Aşk denilince aklıma gelen ilk şey,

Mecnun´un arkadaşları ile yaşadığı söylenen hikayesi…

Şöyle ki:

Mecnun, arkadaşları ile sohbet halinde iken mahallede,

Geçmekte olan bir köpeğe taş atmaya yeltenen birini görür ve hemen müdahale eder:

-Atma taşı köpeğe!

-Neden?

-Tanıyorum  ben onu!

-Nerden tanıyorsun?

-Leyla´nın mahallesinin köpeği o!

-Ee! Ne olmuş yani sonuçta sokak köpeği!

-Evet ama bir şekilde Leyla´nın gözleri değmiştir o köpeğe!..

Yerli-yersiz,

Zamanlı-zamansız,

Orda-burda,

Ulu-orta söylenen,

Hava kirliliğine dikkat! Türkiye’de 4 milyon… Hava kirliliğine dikkat! Türkiye’de 4 milyon…

Ve

Son günlerde siyaset bezirganlarının ağzından hiç düşürmediği ve bir çırpıda söyleyebildiği üç harften oluşan kelimenin Mecnun indinde karşılığı böyle.

Abdurrahim Karakoç ise,

“Tabipler de ilaç yoktur yarama

Aşk deyince ötesini arama

Her nesnenin bir bitimi var ama

Aşka hudut çizilmiyor Mihriban” dizeleri ile “aşk” kelimesine yüklediği ölümsüzlüğü anlatıyor dörtlüğünde. (ölümsüz şiirinin başı sonu var elbet)

Kısaca AŞK denilince,

“Vermeyi” anlamalı insan.

Canından-kanından,

Cüzdanından-malından.

Kaybetmeyi,

Zarar görmeyi ve gördüğü zararı en büyük kazanç, en büyük değer saymalı;

Ki

Mecnunun anladığı, Abdurrahim´in anlattığı uğruna türkülerin yakıldığı üç harften oluşan kelime gerçek anlam ve misyonunu yüklenebilsin.

Oysa,

 Acılarla harmanlaşmış yaşanmışlıkların hüzne dönüşmesinden  türkü-şarkı çıkartılan “aşk” sözcüğü siyasilerin ağzında sadece para, kazanç, rant demekten başka bir şey değil.

Her seçim önü birileri çıkıyor,

Kırıkkale´ye olan tutkusunu,

Sevdasını,

Muhabbetini,

Aşkını anlatıyor kısaca,

Ve bunların nerdeyse tamamı müteahhit!..

Ve

Sonunda aşık oldukları Kırıkkale´nin taa orta göbeğine çimento döküp defolup gidiyorlar.

Demem o ki;

Aynı dili konuşuyoruz ama ortak kullandığımız kelimelere aynı anlamı yüklemiyoruz. Siyaset  dilinin aşkı,  rant kazançlı para iken, (ki her kullandıkların da o kelimeyi, şahsen ben, kendimi keriz! Gibi hissediyorum.)  aşık olunan Kırıkkale ve insanın ki Mecnunun ve Abdurrahim Karakoç ile aynı.

Tarife sığmıyor aşkın anlamı

Ancak çeken bilir bu derdi gamı

Bir kör düğüm baştan sona tamamı

Çözemedim çözülmüyor Mihriban. A.K.