DELİ PETRO MİSALİ!..

Koy cebine yüz dolar, (o zaman EURO yok!)

En az bir hafta en kral otelde yatar,

En güzel yerde konaklar,

En iyi lokantada da yer,

En kallavi meyhanede,

Fıstığın en güzelinden bile güzel  karılarla içip alem yaparsın diyordu “Rus” kapıları açıldığında bir zamanlar benim gibilere “komünistler  “Moskova´ya” diyen, ama kendisini nerdeyse şafakla birlikte Moskova´ya atan sağ tandanslı abiler.

Hatta;

Gidemeyenler için merakından hasetlik! çekmesin diyenlerde,  Moskova´yı ayağımıza kadar getirmekle övünüyordu votkasından Nataşa´sına kadar.

Zaman asır değil ama

Köprünün altından çok su aktı o günden bu güne…

Eski Moskova yok şimdi.

Nataşa ise,  bayan Helga oldu zaten.

Ancaaakkkk!..

Mesele kimin ne olduğundan çok,

Bize ne olduğu,

Neredeyken nereye savrulduğumuzdur .

Korona´dan  kalma bozuklukları tedavi için on beş gündür İstanbul da bir hastanede yatmaktaydım.

Düzgün çekiliş olmayacağına inandığım halde son yirmi günü “hayalsiz” geçirmeyeyim diye, “Nimet abladan” piyango bileti almak ve bir de uçuşan kuşları seyretmek amaçlı dün  çıkıp şöyle bir Eminönü´ne uzandım;

Haliyle acıktım tabi.

Tamamı Arap,

Roman,

Bulgar- Yunan

Ve

Başkaca Avrupa ülke vatandaşlarının yoğunluklu olarak uğradığı dört katlı “Karadeniz” lokantasından daldım içeri.

Çorbanın ardından  söylediğim tek lahmacunu beklerken  gözüm, tatlıların dizildiği  vitrin buzdolabının sağ çaprazında ki masada oturan karı-koca iki Rus´a´a takıldı.

Kahve tepsisinden hallice Melami´n kayık tabağın içinde neler yoktu ki önlerinde ki!..

Alta bol salçalı, iri, tane tane dökülen bulgur pilavı serilmiş olmuş halde,

Üstte, iki porsiyon döner, iki şiş adana, iki şiş kanat, iki şiş tavuk döş, iki şiş kuzu et, iki şiş ciğer, dört fındık lahmacun, iki kül bastı ve dört kalem pirzola eşliğinde iki adet tırnak pide, yanın da közlenmiş biber, şişlenmiş domates, soğan ve sarımsak !..

Oyalandım,

İzledim,

Bekledim merakla hepsini yiyebilecekler mi,

Ve

Hesap  ne gelecek?

Üstüne birer porsiyon kadayıf ve ikişer bardak çay ile yedi şerefsizler!..

Hesap;

Sekiz yüz otuz lira (rakamla, 830tl)

Yani;

Pazartesi günü itibarı ile 55 dolar,

Daha da yani, 51 Euro!.. (bahşiş de vermedi keratalar!)

El netice ve ana fikir!..

İnsan ömrü için kısa sayılabilecek zaman dilimin de, yani yirmi AKP yılında!,  yüz dolara koca Rusya da  Baltacı memed edası ile gezine durmaktan, bin doları veya yedi yüz euro´yu cebine koyan Rus´un deli Petro misali bu topraklarda fink attığı günlere geldik. (sadece Rus değil elbet! En çok Arap ve demir perde ülkesinden ayrılanlarla birlikte Almanlar tabi ve  bizi kıskanıyorlar!)

En kral yerde yatıyorlar,

En kral yerde yiyorlar,

En güzelini içip,

En güzel yerde geziyorlar..!

Gerisini de ben bilmiyorum vallahi,

Arif olan sonucu da merak etmez zaten.

Not:

El kadar tek lahmacun, ezogelin ve beş lira bahşişle birlikte yetmiş tl ödedim ve bir daha o lokantanın önünden geçmemeye  yemin ettim!..