Mersedesin farı gibi ışıl ışıl bakan gözlere sahip sevgili ve sayın maliye bakanımız, vatandaşın yastığının altında olduğuna inandığı altın neyim gibi değerli madenlerle birlikte yeşil kağıtları ekonomiye kazandırmak için yedi gün yirmi dört saat, durup dinlenmeden ve gözlerinde ki led farın verdiği parlaklığı kaybetmeden canla başla çalışmaya devam ediyor.

Bende yok valla!

Olsa,

Sadece gözlerdeki o ışıltının hatırına olanı vermezsem namerdim!

Mutullah abide de olmadığından eminim,

Aksi halde yarı aç yarı tok gezmezdi memur emeklisi adam.

Hüseyin abide yok!

Ali abide yok!

Osman,

Mustafa,

Halil,

Haşim abi de 

Günseli ablada,

Hacer teyzede,

Yakup abide yok;

Anasında da yok eminim.

Yok!

Kısa günde kırk kere karşılaştığım bu insanlar bakarken insanın yüzüne-gözüne, hısmı ile halvet etmiş zombi gibi bakıyorlar son günlerde.

Kızmasın ama,

Şenol´u yazmaya gerek yok,

Çoğu zaman göz kapağını aralamıyor bile zalım.

Aralamak işine gelmiyor aslında,

Azcık kipirdetse gözlerini,

Aralasa,

Elektrik ve doğal gaz faturasının son satırı ve son ödeme tarihini görecek!..

Ramazan ve bizim Mustafa uzatmalarda!..

Biri evi,

Diğeri arabayı satıp, az biraz soluklandı gerçi,

Ancak

Orhan abi de  hemi vallahi, hemi billahi yastık bile yok kesin.

 Ki,

Altında saklayacağı olsun garibimin.

İyi de gözleri mersedes farı gibi karanlıkları aydınlatan ve çok çalışan sevgili bakanımız “yastık altında olan altın ve dövizleri ekonomiye kazandıralım” derken kimi, kimleri, toplumun hangi katmanını hedef alp da yapıyor bu çağrıyı, bilen var mı?

Bilmiyorum ama tahmin edebildiğimden,

Kırıkkale'de öğrenciler kendi masa ve sıralarını üretiyor Kırıkkale'de öğrenciler kendi masa ve sıralarını üretiyor

Yine ben cevaplayım;

Hani başta İstanbul olmak üzere Türkiyenin her tarafına yayılmış, emekliler parkında, ana cadde ve kaldırımlarda aylak aylak gezip “çıkar bakıyım telefonunu” diyen unu-tuzu kuru dayılar var ya, ilk sıra onların.

Patlıcanın otuz beş, biberin otuz, domatesin yirmi, tırışkadan yağın yüz elli, benzinin mazotun gazın fiyatını geçtim, elektriğin yüzde yüz yirmi yedi artmasından hiç mi hiç etkilenmeyen bu dayıların hem çifter çifter yastığı, hem de bu yastıkların altının leba lep dolu olduğundan adım gibi eminim, ihbarımdır!

İkinci sıra Ana vatan Alinin!

Toz kondurmuyor Allah canımı alsın ekonomiye son günlerde…

Kırk yıldır tanıdığım Ali,

 Yastığının altı boş olsa babasını savunmaz vallahi, halbuki toz kondurmuyor son günlerde küçüğünden büyüğüne ekonominin dümeninde kim varsa.

Ve

Benim üç teyzem!..

Hem yatakları yün,

Ham yastıkları..!

Yün olmakla birlikte hem sayısız, hem altı derin.

Değil altın esbap,

Dünya olsa saklanır altında..!