Bölgenin Anadolu Selçuklular zamanında Türkmenlerin yerleştiği önemli yerlerden biri olduğunu belirten Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı, 'Ancak tanıtılmasına pek gayret gösterilmemiş. O günün şartlarına göre bu cami, fevkalade büyük. Kesme ve moloz taştan, dikdörtgen şeklinde yapılan bir camidir. Kesin tarihiyle ilgili net bir bilgi yok. Vakıflar Genel Müdürlüğünün kaynaklarında 1121 tarihinde yapıldığı bahsediliyor. Aşağı yukarı günümüzden 9 asır önce yapılan bir cami' dedi.
Anadolu Selçuklu mimarisi özelliğini yansıtıyor
1991 yılında restore edilen Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı caminin orijinaline uygun olarak restore edildiğini, özellikle son cemaat yerinin tavanın ağaçlarının orijinal olduğunu dile getirdi.Caminin diğer bölümlerinin de orijinaline benzetilerek restore edildiğini ifade eden Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamit Pehlivanlı 'Bundan başka çare yok. 900 sene az bir yıl değil. Minarenin iç merdivenleri orijinal ahşap tahtadan yapılmıştır. Dışarıdan da bakıldığı zaman cami, görüntüsü itibarıyla, minaresiyle Anadolu Selçuklu dönemi mimari özelliklerini gösteriyor. Minareler, Osmanlı dönemi mimarilerine göre daha kısa, kalınca ve küçük. Osmanlı mimarisinde minareler ve kubbeler zirvede. Zaten bu caminin tavan kısmı dam şeklinde yapılmıştır. Yani bu özelliklerine bakacak olursak tam bir Anadolu Selçuklular dönemi mimarisini aksettiriyor' diye konuştu.Pehlivanlı, Kırıkkale`deki Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk yıllarından kalan tarihi eserlere sahip çıkılarak tanıtılması gerektiğini sözlerine ekledi.
