Yeni yetme işgüzar mühendisin biri,
Sözüm ona ulaşımı kolaylaştırmak,
Genişletip rahatlatmak,
Kısaltmak adına,
Çiftlik yolunun kıvrımını düzeltmeye kalkar…
Ve
O noktada yıllara meydan okumuş,
Her şart ve koşulda meyve vermeye devam eden “dut” ağacı vardır…
Ve
Onu keser…
Gün aşırı oradan geçen Ata,
Yolda bir tuhaflık olduğunu fark eder,
Ve
Bakarken insanı bile delip geçen o gök mavisi gözlerle etrafı incelemeye başlar durdurduğu aracının içinden.
İner aşağı, sorar şoförüne…
-sende fark ettin mi çocuk?
-evet paşam!
-Ne fark ettin?
-etrafını dolandığımız “dut” ağacı yerinde yok paşam!
Paşa sinirlidir…
Öfkesi burnunda,
Patlamaya hazır bomba gibidir.
Ve
Kükrer dünyayı dize getirip Yunanı denize döken Aslan;
-kim hangi nedenle, hangi cesaretle, hangi vicdanla kıymıştır o ağaca, der…
Ve
Genç mühendis bulunup tez oraya getirtilir.
Mazeretinin sadece yolu kısaltmak ve genişletmek olduğunu öğrenince daha da öfkelenir ve hesabını keserek sadece iş aktini fes etmekle kalmaz,
“ağacı sevmeyen devletini de sevmez, milletini de sevmez, insanı da sevmez” diyerek o mühendisin devlette çalışmasını ilelebet yasaklar…
Ne öncesinde,
Ne sonrasın da,
Ne de günümüzde bile olmamış,
Olması mümkün olmayan,
Ve
Dünya da ikinci bir vaka kaydı bulunmayan “köşk´ kaydırması var ki Yalova´da asırlık bir çınar için, dillere destan, mühendislik harikasıdır.
Demem o ki;
Bahçeleri ile,
Oyun parkları ile,
Envay türlü çiçek ve ağaçları ile Kırıkkale´nin Kırıkkale olmasının en büyük özelliklerinden biri,
Hatta tarihi,
En az dört neslin hatırası,
Anısı,
sevgilisi güzelim “ MKE Blokları” ranta,
Betona kurban edilip peşkeş çekildi birilerine…
Yetmedi;
Şimdi de sözüm ona yol genişletme,
Rahatlatma,
Ve
Kısaltma adına ağaç koymuyor kesiyor Kırıkkale belediyesi cadde üzerinde.
Önce insanımızın,
Sonra bizi yönetenlerin,
En sonun da devletimizin kurulduğu günden,
O gün ki insan yapısından,
Ahlak,
Sevgi,
Saygı ve düşünce yapısından günümüze savrulduğu noktayı anlayabilmek için en iyi örnektir bu olay…
O gün bir ağaç için iş akdi fes edilip,
ilelebet devletle iltisakı kesilecek adamları,
Bu gün başımıza “taç” ediyoruz..!
Vah ki ne vah!..