KIRIKKALE VE BİRÇOK İLİ GEZDİ

Müzik hayatına kendisi gibi saz üstadı babası Muharrem Ertaş sayesinde başlayan sanatçının ilk çalgısı ise annesi Döne Hanımın çamaşır tokacına tel takmak suretiyle yaptığı oyuncak bağlama oldu. Ertaş, müzisyen bir babanın oğlu olması sebebiyle çok küçük yaşta bağlama ve keman çalmayı öğrendi. Okula gidemeyen Neşet Ertaş, okumayı da abisi Necati Ertaş´dan öğrendi. Çocuk yaşlarında babasıyla yörenin eğlencelerinde saz çalıp türküler söylemeye başlayan 'saz üstadı', Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri, Yozgat gibi birçok yeri gezdi.

 

ACI VE KEDERİNİ ELE ALDI

MHP’li Öztürk, “Milli Kader Milliyetçi Kararla Bütünleşmiştir!” MHP’li Öztürk, “Milli Kader Milliyetçi Kararla Bütünleşmiştir!”

Babasıyla aynı ruhun insanı olduğunu belirten Ertaş, 14 yaşındayken İstanbul´a geldi ve babasının yazdığı 'Neden Garip Garip Ötersin Bülbül' adlı türküyle ilk plağını çıkardı. İstanbul Şen Çalar Plak´tan 1957´de çıkan bu çalışmasıyla halk tarafından çok beğenilen Ertaş, geniş kitlelere ulaşmayı başararak, tüm Anadolu´da dinlenen bir halk ozanı haline geldi.

 

3 ÇOCUK SAHİBİ OLDU

'Türkülerin Babası', 'Anadolu Efsanesi' ve 'Abdal Müzisyen' gibi lakaplarıyla da bilinen sanatçı, İstanbul´da iki yıl yaptığı plak, kaset ve konser çalışmalarının ardından Ankara´ya yerleşti ve sanat hayatına burada devam etti. Ankara Radyosu´nda 'mahalli sanatçı' unvanıyla programlar da yapan Ertaş, Ankara´da çalıştığı bir gazinoda Leyla Hanım´la tanışıp evlendi ve 3 çocuk sahibi oldu.

 

Haber Merkezi