´İŞ YERİNDE RUH SAĞLIĞI´
Güngüneş, Dünya Ruh Sağlığı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, 1992 yılından bu yana haftanın her yıl 10 Ekim tarihinde kutlandığını ve her yıl değişik temaların işlendiğini dile getirdi. Dünya Ruh sağlığı Günü´nün bu yılki temasının 'İş Yerinde Ruh Sağlığı' olarak belirlendiğini bildiren Güngüneş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: 'Ruhsal sağlık sorunlarının çalışanın devamsızlığına, verimliliğinin düşmesine ve maliyetin artmasına neden olduğu gösterilmektedir. Bu yılki tema ile yöneticilerin ve kurumların çalışanlarına yardımcı olacak ve çalışanların genel ruh sağlığını yükseltecek araçlara sahip olabilmeleri için ´İş yerinde ruh sağlığı´ konusunda farkındalık yaratmaya çalışılacaktır. İş ve kariyer yaşamın önemli bir parçasıdır”
ORTALAMA 36 İŞ GÜNÜ
“Gelir kaynağı olmasının yanı sıra kişisel amaçların gerçekleştirilmesine, sosyal ilişkiler kurulmasına ve kişinin mesleğine veya topluma hizmet etmesine yardım etmektedir. Süreklilik gösteren iş kaynaklı stres fiziksel sağlığı da olumsuz etkilemektedir. İşteki sorumluluklarla aşırı meşgul olmak sıklıkla sağlıksız beslenmeye, yetersiz egzersiz yapmaya yol açarak kilo sorunları, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterole sebep olabilmektedir.' Güngüneş, çalışan nüfusunun yüzde 10´unun depresyon nedeniyle işinden ayrıldığını ve her depresyon dönemi başına ortalama 36 iş günü kaybedildiğini vurguladı.
ÇALIŞMA ORTAMLARI
Depresyonu olan kişilerin yüzde 50´sinin tedavi olmadığını ve depresyonun konsantrasyon, karar verme ve hafıza güçlüğü gibi bilişsel belirtileri depresif dönemde yüzde 94´e varan oranlarda ortaya çıktığını anlatan Güngüneş, şunları kaydetti: 'Bu da çalışma işlevlerinde ve üretkenlikte önemli bir bozulmaya sebep olmaktadır. Verimliliğin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi için ruh sağlığını önemseyen iş yerlerine ihtiyaç vardır. Tıpkı fiziksel hastalıklarda olduğu gibi ruhsal hastalıkların da tedavisinin önemsendiği çalışma ortamları bu amaca hizmet etmektedir”
ERKEN TEDAVİ
“İş yerlerinde, çalışanların iyilik halini, iş ve yaşam dengesini destekleyen, geliştiren program ve uygulamalar olmalıdır. Yöneticilere, çalışma stresinden kaynaklanabilecek performans sorunlarını fark edebilmelerini sağlayacak eğitim olanakları sağlanmalıdır. İş yaşamında depresyon ve onun üretime etkileri konusunda farkındalığın artırılması ve ruhsal hastalıklarla ilgili damgalamanın önlenmesi önemlidir. Bu sayede hastalık belirtileri erken dönemde fark edilip tedavisi desteklenebilmektedir'
