Kenan K: Çağlar bey, diğer diş hekimlerinden farklı bazı özellikleriniz var. Mesleğinizle ilgili soysal projeler üretiyor ve bunları hayata geçiriyorsunuz. Bize sosyal projelerinizden bahseder misiniz?

Çağlar S: Estağfurullah. Ben yalnızca sosyal anlamda elimden geleni yapmaya çalışıyorum. İşimin sosyal yönünü en az akademik yönü kadar önemseyen bir hekimim. Akademik bir yazı, bilimsel bir makale yazmanın önemi elbette tartışılamaz. Meslektaşlarınızla bilgi alış-verişi yapmanın ve güncel literatürü takip etmenin yolu budur. Ben bu yolla edindiğim mesleki bilgileri, ilgi alanlarımla birleştirerek halkın ve özellikle de çocukların anlayabileceği hale indirgemeye çalışıyorum. Neticede ben bir diş hekimiyim ve ağız ve diş sağlığı ile ilgili bilgileri insanlara ulaştırmak ve diş fırçalama alışkanlığı kazandırmak yönünde sorumluluğu olan bir hekimim. Bu amaçla çeşitli hikaye kitapları yazdım, okul öncesi, ilk öğretim, lise ve üniversite seviyesinde, ağız ve diş sağlığı ile ilgili seminerler veriyorum. Gazetede köşe yazıları yazıyorum. Bir de resim ve karikatür sergilerim oluyor.

Kenan K: Sanata ve bu tür projelere ilginiz ve merakınız nereden geliyor?

Çağlar S: Kendimi bildim bileli merakım vardı. Öğretmeyi ve anlatmayı çok sevdim hep. Faydalı olmayı sevdim. Duyarlı biri olmaya özen gösteriyorum. Bu projelerle hem kendimi ifade ediyorum, hem besleniyorum hem de topluma faydalı olduğumu düşünüyorum.

Kenan K: İlk kitabınız olan “Düşümdeki Dişler” den bahseder misiniz? Bu hikaye kitabı fikri nasıl ortaya çıktı?

Çağlar S: Bildiğiniz gibi her yıl kasım ayının ikinci haftası dünya çocuk kitapları haftası olarak kutlanır. Biz kliniğimize gelen çocuklara dünya klasikleri hediye ederdik. Bir gün neden diş hekimliği ile ilgili hikaye kitapları dağıtmıyoruz diye düşündüm ve çocuklara ağız ve diş sağlığının önemini anlatan, fırçalama alışkanlığı kazandırmaya yönelik hikaye kitapları araştırmaya başladım. Yurt dışında güzel örnekleri vardı ancak yurt içinde pek örnek yoktu. Yurt dışındaki kitapları satın alıp çocuklara hediye etmek yerine kendim hazırlayabilir miyim diye düşündüm, çünkü aynı zamanda çizimle de uğraşan biriyim ve sonunda bu kitap ortaya çıktı.

Kenan K: İlk öykü kitabınızdan sonra devamı da geldi. Diğer kitaplarınızdan da bahseder misiniz?

KIRIKKALE’DE BUGÜN HANGİ ECZANELER NÖBETÇİ 13 NİSAN 2024 KIRIKKALE’DE BUGÜN HANGİ ECZANELER NÖBETÇİ 13 NİSAN 2024

Çağlar S: Evet. İlk kitap, bu alandaki eksikliği görmemizi sağladı ve kitapların devamı geldi. Hacettepe Üniversitesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Türk Ortodonti Derneği gibi kuruluşların sponsorluğunda 4 kitabım daha basıldı ve çocuklara dağıtıldı. İlk kitabımın ardından “Dişlerime Tel Takıyorum”, “Dudak ve Damak Yarıklı Bir Arkadaşım Var”, “Yüzümün Görüntüsünü Seviyorum”, “Diş Hekimine Gidiyorum”, “Barış Yer Tutucu Kullanıyor” ve “ Süt Dişleri Korkunç Mikroplara Karşı” ismindeki kitaplarım basıldı. Kitaplarım, ticari kaygı ile basılmadı. Hepsi çocuklara hediye ediliyor. Türkiye´nin dört bir yanına kitaplarım dağıtıldı. Hepsi ağız ve diş sağlığı konusunda çocukları bilinçlendirmek gayreti ile yapıldı.

Kenan K: Eminim çok emek isteyen çalışmalar bunlar. Bu projeler hangi aşamalardan geçiyor?

Çağlar S: Bir fikirle başlıyor her şey. Aklıma gelen fikri önce projelendirmem gerekiyor. Fikri projelendirdikten sonra kimlerle çalışacağımı belirliyorum. Bu konuda çalışan bir ekibim var. Herkes gönüllü çalışıyor. Ben hikayeyi yazıyorum. Hikaye imla ve dilbilgisi kuralları açısından bir Türkçe öğretmeninin onayından geçtikten sonra bir çocuk diş hekimi değerlendiriyor. Ardından çocuk psikoloğu ve okul öncesi eğitim uzmanı metni değerlendiriyor ve metnin final halini çizer arkadaşa teslim ediyorum. Bu aşamada çizer ile paslaşarak, nerde ne olması gerektiği konusunda konuşarak görseller hazırlanıyor. Görseller hazırlandıktan sonra devreye grafik tasarımcı giriyor ve kitaba son şeklini veriyor. Kitabın kapak sayfası da tasarlandıktan sonra basım için matbaaya gönderiyorum. Bu aşamalar zaman ve emek isteyen aşamalar.  

Kenan K: Bu projeler için gerekli maddi kaynağı nasıl buluyorsunuz?

Çağlar S: Bu projeler maddi bir beklenti olmadan yaptığım gönüllü sosyal projeler. Kitaplarım çocuklara hediye ediliyor. Yani rafa çıkmıyor ya da satılmıyor. Hal böyle olunca sponsor bulmak elbette zor oluyor. Genelde diş hekimliği fakültelerinden ya da mesleğim ile ilgili derneklerden maddi kaynak bulmaya çalışıyorum. Sponsor bulmak kolay bir iş değil. Bu anlamda maddi olarak destek olabilecek kurum ve kuruluşlar ya da hayırseverler olursa bundan sonraki projelerimiz için bana ulaşmalarını dilerim.

Kenan K: Bu tür hikayeler neden önemli?

Çağlar S: Bu hikaye kitaplarını hazırlamamdaki temel amaç çocuklara diş fırçalama alışkanlığı kazandırmak konusunda bir şeyler yapmaktı. Çünkü her iyi alışkanlık gibi diş fırçalama alışkanlığı da çocukluk döneminde kazanılmaktadır. 0-12 yaş grubu çocuklarda diş fırçalama ile ilgili davranış değişikliği oluşturmak istiyorsanız; “bunu yap”, “bunu yapma” demekten daha fazlasını yapmanız gerekli. Bu tür hikayeler önemli çünkü çocuklara diş fırçalamayı eğlendirici bir şekilde ve onları korkutmadan, onların hayal dünyasına hitap edecek şekilde anlatıyor. Daha önce de belirttiğim gibi yurt dışında bu tür hikayeler son derece önemlidir. Sağlıkla ilgili neredeyse her alanda hikaye kitapları hazırlanmıştır ve çocuklar bu yolla eğitilmektedir. Çocuklar hikayelerdeki kahramanlarla kendilerini özdeşleştiriyor ve onları örnek alabiliyorlar.

Kenan K: Hikaye kitaplarınız dışında resim ve karikatür de çiziyorsunuz ve bunları sergiliyorsunuz. Sergi projeniz nasıl ortaya çıktı, anlatır mısınız?

Çağlar S: Evet. 3 Aralık Dünya Engelliler Gününde “Konuşma Engellisi Olmayalım” temalı bir karakalem resim sergisi açmıştım. Serginin ilk gösterimi Ankara´da, Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezi R salonunda yapıldı. Dudak ve damak yarığı deformitesini insanlara anlatmak ve bu konuda toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla hazırladığım bir sergiydi. Gelen konuklara dudak damak yarığının oluşumu ve tedavi yolları ile ilgili bilgiler verdik. “Tedavi mümkündür” algısını oluşturmaya çalışıyorum. Ardından bu sergi çok ilgi görünce farklı illerden ve farklı üniversitelerden gelen teklifler üzerine sergimi Eskişehir´e götürme şansım da oldu. Bugüne kadar 7 kez kişisel sergimi Ankara, Eskişehir ve Kırıkkale´de açtım.

Kenan K: Sergilerinizin gösterim süreci nasıl oluyor?

Çağlar S: Sergi aslında “gezici” bir sergi. Fırsat ve imkan buldukça bu sergiyi çeşitli illerde ve çeşitli platformlarda sergilemeyi hedefliyorum. Bu alanlar şehir meydanları, AVM´ler, sergi alanları gibi yerler olabilir. Sergi aslında herkese hitap ediyor ancak ben özellikle gençlerin ve anne-baba adaylarının bu sergiyi görmesini isterim çünkü her anne-baba adayı dudak ve damak yarıklı bir bebek sahibi olmak için potansiyel bir adaydır. Onları bu konuda bilgilendirmek istiyorum.

Kenan K: Resmetmek için neden dudak ve damak yarıklı bebekleri seçtiniz?

Çağlar S: Bir gün dudak ve damak yarıklı bir hastam geldi ve “Hocam bu problemi insanlara anlatın lütfen, bir şeyler yapın, kimse bir şey bilmiyor.” dedi. Aile yeni bebek sahibi olmuştu ve dudak-damak yarıklı bir bebekleri vardı. Bizim toplumumuzda adettir, bilirsiniz, yeni bir bebek dünyaya gelince bebek görmeye gidilir. Bu aile bir süre sonra bebeklerini gösteremez hale gelmişlerdi çünkü her gelen bir şey söylemiş ve çok üzülmüşler. Bu aile öyküsünü duyunca bir şeyler yapmak istedim, bu deformiteyi insanlara nasıl anlatabilirim diye düşündüm ve bir sergi açmaya karar verdim.  

Kenan K: Bunun dışında benzer projeleriniz var mı?

Çağlar S: Projelerimiz devam ediyor. Hikaye kitabı, boyama kitabı ve sergi projeleri devam edecek. Çocukları ilgilendiren tıbbi hastalıkları onların anlayacağı bir şekilde anlatmak üzere hikaye kitapları yazmaya ve basmaya devam edeceğiz.

Bunun dışında şu an fikir aşamasında olan birkaç proje daha var. Projeler netleştikçe yine oturur konuşuruz ve Kırıkkale halkı ile paylaşırız.

Kenan K: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Çağlar S: Öncelikle bana bu fırsatı verdiğiniz için size ve ekibinize teşekkür etmek istiyorum. Şunu belirtmek isterim. Ömrüm olduğu müddetçe bu tür sosyal projeler üretmeyi sürdüreceğim. Mesleğim aracılığıyla çocuklara diş fırçalamanın önemini bu şekilde anlatmak istedim. Masalsı bir anlatım bunun için uygun bir yoldu. Kitaplarımın daha çok sayıda çocuğa ulaşmasını dilerim.