Yer, petlas sosyal tesisleri,
Yıl, 95-96 falan.
Murat Karayalçın SHP genel başkanı, ben ise Kırıkkale il başkan yardımcısı.
O yıllarda düzenli olarak yapılmakta olan istişare toplantılarının İç Anadolu ayağı Kırşehir kaplıca otelde yapılmış,
Toplantı sonunda,
Benimle birlikte Arap Nazım Canpolat, Ali Kılıç, Günseli Çelikbaş olmak üzere birkaç kişi daha genel başkan tarafından özel olarak sosyal tesislere davet edilmiştik.
O gün söz almış, genel başkanın yüzüne karşı kendisinin seçilmesinden sonra partide yapılan ve yapılmakta olan yanlışlıkları bir bir sıralamış,
Alınacak acil önlemler konusunda aklımca bir iki de öneri sunmuştum istişare anında.
Konuyu detaylandırmak adına çağırılacağımızı düşünerek daha öncesinde hazırladığımız dosya ile davete icabet ettik.
24 kişilik yuvarlak masada,
Yemekler yenip birer duble rakı da atıldıktan sonra tam sıranın bana geldiğini hissettiğim anda yanı başımda oturan zamanın insan hakları bakanı Azamet Köylüoğlu kulağıma eğilerek kısık bir sesle, “genç adam, siyaset uzun soluklu bir iş. Nerde yutkunup nerde konuşacağını bilmeyenler, bu işin sonunda mevta olurlar maalesef… birde, her doğru her yerde söylenmez, ya öğrenecek, yada mevta olacaksın ” dedi.
Yaşananlar,
Beni haklı çıkarsa da hakikat, Azamet Köylüoğlu´nun dedi gibi zuhur etmeye devam etti ve ediyor ne yazık ki!..
Biliyorum,
Bu memlekette doğru söyleyenlerin dokuz köyden kovulduktan sonra onuncu köyde de dayak yediğini…
Biliyorum,
Yalaka yavşakların her dönem pirim yapıp, her şeye yön verdiklerini,
Biliyorum, doğru yerinden kalkıncaya kadar yalanın dünyayı turladığını,
Ama
Şurası bir gerçek ki,
“Söylesem dilim el vermiyor, söylesem gönlüm!” misali, biri bu köyün delisi olmak ve yanlışlıkları sıralamak zorunda .
Hem de siyasi mevta olma pahasına!...
Partide sen-bencilik türedi.
Senin-benim adamımcılığı türedi.
Memleketçilik,
Mezhepçilik,
Menfaatçilik türedi.
İkbal hırsı bireyciliği kökten türedi.
Küskünler peydahlatıldı.
Kırgınlar,
Suskunlar, ve
Partiyi terk edenler ordusu yaratıldı.
Ve
Ne yazık ki Ekmelettin vakasından ders almayan,
CHP´nin şu anki tabanını-örgütünü-üyesini-seçmenini ve dahi milletini tanımayan atanmış, paraşütle indirilmiş, transfer edilmiş, kısaca örgütten gelmeyen üst düzey yöneticiler sebep oldu bunlara.
“ söylesem dilim varmıyor, söylemesem gönlüm”
Az kaldı 31 mart akşamına,
Bekleyip göreceğiz!..
Not: Türkiye nasıl olsa kurtulur!..CHP Kırıkkale teşkilatında bir cevval türedi ki sormayın gitsin… muhterem mahalle mahalle gezip, torbanın ağzını bağlıyor köprü yaptığı sevgili Hayati ağabeyimin üzerinden 31 mart akşamı açılmak üzere. Sayesinde Kırıkkale de kurtulacak evvel Allah!..
