ORGANLAR, CANLI KİŞİLERDEN ALINAMAZ

İl Sağlık Müdürü Dr. Murat Ağırtaş, ‘3-9 Kasım Organ Haftası´ dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Müdür Ağırtaş, “Organ bağışı sayesinde pek çok kişinin hayat kalitesi yükselirken, bir o kadarının da hayata tutunması sağlanır. Kronik organ yetmezliği gibi hayati durumlarda organ bağışı son derece önem kazanır. Gönüllülük esasına dayalı olmak üzere, 18 yaşın üzerindeki herkes organ bağışçısı olarak bir başka kişinin hayatını kurtarabilir. Kişi, hayattayken organ ve dokularını bağışlayabileceği gibi tıbben ölümü gerçekleştikten sonra da ailesi, organlarının bağışlanmasını sağlayabilir. Ülkemizde hâlâ oldukça düşük seviyede olan organ bağışı son derece önemli ve hayati niteliktedir. Özellikle kişinin hayattayken tıbben ölümünden sonra organlarını bağışlaması, kalp ve kornea gibi doku ve organların nakli için son derece önem taşır. Çünkü bu tip doku ve organlar, canlı kişilerden alınamaz.  Organ nakli canlıdan canlıya ya da kadavradan yapılabilir”

 

AZ DA OLSA BAĞIŞÇI İÇİN RİSK BULUNUR

“Canlıdan canlıya organ nakli genellikle böbrek, karaciğer gibi organlar için uygulanır. Çoğunlukla aile içindeki kişiler arasında yapılan bu nakil tipi, hastanın hayati tehlikesinin olduğu ve ilgili organın nakil yolu ile yenilenmesi sayesinde iyileşme olasılığının belirlenmesinden sonra yapılır. Bu durumda hastaya gönüllü olarak organ bağışlayacak olan kişi, sağlık taramalarından geçirilir. Kan ve doku uyumu kontrol edilir. Bağışçı, tek böbrek ile hayatını devam ettirebileceğinden böbreğinin biri hastaya nakledilir. Karaciğer gibi organlar ise bağışçıdan tamamen alınmaz. Bunun yerine ilgili organın bir bölümü alınarak hastaya nakledilir. Organ bağışının önemi bu noktada ortaya çıkar. Canlıdan canlıya yapılan nakillerde, az da olsa bağışçı için risk bulunur. Bu durum organ bağışının ne denli önemli olduğunun da bir kanıtıdır”

 

SAĞLIK BAKANLIĞI YETKİLİLERİ BİLİR

“Toplum bazında yeterince organ bağışı olması durumunda canlıdan canlıya doku ve organ nakli oranı oldukça alt seviyelere iner. Donörün hayattayken bağışçı olması durumunda ilgili doku ve organlar, organ nakli bekleyen hastalar için büyük bir umut olur. Özellikle kalp ve pankreas gibi hayati organların nakli canlıdan canlıya nakli mümkün değildir. Bu organlara ihtiyacı olan kişilerin hayata tutunmasının tek yolu bağışçılardır. Kişinin beyin ölümünün gerçekleşmemesi durumunda organlarının alınması ise mümkün değildir. Toplum üzerinde organ bağışı hakkındaki en büyük korkulardan biri, kişinin organ bağışçısı olduğunun öğrenilerek kötü niyetli kişiler tarafından bu bilginin kullanılmasıdır. Bu tür gerçek olmayan söylentiler yüzünden pek çok kişi organ bağışından vazgeçmektedir. Kişinin organ bağışçısı olup olmadığını yalnızca Sağlık Bakanlığı yetkilileri bilir. Dolayısıyla herhangi bir kişinin, organ bağışçısı olup olmadığının üçüncü şahıslar tarafından öğrenilmesi mümkün değildir”

Kırıkkale’de trafik denetimi! 112 araç men edildi Kırıkkale’de trafik denetimi! 112 araç men edildi

 

ÜLKEMİZDE DONÖR SAYISI YETERSİZ

“Dünya genelinde 2 milyona yakın ülkemizde ise 25 binden fazla hasta organ bekleme listesinde bağışlanacak organlarla hayata tutunmayı beklemektedir. Maalesef her yıl bu hastaların yüzde 10 kadarı uygun bir organa erişemeden hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde donör sayısının yetersiz olması nedeniyle birçok vatandaşımız maalesef hayatını kaybetmektedir. Bu bağlamda ilimizde yaşayan herkesi organ bağışı hususunda duyarlı olmaya davet ediyorum” dedi. Haber: Kenan Kuzucu