MEHMET SAYGILI!..

Bir giyim kuşam mağazasının müdürüydü “reyiz” olmadan evvel Mehmet bey.

Çoğu müdür gibi,

Çalışanından önce mağazasına gelir, (saat 8 gibi!)

Eksiği-gediği giderir,

Temizlik-memizlik-etiket vesaire derken mağaza ve çalışanı müşterinin gelmesine hazır ederdi.

Akşam olduğun da ise,

Reyonları kontrol eder, etrafı toparlar,

Hesap-kitap gibi ince işlerden ve herkesi gönderdikten sonra mağazasını kapatıp, evinin yolunu tutardı. (ki, bu arada saat 22´yi geçmiş olurdu.)

Yani:

Kırıkkale ile bağlantısı kopuk,

Kendi halinde,

İşi-aşı ile meşgul halim-selim bir adamdı.

Hangi çevre,

Hangi ilişki,

Hangi güç,

Hangi kudret el verdi,

Evde döner nasıl yapılır? Evde döner tarifi! Evde döner nasıl yapılır? Evde döner tarifi!

Ve

Ne tür bağlantı kendisini omuzladı bilmem, birden bire partici ve partili oldu ve Kırıkkale´ye belediye başkanı oluverdi aniden.

Malum:

Söz konusu milleti temsil yada millete başkanlık olduğunda en büyük kriter-diploma ve ehliyet, sadece ve sadece bölgeciliktir memleketim insanı için.

Yaşa-başa bakılmaz burada!...

Eğitim-tahsil sorulmaz burada!...

Hayali-ideali,

Daha evvel ki işleri,

Varsa çalışmaları irdelenmez burada…

Önemli olan adayın bizim  yöreli, bizim memleketli, hatta en iyisi bizim köylü olmasıdır, nokta.

Cumhuriyetle yaşıt Kırıkkale´me, bölgecilik hakim olduktan sonra “köy” nitelemesini uygun görmüş, öyle isimlendirmişlerdi etraftakiler ve Kırıkkale´den gurbete çıkanlar…

57 senedir doğup büyüdüğüm cumhuriyet şehrini “en çok-as-öz-hakiki, hem de göbeğindenim” diyenden daha iyi bilirim…

Şu an köy değil yalnızca, kocccaamaaannn bir KÖY Kırıkkale hem de!..

Niye?

Aklım yetti yeteli ovacık mahallesinde bir tek sivrisineğe rastlamamışken mahalle sakini olarak, onlarla yaşamayı öğrendik son üç yıldır Mehmet saygılı sayesinde.

Üstelik,

Kumpasla ölçüye alsanız Kırıkkale´yi, ovacık mahallesi tam ortası olur ki, burası  reyizin  doğup büyüdüğü mahalledir aynı zamanda.

Aylardır patlayan kanalın akmasını, çöplerin toplanmamasını, kaldırımların-çocukların oyun alanlarının otoparka evrilmesini, şehrin göbeği bu haldeyken kenar mahallelerin akıbetini söylemiyorum bile!..

Bunların tamamını geçtim,

Türkiye´yi de geçtim!..

Yahu;

Suyun kenarına kurulup bir değil iki defa, bir saat-iki saat değil, günlerce suya hasret bırakılmış kaç tane şehir tanıyorsunuz dünyada?

Böyle bir şehrin başkanını değil aday yapmak iktidar partisinden, şehre çıkmaya yüz bırakırlar mı Afrika´nın asfalt yüzü görmemiş kuytu kabilelerinin yerleşkesinde bile.

Hakkını yemeyelim!..

Kırıkkale belediyesinde kendine değil de Kırıkkale´ için çalışan tek ünite var, oda “basın ve halkla ilişkiler” birimi…internetten yine sormaya başlamış bu birimin çalışanları… Kırıkkale belediyesinin çalışmalarından memnunmusunuz? Mehmet Saygılı´yı aday görmek istermisiniz? tekrar diye…

Kırıkkale de doğup büyüyen ve Kırıkkale´den başka gideceği yeri olmayan biri olarak ve Kırıkkale ve AKP´nin çıkarları ve Kırıkkale´nin köy statüsünden çıkıp şehirleşme yolunda ilerlemesini isteyen biri olarak ben,  istemem kardeşim Mehmet Saygılı´nın benim mahalleme muhtar adayı bile olmasını.

Adam iyi adam, diyecek laf yok…

Ancak,

Bir şehre başkan olmak, onu yönetmek, sorunlarını sahiplenmek, çözümü noktasında ön görmek ve hızlı hareket etmek onun işi değil, geçen zaman içinde gördük.

Bırakalım kendisini,

Tıpkı eskiden olduğu gibi Mağazası ile evi arasında halim selim yaşamaya devam etsin gitsin…