamı,

Hangi ekonomik-sosyal-partisel çıkarı olursa olsun,

 Tarihinin  hiçbir evresinde haksız hiçbir savaşın içine sokmamıştır  Türk milletinin yöneticileri milletini ve ana kucağından üstün bellediği ordusunu, o ordu ve millet de zaten hiçbir suretle haksızın yanında saf tutmadı var oluşundan bu güne değin…

En büyük örnek,

Mete han!..

 Çin´lilere gözünden sakındığı eşini vermiş ama millet malı bataklığı kurban etmişti…

Alparslan,

Anadolu´ya girmemesi karşılığında teklif edilen altına-esbaba-tüm dünya nimetlerine aldırmadan Bizans´ın zulmü altında ezilen Ermeni ve Kürt halkına sahip çıkmış, Türklerle birlikte kardeşçe yaşamanın temelini atmıştı Anadolu da.

Fatih sultan Mehmet han,

Sadece Kostantinapolis´i fethetmemiş,

Kardinal külahı ile papaz cübbesi arasına sıkışmış mazlum halkları da özgürlüğüne kavuşturmuştu.

Bütün dünyada  sanayileşme sürecinin yaşandığı,

Fabrikalaşmanın yoğunlaştığı,

Patron sınıfının oluştuğu,

Ve

 Emeğin-alın terinin,

Ve

 Onurun,

Haysiyetin,

Ve

Şahsiyetin  ayaklar altına alınıp insanın köleleştiği sömürüldüğü  dönemde,  Mustafa Kemal adında bir  komutan geçti Türk ordu ve milletinin başına,

 insan onurunun, haysiyetinin, emek ve alın terinin en yüce değer olduğunu savaşarak öğretti yedi düvele  ve bu konuda bir “ilk” olarak  tüm insanlığa ve mazlum milletlere örnek oldu.

Ve

İşte bu sebeple dedim ki şeytana…

Git  başımdan!..

“Türk milleti, en tepesinden en küçük ferdine kadar haksız ve hukuksuzluğun karşısında taraf olmuş, canını siper etmiştir mazlumları koruma adına beş bin yıldır.

Hava kirliliğine dikkat! Türkiye’de 4 milyon… Hava kirliliğine dikkat! Türkiye’de 4 milyon…

Az-buz değil, 17 senedir bizleri yönetip dünya ile haşır-neşir olanlar elbette neyin ne olduğunu senden daha iyi bilirler!..

Ülkenin,

İnsanlığın,

Halkımızın,

Ve orta doğuda yaşayan tüm halkların bu gününü karanlık,

Yarınını belirsiz,

İkbalini tehlikede görmezse, asla böyle bir savaşa cevaz vermezdi bizi yönetenler tarihten ders alarak…

 Bazı münafıkların! dediği gibi,

İçerde tükenen siyasetin çıkış noktasını savaş olarak görmez, elektrik-su-doğalgaz-ulaşım-benzin-mazot zammını,  hatta turşuya koyduğumuz sarımsağın pazarda atmış lira olmasını savaş çıkararak kamufle etmeye çalışmaz,

Ve

Her ne şekilde olursa olsun asla kendi  ikbali uğruna,

 Fakir-fukara, garip-gureba için kan, gözyaşı, ölüm ve yokluk demek olan “savaş´ı” koltuk sevdası, parti menfaati  uğruna çıkarmayı akıllarına bile getirmezler!..”

Dedim!..

Şeytan gitti!..

Gitti,

Ama nereye?