45 ÜLKEDEN 180´İN ÜZERİNDE BELGESEL KATILDI

Yönetmenliğini Kırıkkale Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı Öğretim Görevlisi Hasan Basri Özdemir ve Kayseri Erciyes Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Görevlisi Musa Ak´ın yaptığı TURAB yine çok önemli bir festivalde daha finale kaldı. 45 ülkeden 180´in üzerinde belgeselin katıldığı Bozcaada International Festival of Ecological Documentary (Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali)´nde finale kalan TURAB, bu finalde 16 belgesel ile yarışacak.

Bu habere dikkat! Yaz geldi Kene ısırması nasıl anlaşılır? Bu habere dikkat! Yaz geldi Kene ısırması nasıl anlaşılır?

 

LİSTEDE 2 TÜRK YAPIMI BELGESEL VAR

Fransa, Japonya, Almanya, İsveç, İtalya, Meksika, Şili, Kanada, Avusturya, Güney Kore, Myanmar ve Kamboçya olmak üzere değişik ülkelerden katılan 17 belgesel filmin oluşturduğu final listesine giren TURAB, bu listede Türk yapımı olan 2 belgesel filmden biri olarak göze çarpıyor.

TURAB YİNE ADINDAN SÖZ ETTİRDİ

Çekimi tamamlanıp ilk fragmanının yayınlanmasının ardından yerel ve yaygın medya kuruluşlarının sıkça haber konusu yaptığı TURAB, abdallık kültürünün son temsilcilerinin yaşamını konu alıyor. Hiçbir maddi karşılık beklemeden sadece abdallık kültürünün tanıtımı için Hasan Basri Özdemir ve Musa Ak tarafından çekilen TURAB daha önce birçok ulusal ve uluslararası festivallerde finale kalarak ve ödüller alarak adından söz ettirmişti.

FESTİVAL 22-25 EKİM´DE

Bozcaada Turizm İşletmeleri Derneği ile Bozcaada Belediyesi tarafından festival bu yıl 22-25 Ekim 2015 tarihleri arasında Ege´nin güzel adası Bozcaada´da gerçekleşecek.

BIFED´İN AMACI

BIFED, dünyanın sorunları ve zenginlikleriyle ilgili filmlerin ve her türlü sanat eserinin üretimine ve sunumuna yeni bir neden oluşturmak ve ciddi ve bağımsız bir platform yaratılmasına öncülük etmek ve bu çalışmaları ödüllendirmek için düzenleniyor.

FİNAL LİSTESİ AÇIKLAMASI

45 ülkeden 180´in üzerinde belgesel izledikten sonra seçim komitesi zorlu bir karar sürecinden geçerek BIFED 2015 finalistlerini belirledi. Konuları nükleer felaketler ve nükleer atıklardan dijital kirliliğe ve çöp sorununa, küçük ve yöresel tarımdan küresel gıda üretimine, göçten yoksulluğa ve su kaynaklarının şehre yaşam mücadelesi ve direnişlere uzanıyordu. Tüm dünyada toplumların benzer sorunlarla mücadele ediyor olması şaşırtıcı (belki de çok değil). Sorgulanan konulara bir kaç örnek vermek gerekirse dayanışma hareketleri, yaşam mücadeleleri, kırsal nüfusun hayatta kalma savaşı ve sürdürülebilir-yenilenebilir enerji üretimi mücadelelerinin hükümetler ve çok uluslu şirketlerin engellerine takılarak çevresel bir kabusa dönüşmesi sayılabilir.