GÜNCEL 21.02.2021 15:13:11
YANDAŞLARA DEĞİL  VATANDAŞA VERİN

YANDAŞLARA DEĞİL VATANDAŞA VERİN

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kırıkkale Milletvekili Av. Ahmet Önal, “Buradan tüm işsizlerimize, esnaflarımıza, çiftçilerimize, asgari ücretlilerimize sesleniyorum: Türkiye, büyük ve zengin bir ülke. Bu ülkenin kaynakları herkese yetecek

DAHA ÖNCE VERİLEN SÖZLER TUTULMADI

CHP Kırıkkale Milletvekili Av. Ahmet Önal, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi´nin ikinci bölümü üzerinde parti grubum adına söz aldı. CHP Milletvekili Önal, sözlerine başlarken geçtiğimiz günlerde hain terör örgütü PKK tarafından katledilen şehitlerimize Allah´tan rahmet, milletimize başsağlığı diledi. Önal, “Türk Silahlı Kuvvetleri personelimiz tarihinden aldığı güç ve şevkle binlerce yıldır karada, havada, denizde büyük bir fedakârlık ve çabayla görevini ifa etmektedir. Bununla birlikte her türlü zorluğun üstesinden gelen kahraman personelimizin başta özlük hakları olmak üzere, yaşadığı birçok haksızlık hâlen giderilememiştir. Getirdiğiniz bu kanun teklifiyle aslında askerî personelimizin temel sorunlarını çözmemektesiniz. Kanun teklifinin bütünü incelendiğinde Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yapısal sorunlarının çözülmediğini görüyoruz. Daha önce verilen sözler bu kanun teklifiyle yine tutulmamıştır”

FABRİKALAR YENİDEN ORDUMUZA DEVREDİLMELİDİR

“Kuvvet komutanları ve Genelkurmayın ayrı ayrı Millî Savunma Bakanlığına bağlanması emir komuta zincirinde aksamalara sebep olmuş, Genelkurmay Başkanının yetkilerini azaltmıştır. Yüzlerce yıllık tecrübe ve birikimle oluşturulan askerî liseler kapatılmış, geçmişin birikimi heba edilmiştir. Askerî hastanelerin kapatılması bütünüyle hatalı olmuş, bu yanlıştan hâlen dönülmemiştir. Ordumuzda bozulan liyakat sistemi yeniden inşa edilmemiştir. Öğrenci ve muvazzaf alımlarında görev alan komisyonlarda kayırmacılık ve usulsüzlükler yapıldığı sıkça kamuoyuna yansımaktadır. Bu durum Peygamber ocağı ordumuza zarar vermektedir. Askerî fabrikalar gibi stratejik öneme sahip tesislerin özelleştirilmesi politikasından acilen vazgeçilmelidir. Başta Tank Palet Fabrikası olmak üzere ordumuzun elinden alınan bu fabrikalar yeniden ordumuza devredilmelidir”

 

EKSİK DÜZENLEMEDEN VAZGEÇİLMELİDİR
“Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kahraman ve fedakâr personelinin özlük haklarının iyileştirilmesi için daha önce verilen sözler acilen tutulmalıdır. Makam ve görev tazminatı sorunları çözülmediği için askerî personelimizin emeklilik maaşları makul seviyeye ulaşmamıştır. 'Vatan savunmasının sözleşmesi olmaz.' diyerek en fazla şehit veren askerî personellerimizden olan uzman çavuşlarımızın kadro istekleri acilen yerine getirilmeli, astlık, üstlük münasebetleri yeniden düzenlenmelidir. 40 yaşını dolduran tüm uzman çavuşların kadro görevlerine atanmaları sağlanmalı, bu konuda yapılması planlanan eksik düzenlemeden vazgeçilmelidir. Sözleşmeli erlerimizin mesai sonu evlerine gidebilmelerine olanak sağlanmalı, bu hususta yönetmelikle düzenleme yapılmalıdır. Eş durumu tayinlerinde yaşadıkları sıkıntılar giderilmeli, bir an önce kendilerine iyileştirme zammı verilmelidir”

 

UMUTLARI YİNE BAŞKA BAHARA KALMIŞTIR

“TSK´nin ayrılmaz bir parçası olan astsubay, uzman erbaş ve sözleşmeli erlerin özlük hakları, eğitim olanakları, sosyal hakları ve sahip oldukları yetkiler konusunda personelin moral ve motivasyonunu artırıcı önlemler ayrımcılık yapılmadan bir an önce hayata geçirilmelidir. Ancak getirdiğiniz bu kanun teklifinde belirttiğimiz hususların hiçbirinde kayda değer bir iyileştirme ya da düzenleme yapılmaması bu kanun teklifinin de öncekilerden çok da farklı olmadığını ortaya koymuş, personelimizin sorunları yine çözüm bulamamıştır. Büyük bir umutla bizlerden düzenleme yapmamızı bekleyen sözleşmeli er, erbaş, uzman çavuş, astsubay ve subaylarımızın umutları yine başka bahara kalmıştır. Kahraman TSK personelimize haklarının verilmemesi aslında yerli ve millî vurgunuzun ne kadar anlamsız ve samimiyetten uzak olduğunu ortaya koymuştur. Tüm bu sorunlar bu kanun teklifinizle yine çözülmemiş, sadece biz askerî personellerimize destek oluyoruz şeklinde kamuoyu algısı yaratılmaya çalışılmıştır”

 

BABALARIN GURBET YOLU BEKLEDİĞİ BİR EMEKLİ KENTİ
“Bununla birlikte ülkemizdeki en büyük sorun derin ekonomik kriz ve devamında gelen pandemi sürecidir. Bu süreçte toplumun birçok kesimi kendi kaderiyle baş başa bırakılmıştır. Servisçiler, kantinciler, lokantalar, kahvehaneler, berberler, kuaförler, kafe ve çay ocakları, düğün salonu, çiçekçiler, terziler, müzisyenlerimiz, ücretli öğretmenler ne yapıyor, haberiniz var mı? Bu insanlar yaklaşık bir yıldır işsiz ve aşsız. Kapılarını çalan yok; elektrik, su, doğal gaz faturaları el yakıyor. Bu insanların sizin gözünüzde kamu ihalelerini alıp servetlerine servet katan müteahhitler kadar değeri yok. Sizlere seçim bölgem Kırıkkale´den de birkaç örnek vermek istiyorum. 2000 yılında nüfusu 380 bin olan Kırıkkale, on sekiz yıllık AK PARTİ iktidarı sonunda 100 bin nüfus kaybetti ve nüfusu 280 binin altına düştü. Yani son yirmi yılda şehrin yüzde 25´i şehri terk etti. Kırıkkale´de kayıtlı işsiz sayısı 13 binin üzerinde, birçoğu üniversite mezunu. Bir dönemin sanayi kenti artık işsiz gençlerin iş bulma ümidini kaybettiği, anaların babaların gurbet yolu beklediği bir emekli kenti”

 

 KIRIKKALE´NİN EKONOMİSİ GERİYE GİTTİ
“Büyükşehir Belediye Kanunu´nda yaptığınız değişiklikte en çok Kırıkkale´ye zarar verdi. Bakın, Karaahmetli, Koçubaba, Kulaksız, Büyükafşar, Büyükyağlı, Konur, Köprüköy, Ceritmüminli, Hamzalı, Güzelyurt, Irmak, Kılıçlar, Hasandede ve Ahılı beldelerini kapattınız. Belediyelerin kapanmasıyla bu kasabalar artık kaderine terk edilmiş köy durumunda. Belediyelerle birlikte buradaki okulları ve sağlık ocaklarını da kapattınız. Bu ülkede iyi olan ne varsa aslında onu yok ettiniz. Kırıkkale´nin Türkiye ekonomisindeki yeri her yıl geriye gitti. Bakın, sadece Ankara´da yaşayan Kırıkkaleli sayısı 203 bin. Eski sanayi sitesinde, yeni sanayi sitesinde birçok işletme iflas etti ya da kapatıldı. Aileden esnaf olan, şehrin son kırk yılına damga vuran esnaflarımız haciz tehdidiyle karşı karşıya; dükkânlar kapalı, esnaf perişan. Kırıkkale esnafı 'Aya gitmeyi bırakın da bize destek olun, ekmek teknemizi kaybetmeyelim.' diyor. Yandaş kanallarda propaganda malzemesi yaptığınız kira yardımı da Kırıkkale´ye ulaşmadı. Birçok esnafımız gecikmiş kredi ödemeleri ve icralar yüzünden yeniden kredi alamıyor, bununla ilgili esnafımız acilen bir sicil affı bekliyor. Esnafın SGK, Bağ-Kur primleri pandemiye rağmen işliyor, 'Hiç olmazsa salgın ortamında bu primleri almayalım.' diyen de yok. Bakın, Kırıkkale´de bir esnaf ne diyor? 'Ben geçmediğim Osmangazi Köprüsü´nden ya da hayatımda gitmediğim Üçüncü Havalimanı´nın garanti parasını ödemek istemiyorum. İş, aş, ekmek istiyorum.' diyor.

 

DÜKKANINIZI AÇARSANIZ CEZASI VAR
“Bakın, size bir resim göstereceğim, burası ülkemizin en gözde kayak merkezlerinden birinin bulunduğu yer. Hafta sonu kişi başı konaklama bedeli 1.500 liranın üzerinde. İki gün 4 kişilik bir ailenin tatil masrafı 15 bin liraya yaklaşıyor. Coronavirüs tedbirleri sebebiyle birçok işletmenin kapalı olmasına rağmen paranız varsa pek çok yerde müzik eşliğinde, sosyal mesafe kurallarına uymadan tatil yapabilir, kayağa gidebilirsiniz; hiçbir engel yok. Ama Kırıkkale´de, Çarşamba Pazarı´nda, Atatürk Bulvarı´nda, Menderes Caddesi´nde küçük bir köfteci dükkanınız varsa ya da Yahşihan Yenişehir´de 5-10 metrekarelik küçük bir dükkanınız varsa, çoluğunuz çocuğunuz rızkını kazanmaya çalışıyorsanız hafta sonu iş yerinizi açamazsınız. Neden? Çünkü pandemi var. Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamaları var. Dükkanınızı açarsanız cezası var. İşte, bu çifte standart iktidarınızın küçük esnafa bakışını en iyi şekilde ortaya koyuyor”

 

EMEKLİ AMCAMIZ DİYOR Kİ?
“Bakın, yine bir başka Kırıkkale tablosu. Bir emekli amcamız diyor ki: 'En son 2.200 lira maaş aldım. Aynı gün 800 lirasını ev kirası olarak gönderdim. Elektrik faturası 183 lira. Yatmadan önce doğal gazımı kapatıyorum, çoğu zaman da evde battaniyeyle oturuyorum. Buna rağmen gelen doğal gaz faturası 400 lira. Ne yiyip ne içeceğim, bilmiyorum. Ay sonuna kadar açım.' Vatandaş 5 kilo ayçiçeği yağını 80 liradan, 1 koli yumurtayı 30 liradan, 1 kilo peyniri 50 liradan almaya çalışıyor. Çiftçimiz 1 ton gübreyi 3.100 liraya, hayvancımız 1 torba yemi 130 liradan almaya çalışıyor. Tüm bu sorunları çözmesi gereken iktidarınız ortalıkta gözükmüyor. 'Açım!' diyen vatandaşa da al o zaman keyif çayı iç demek de size yakışıyor. O da yetmiyor 'Aya gideceğiz.' diyorsunuz, yandaş medya da aydaki yeraltı zenginliklerinden bahsediyor. Ne anlatırsanız anlatın, vatandaşın derdi yoksulluk, açlık. Çünkü halktan koptunuz, gerçekleri görmüyorsunuz. Bu ülkede milyonlar umutsuz, mutsuz ama birileri keyfinde ve rahat. Buradan tüm işsizlerimize, esnaflarımıza, çiftçilerimize, asgari ücretlilerimize sesleniyorum: Türkiye, büyük ve zengin bir ülke. Bu ülkenin kaynakları herkese yetecek kadar bol, yeter ki bu ülkenin gelirlerini yandaşlara değil, vatandaşa verin” dedi. Haber: Kenan Kuzucu


Diğer Haberler

30.03.2024

29.03.2024

28.03.2024

27.03.2024

26.03.2024

25.03.2024

23.03.2024

22.03.2024

21.03.2024

20.03.2024

19.03.2024

18.03.2024