OĞUZ UÇAR


DÖVİZ BİZİ HİÇ İLGİLENDİRMİYOR(!)

DÖVİZ BİZİ HİÇ İLGİLENDİRMİYOR(!)


Bu ülkede Gazeteci olmanın sorumluğu büyük!

İşte bunun için omuzlarımızdaki yük giderek artıyor.
Çünkü öyle durumlar yaşıyoruz ki, yazsan olmuyor...

 

Yazmasan hiç olmuyor!

 

Bizler, halkın haber alma hürriyetinin temsilcileriysek,

Bizler, halkın düşünüp de söyleyemediğini yazmak görevini seçtiysek,

Sorumluluğumuz büyük!

Bunun için yazmak zorundayız arkadaş!

İşimiz bu, yapacak bir şey yok!

 

***
Gün geçmiyor ki, bu ülke bir polemik ile çalkalanmasın!..
Gün geçmiyor ki, bu ülke insanlarımızla dalga geçilmesin!..

Yeminle söylüyorum, insanlarımız yorgun düştü bu kavgalardan.
Herkes geçim derdinde...
Aileler “Tenceremizde ne kaynatacağız” diye düşünürken, bizi yönetenlerin “İtibar için (!) lüks yaşamdan taviz vermiyor” olmaları hakikaten can acıtıyor.

***
Liyakatın göz ardı edildiği, “biat kültürü”nün öne çıkarıldığı bir dönemden geçiyoruz. Gençlerin bu yüzden işsiz. İşler bu yüzden sarpa sarıyor. Bu yüzden devletin resmi rakamlarına kimse inanmıyor!

Esnafın, Sanayicinin, Köylünün “Para kazanamıyoruz” diye ağladığı bu ülkede bizi idare edenlerin her şeyi güllük gülistanlık gibi göstermeye çalışmaları yok mu?
İşte ona çıldırıyorum.

 

Bu ülkenin Hazinesinden ve Maliyesinden sorumlu bir bakan yaptığı her açıklama ile insanlarımızı ters köşeye yatırıyor. Ekonomik tabloları kendine göre yorumlayan ve her defasında “Burası Önemli” diye dikkat çekmeye çalışan Sayın Bakan son açıklamasında baltayı yine taşa vurdu.

 

Kamuoyu günlerdir onun “Ben Dolara bakmıyorum” sözlerini tartışıyor!

Tarımda ve Sanayide her alanda ithalata mahkum olduğumuz için hayat pahalılığı günden güne etkisini arttırıyor.

Ama, Sayın Cumhurbaşkanı da “Gerçek mümin, acıyı bal eyleyendir. Yokluğa sabredendir” açıklamasında bulunuyor.
Helal olsun!..

***

Bu haftaki yazımı bir fıkra ile bitirmek istiyorum;

ABD, İngiliz ve Türk Maliye Bakanları bir araya gelmiş. Kamu çalışanlarının durumlarını görüşmektedirler.

ABD Maliye Bakanı der ki: Bizim araştırmalarımıza göre kamu görevlilerimizin bir aylık geçimi için 1000 dolar gerekiyor. Biz onlara 1500 dolar veriyoruz. Bunun 1000 dolarını çeşitli ihtiyaçlarına harcıyorlar, 500 dolarını nereye harcıyorlar bilemiyoruz. 

İngiliz Maliye Bakanı sözü alır: Bizim araştırmalarımıza göre kamu görevlilerimizin bir aylık asgari geçim endeksi 1000 Sterlin. Biz çalışanlarımıza 1400 Sterlin veriyoruz. 1000 Sterlin´ini çeşitli ihtiyaçlarına harcıyorlar. 400´ünü ne yapıyorlar bilmiyoruz.

 

Bizim Maliye Bakanı sözü alır:
Türk-İş, 2020 Temmuz ayı için yaptırdığı bir araştırmada dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı 7.838 TL olarak belirlemiş. Ama biz çalışanlara 2.324 TL veriyoruz. Gerisini nereden buluyorlar bilemiyoruz!


Çünkü Dolarda, Sterlin de bizim insanımızı hiç ilgilendirmiyor!

Yukarıdaki sözleri ben söylemiyorum, bu işlere bakan öyle diyor...