Türkiye belki de tarihinin en önemli seçimlerinden birine gidiyor. Kırıkkale, alışılagelmişin dışında bir seçim dönemi geçiriyor. MHP´li eski Belediye Başkanı Mustafa Pekdoğan´ın, İYİ Partiye değil CHP´ye üye olması gibi, İttifak Kanunundan kaynaklı CHP yada İYİ Partinin bir vekil çıkartacak olması gibi anılarda her zaman yer edecek olaylar yaşanıyor.

En ilginç şeylerin yaşandığı parti ise Ak Parti. Belki de iktidar partisi olmasından ve sandıktan 1. Parti olarak çıkacak olmasından dolayı ilginçlikler daha çok dikkat çekiyor. Ak Parti Kırıkkale´de tecrübe, teşkilat ve gençlik olarak adaylarını belirledi. Meclisin en aktif çalışanlarından olan ve Ankara Bürokrasisine aşırı hâkim olan Ramazan Can birinci sıra aday olarak çalışıyor. 20 yıl sonra dahi anlatılacak bir temayül yoklaması ile teşkilatın birinci sırada çıkarttığı Bayram Salim Bozdemir ise teşkilatın adayı olarak 2. Sırada çalışmalarına devam ediyor. Ak partinin Gençlik ve Vefa aşısı 3. Sıra adayımız Mustafa Aslan ile devam ediyor. Genç çünkü henüz 26 yaşında, vefa çünkü Ak Partinin mücahitlerinden Kara İbo´nun (İbrahim Aslan) oğlu.

Listeler açıklanır açıklanmaz eşine az rastlanır bir şekilde algı operasyonları başladı. Sosyal medyadan başlayarak, sokaklara yayılan Ramazan Can´a herkesin şaşırdığı bir şekilde tepki yumağı oluştu. Tepkilerin kaynağına indiğimizde çok enteresan bir şekilde algı operasyonu olduğunu görmeye başladık.

Mevcut Milletvekilleri başta olmak üzere bütün Belediye Başkanları ve hatta İl Genel Meclis Başkanı ve Üyeleri her fırsatta biz ne yapıyorsak Ramazan Can sayesinde yapıyoruz, o olmasa işimiz çok zor demesine karşın sosyal medya hesaplarından sürekli Ramazan Can ne yaptı? Gibi paylaşımlar görüyorum. Şunu hemen belirteyim ki 2015 yılına kadar Kırıkkale´ye Ak Parti ne yaptı ise en az diğer milletvekilleri kadar Ramazan Can´ın katkısı vardır. 2015 seçimlerinden sonra Kırıkkale´ye ne yapıldı ise Ramazan Can´a aslan payı düşmelidir.

Millet İttifakının en az 1 vekil çıkartması için Ak Partinin son seçimde aldığı 105.000 oydan ciddi kayıplar vermesi gerekiyor. Cumhur İttifakı ortağı olan MHP´nin milletvekili çıkartabilmesi için hem MHP´nin oyunu 7 Haziran Seviyesine çıkartması gerekiyor hem de Ak Partinin oy kaybetmesi gerekiyor. Yani düz mantık olarak Ak Parti milletvekili kaybedecek ki diğer partiler Milletvekili çıkartacak. Diğer partilerin Ak Partiyi Ramazan Can´ı eleştirmesi kadar doğal bir şey olamaz, muhalefet iktidarı eleştirir kimse buna bir şey diyemez.

Ancak görüyorum ki Ramazan Can´ı gerek sosyal medyada gerekse sahada Ak Partililerin yeterince savunmadığını, hatta Ramazan Can´ı topun önüne attığını görüyorum. Mesela İl Başkanı çıkıyor mahalle mitinginde Ramazan Can´ı savunuyor. Sanırım Mehmet Demir´in 3-0´ın altı başarısızlık olur, hepimiz hesabını veririz sözlerinin etkisinden hala çıkamamış sayın il başkanı. Olası bir başarısızlıkta topu atacak hedefler arıyor. Daha şimdiden mevcut vekiller için çalışmıyor, çalışıyormuş gibi yapıyor sözlerinin yanı sıra Ramazan Can´a karşı yapılan algı operasyonlarına da müdahale etmiyor. Yani olası bir başarısızlık durumunda Sayın İl Başkanı ben başarısız olmadım, Ak Partililer çalışıyormuş gibi yaptı, Ramazan Can´a da çok tepki vardı diyecek. Hatta mahalle mitinglerinde yaptığı konuşmaları göstererek savunmaya çalıştım ama tepkileri bir türlü kıramadım diyecek.

Kırıkkaleli avukatlar ayaklandı! “Adalet istiyoruz!” Kırıkkaleli avukatlar ayaklandı! “Adalet istiyoruz!”

Hemen şunu belirtmek istiyorum; bir önceki köşemde yazdım yine yazayım ki hafızalar taze kalsın. Ak Parti 1 Kasım´da 3-0 yaparken çalışıyormuş gibi yapan bir Oğuz Kaan Köksal yoktu. 7 Haziran seçimlerinde çalışıyormuş gibi yapan bir Beşir Atalay yoktu. 2011 seçimlerinde AK Parti 3-0 yaparken çalışıyormuş gibi yapan bir Mustafa Özbayrak, bir Turan Kıratlı, bir Vahit Erdem yoktu. Yani sahada ilk defa bana göre çalışan bazılarına göre çalışıyormuş gibi yapan, listede olmayan mevcut milletvekilleri var.

Ak Partinin temel ve mevcut sorunu seçim sloganlarından biri olan birliği sağlayamamasıdır. Tabanını sahaya indirememesidir. Yani 2009 seçimlerinde ne yaşanmışsa aynısı yaşanmaktadır. Kısaca izah edecek olursam ben sahada Ak Parti için çalışmak yerine burada yazı yazmak ile meşgul oluyorsam, bu benim değil beni bir solcuya ihraç ettirenlerin suçudur. Kendimden örnek verdim ama kimse oy atmadı demesin, ben oyumu kendime yakışır şekilde Cumhur İttifakına atacağım. Seçim Ofisi açılıyor önce MHP sonra İYİ Parti en son Ak Parti açıyor. Mahallelerde afiş asılıyor önce MHP, sonra İYİ Parti, sonra CHP, en sonda Ak Parti Asıyor. Mahallelerde broşür dağıtılıyor önce MHP dağıtıyor, sonra İYİ Parti dağıtıyor, sonra da Ak Parti dağıtıyor. 17 yıllık Ak Parti sahaya inmekte gecikirken, daha taze kurulmuş, seçime girmesi bile kılı kılına olan İYİ Parti bile Ak Partiden daha hızlı davranıyor.

Herkes seçimlerden sonra nasıl günah çıkartacağını düşünüyor. Mehmet Demir hedefi 3-0 olarak koydu. Bazı Ak Partililer ise konjektür farklı ittifak kanunundan kaynaklı sorunlar var dedi. Hadi ben yumuşatayım 3-0 için 1 Kasım´da alınan oy yetmiyorsa bile en az 1 Kasım´da aldığımız oyu alalım ki kimse başarısız olmasın. 2-1 olursa da ittifak kanunundan kaynaklı olarak sıkıntı yaşadık diyelim.

Son olarak Ramazan Can hem Meclisin hem Kırıkkale´nin hem de Ak Partinin Can suyudur. Tecrübesi, bilgisi, birikimi, çevresi Kırıkkale´ye en çok lazım olan şeydir. Şayet Can suyumuz kesilirse kururuz, meyve veremeyiz iler ki zamanlarda bunun sıkıntısını Kırıkkale olarak, Ak Parti olarak biz yaşarız. Günü kurtarmaya değil, geleceği kurtarmaya yönelik çalışalım ki tarih kimseyi yargılamasın…

Eleştiriyi hazmedemeyen de önce siyasete girmesin, hastel kader girmişse bu yazıları okumasın!!!