Ortada,
Bir ilçenin belediye başkanının kamuya ait seksen milyon tl değerinde ki arsasının usulsüz satışının dedikodusu var.
Ve bu satışın önünde ki tek engelin,
Sayın vali Yunus Sezer olduğu söyleniyor.
İlçe belediye başkanı tanıdığı-bildiği,
Sırtını dayayıp güvendiği tüm ilişkilerini kullanarak satayım diyor!,
Vali hayır,
Beyt-ül malın hakkını bu şekilde kimseye yedirmem diyor.
Tam da bu sırada vali,
Yada
Devletin herhangi bir organı ile ilgisi olmayan,
Ve
Elbet bilgisi de,
Nahoş bir hadise yaşanıyor hükümet konağının önünde.
Nedeni,
Nasılı,
Kimi,
Niyesi
Ve
Hangi gerekçe ile dağıtmaya çalıştığı yardım çeklerini belli olmayan şekilde toplatılmış kalabalığın üstüne atarak ortadan kayboluyor.
Ve yine tam da bu sırada biri çekim yapıyor ve bu çekimi daha evvel feto´dan ifadeye çağrılmış sözde bir gazeteci kullanarak “valiyi” istifaya davet ediyor!..
Breh breh breh!..
Sözde diyorum,
Çünkü;
Harbi gazeteci bir olayı haberleştirmeden önce gazetecilik kuralına sıkı sıkıya sadık kalır.
Yani,
5 N bir K´nın cevabını bulmadan herhangi bir olayı haberleştirmez.
Ve nitekim,
Bu sözde gazetecinin o belediye başkanı ile içli-dışlı olduğu söyleniyor malesef!..
Öp ki, ölem!..
Hikaye meşhur:
Baba diyor ki vali olan oğlunun ayağına çağrıldığın da,
“ ben sana vali olamazsın demedim ki oğlum, adam olamazsın dedim, ki, adam olan adam, vali de olsa babasını ayağına çağırmaz zaten!”
Şahit olduğum üzere daha önce yazmış, baba-oğul bir lokantada benim yanımda ki masada yemek yerken ki tavır ve yemek yeme adabını izleyerek sayın vali Yunus Sezer için,
Böylesi bir adamın beyt-ül mala hizmet ederken ve korurken emaneti, içerisindeki “Allah korkusunun” her şeye baskın geleceğini anlatmaya çalışmıştım.
Ve hala aynı fikirdeyim.
Ve
Demem o ki,
Kızılırmağın besleyip suladığı, bir zamanlar adamı diksen adam yeşerecek bu topraklarda, adam gibi adamların esemesi okunmamaya başladı artık haramilerin yüzünden.
Ve
Hiç kimsenin,
Bir elin parmakları kadar olanını da,
İki serden geçtiye,
Feto tezgahının izlerinin net,
Ve aynı yol ve aynı yöntemle tamamen komplo olduğu ayan-beyan ortada olan,
Ve
Salakça hazırlanıp kurgulanarak tetikçilerin sunumuna bırakılan hadise ile yedireceğini de sanmıyorum.
Not:
Sayın vali Yunus Sezer´in neden bu kadar sevildiği sorusunun cevabı bence, kendisinden önce gelenlerin aksine Kırıkkaleyi turizm cenneti yapma gayretidir. Altından Kızılırmağın akıp milletin seyrettiği Çeşnigir köprü ve kanyonunu rehabilite ederek istihdam yaratmış, yöreyi bacasız fabrika dediğimiz şekle getirip başta Kırıkkale ve Ankara olmak üzere tüm Türkiyenin hizmetine sunmuştur. Lavanta ve başkaca ürünlerin ekimini teşvik ederken, seracılık ve hayvancılığın destekçisi olmuş, Denek Dağının sadece dağ olmadığını göstermiştir orayı da rehabilite ederek.
Ve yine türkiyenin en büyük millet bahçesi projesini Bahşılı ilçesin de başlatmış, hızla bitirme noktasına getirmiştir.
Yani, sayın vali, milletin malını milletin kullanımına açtı daha önce olmadığı şekilde,
Ve seven bu yüzden seviyor Sezer valiyi, sevmeyen rantiyeci haramilerde bu yüzden sevmiyor…