Komploydu değildi,

Bir şekilde seçildi CHP genel başkanlığına,

 Zor gün ve zamanda görev aldı, biliyoruz!..

Acemiydi!..

Hazırlıksız yakalanmasına verdik asansöre tersten binmesini..

Hatta,

Hoşumuza gitti, kendisi ile dalga geçebilme yeteneğini ayakta alkışladık.

Suçladık danışmanını bostan korkuluğu olmakla,

Yine laf ettirmedik şahsına, oy kullanamasa dahi kendine…

Eskidikçe oturduğu koltukta,

Yıllandıkça şarap misali,

Tava gelip demlendikçe çay gibi,

O bizi biz onu tanıdıkça,

Gözümüze batmaya başladı iyi niyetle yaptıkları bile.

Zırt diye bir gün,

“Parti disiplinine uyacaksınız” dedi, uyduk!..

Sonra,

“ekmek için Ekmelettin” dedi, he dedik!..

“tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz” dedi, vallahi tıpış tıpış gidip oy da verdik,

Ama

Elde var bir de dedik!..

Türkiye´nin Gandi´siydi seçildiğinde…

Gerçekten Türkiye´nin Gandi´si oldu dürüstlüğü, kararlılığı, yumuşak, uyumlu-özverili siyaseti ve 480 kilometre yol yürümesi ile  ama Türkiye Hindistan olamadığından Gandi olmak ona pek bir şey kazandırmadı.

Yalan dedik:

Başbakan,

Bakan,

Müsteşar,

Müsteşar yardımcıları önünde “ızbandut” gibi dururken zurnada son delik sayılan bir  genel müdür nasıl bağlı olduğu kurumu zarara uğratabilirdi ki, inanmadık!..

Elbette hikaye:

Akrabasını-hısmını, köylü-kentlisini,

Karakeçili’de Yiğit Hamza için kermes düzenlendi Karakeçili’de Yiğit Hamza için kermes düzenlendi

Mezhebi başta aynı düşüncede olduğu insanları  SSK´ya doldurması…

Ben biliyorum, tarikat ehli Kırıkkale´li birinin hem kaynı hem baldızının  işe giriş vesilesi olduğunu.

Yani,

İşe aldığı insanlarda aradığı en büyük özelliğin “ehil ve ehliyet” olduğundan adım gibi eminim dediğim yer…

Hülasa,

Birileri için bu günlerin en kolay en basit, tehlikesiz, pirim yapan işi CHP ve onun genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu´nu eleştirmek olsa da benim için durum farklı.

CHP, atamın kurduğu, babamdan miras aldığım, altı okunun altısına da yürekten inandığım bir parti idi. CHP´de isimlerin değil, düşüncelerin yarıştığına, kişilerin değil, toplumun yararına çalışıldığına inanırdım.

Heyhat yanılmışım!..

Ekmelettin´e  “tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz” dediğinde elde var bir demiştim. “Bu partide koltuk sevdalılarına yer yok” deyip kendini koltuğa perçinlediğini görünce elde var iki dememe gerek kalmadı…

Disipline uğramadan Gürsel Erol gibi,

Başı ile,

Kıçı ile,

Düşünce (varsa şayet!) fikri ve ilkesi ile Dersim´li (tipitip) Kemal´in olsun deyip istifa ediyorum CHP´den.

Not: 2002 de Halil Tiryaki´yi seçtiğimizde de teşekkür beklemiyorduk, oda etmedi zaten. Kendi köylüleri “ partisi terörist” gerekçesi ile oy vermezken oy verdiğimiz Ahmet Önal´dan herkes teşekkürünü aldı oy versin vermesin, gerek telefonla gerekse bizzat gidilerek. hatırlanmamamıza üzüldüm mü, evet!..iddiaya girdiğim 11 kişiyi bağışlamamın en büyük nedeni de bu sanırım!..