Benim,
“müzeden” anladığım,
Tamda Türk dil kurumunun kelimeye yüklediği anlam gibidir.
Yani tarihsel-sanatsal- özelliği olan,
Arkiyolojik kazılar neticesinde elde edilen eserlerin sergilendiği korunaklı yerdir.
Müze olur mu,
Olmaz mı Kırıkkale´de…
Yapalım mı,
Yapmayalım mı,
Yaparsak nereye,
Yapmazsak niye tartışmasından evvel,
Kırıkkale ve havalisinden çıkarılmış, dünya ve Türkiye otoritelerinin de kabul ettiği ölçeklerde eserler var mı yok mu ona bakarım,
Ki,
Bu yaşıma kadar ben bile bilmez rastlamazken her karışını gezdiğim memleketin dağında taşında bu doğrultuda herhangi bir bulguya, Avrupa´dan-Asya´dan-Amerika´dan (Afrikalılar gelmesin!) hatta Japonya´dan turist bekleyip birde onların para vererek gezebileceği kapalı bir alan açma fikir ve fiiliyatının, safdillikten ve sarfiyattan başka bir şey olmadığını düşünüyorum.
Bildiğim bir çeşni Nigar köprümüz var turiste gösterecek Köprü köyde bizim,
Onun üçte ikisini de elbirliği ile,
Kızılırmağın kızıl suyuna gömdük, nokta!..
Haa!
Diyorsanız ki “biz adını silaha vermiş bir cumhuriyet kentiyiz ” ve ürettiğimizi geçmişten geleceğe sergilemek istiyoruz,
Haklısınız!..
Sergileyelim ancak,
Hatırladığım kadarı ile yıllar önce MUSTAFA PEKDOĞAN belediye başkanlığı döneminde yaptığı kültür park içerisine SİLAH MÜZESİ açmıştı, hem de yüksek korunaklı ve ulaşımı gayet kolay…
Ne oldu ona? Diye sorarım…
Yüzlerce silah olduğunu biliyorum.
Oklar,
Yaylar-gürz- toplar,
Tabanca-tüfekler gibi geçmişten günümüze sergilenen ve yol kenarında olması hasebiyle bir çok insanın uğrak ve dinlence yeri olan.
Nerde o müze şimdi?
İlk geldiğin de babasına yaptığı hürmete tanık olduğum ve bu vesile ile taktirimi yazıya döktüğüm sayın vali´nin bilgisi var mı konuyla ilgili?
Milyarlar harcanarak yapılan ve bu gün sığ ve bencil politika ve politikacılar yüzünden atıl duruma getirilen “kültür parkın yapım amacı ile birlikte işlevi” noktasında, birileri bilgilendir mi kendisini?
Sanırım yok!..
Aksi olsa,
Devlette devamlılık esası ilkesi ile harcanarak kazanılan millet malının peşine düşer, kamuoyunu da bu konuda bilgilendirirdi sayın vali...
Ve
Kırıkkale´nin henüz,
Programı,
Önceliği,
İhtiyacı,
Lazımı,
Muhakkakı olsun olmasın,
Her aklına gelenin gelip bir yerlere bir şeyler konduracağı,
Yada
İlgili-ilgisiz,
Alakalı-alakasız,
Zart diye “hadi şuraya da şunu yapalım” diyebilecek kadar zengin ve hoyrat bir şehir olmadığını ille de “müze” diye der der tepinenlere anlatırdı.
NOT: Cuma günü müze yapılması istenen okulun bahçesinde ikişerli üçerli guruplar halinde sohbet eden, şakalaşan, oyun oynamaya çalışan kız öğrencileri görünce içim içime sığmadı sevinçten… (ticaret meslek lisesi oraya taşınmış ve konuştuğum kızlar çok mutlu ve sevinçliydiler) oranın okul olarak devam etmesinde emeği ve katkısı olan kim varsa teşekkürü boynumun borcu bilirim, sağ olsun-var olsun.
Adnan özgü beyle silah müzesi konusun da kesinlikle aynı şeyleri düşünüyoruz. İnanıyorum ilgili ve yetkili kişiler daha önce var olan müze ve silahların peşine düşer, aynısı ile o eserler tekrar sergilenmek üzere envantere kayıt edilerek millete sunumu sağlanır ve aynı yerde!..
