ARAŞTIRMA HABER

Çağlar ATMACA – Kenan KUZUCU

20 yılda başkanlar ne yaptı?

Ülkemiz yerel seçimlere gidiyor. İlimizde de adaylar bir birleri ile kıyasıya yarışıyor. Her seçmenin bir partiye oy atmak ya da atmamak için bir sebebi muhakkak vardır.

ŞEHRİMİZE NE GİBİ HİZMETLER YAPILDI?

İnsanlarımız her seçim döneminde taraf oluyorlar, kimi zaman kalpler kırılıyor, kimi zaman yeni dostluklar ortaya çıkıyor. İyi de Kırıkkale Belediyesi şehrimize ne gibi hizmetler yaptı? Ya da ne gibi hizmetler yapabilir? Aslında bu yazıyı yazmadan önce kafamda ki proje il oluşumuz olan 1989 yılından bu yana tüm belediye başkanlarını değerlendirmekti. Ancak arşiv zafiyetimiz buna engel oldu. Bende en azından son 20 yılda göreve gelen 3 belediye başkanımız döneminde yapılan hizmetleri yayınlamaya karar verdim.

TARİHE GÖZ ATMAK IŞIK TUTMAKTIR

Öncelikle belirtmeliyim ki, eksik, çürük olmaması için bu 3 Belediye Başkanımızın hizmetlerini ya bizzat kendilerinden edindim ya da yakın oldukları isimlerden temin ettim. Yapacağımız analiz haberde kesinlikle siyasi bir amaç yer almamaktadır. Bu haberden amacımız, okuyucularımızın belediye hizmetleri noktasında daha bilinçli hale gelmeleri ve belediyeden ne gibi hizmetler aldıkları konusunda hafızalarını tazelemeleridir. Bir nevide Kırıkkale´mizin yakın tarihine göz atmak ışık tutmaktır. Hemen bir yorumda bulunmak istiyorum, Kırıkkale 20 yılda gerçekten çok gelişmiş, taş üstüne taş koyan, şehir için bir çivi çakan tüm çalışanlardan, siyasetçilerden Allah Razı olsun demek boynumuzun borcudur.

MUSTAFA PEKDOĞAN 1999-2004

Mustafa Pekdoğan, 1999 seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisinin adayı olarak seçimi kazandı ve şehrimize belediye başkanı oldu. Liderlik Özellikleri ve renkli kişiliği ile yalnızca Kırıkkale´nin değil ülkemizin gündeminden hiç düşmedi. Televizyonların tartışma programlarına konuk olarak katıldı, büyük şehirlerin belediye başkanlarından daha fazla öne çıktı. Kırıkkale için marka bir isim haline geldi. Hakkında belki de en çok dedikodu çıkan belediye başkanı Mustafa Pekdoğan´dı. 2004 seçimlerinde çok güçlü bir profili olmasına karşın, yeni kurulmuş, halkın rüzgarını arkasına almış ve 2002 seçimlerinde iktidar olmuş Ak Parti´nin rüzgarına dayanamayarak seçimi kaybetti.

Seçim çalışmaları her zaman şatafatlı olmuş bir isim Mustafa Pekdoğan… Öyle ki “En İyisi Pekdoğan” sloganı ve şarkısı dillere pelesenk olmuş halen dillerde duyabileceğiniz bir şarkı bir slogan. 1999 seçimlerinde “Garanti Belgesi” yayınlayıp, seçilmesi halinde yapacaklarının garantisini veriyordu, Pekdoğan. Belki de insanlar bu belgeye güvenerek başkan seçtiler. Pekdoğan, Garanti Belgesinde yazan tüm vaatlerini bir bir yerine getirmenin gururuyla yaşıyor desek eksik söylemeyiz…

 

Halk Ekmek Fabrikası

Kırıkkale gibi küçük yerlerde Halk Ekmek Fabrikası kurmak fırıncıları karşıya almaktır. Mustafa Pekdoğan adeta gelecek seçimlere meydan okuyarak Halk Ekmek Fabrikasını kurdu. O yıllarda Kırıkkaleli, el değmeden üretilen, aşırı sağlıklı ve Türkiye´nin en ucuz ekmeğini tüketiyordu.

Toptancı Hali

Eski Meyhoş, yeni Meyhoş Parkı, daha eski Sebze Hali… Bildiniz değil mi? Ne kadar küçük, girişi-çıkışı küçük araçlarla bile ne kadar sıkıntılı. Evet, Pekdoğan´dan önce Toptancı Halimiz burasıydı. Soğuk hava depoları olmayan, sağlıksız ve şehrin içerisine sıkışmış, şehrin trafiğini daha da artıran bir vaziyet. Pekdoğan´ın ilk hizmetlerinin başında geliyordu. Bugün halen şehre yük olmadan ve sağlıklı bir şekilde hizmet veren Toptancı Hali, Mustafa Pekdoğan zamanında yapıldı…

Kırıkkale İslami Değerler Külliyesi’nde bir ilk Kırıkkale İslami Değerler Külliyesi’nde bir ilk

Kapalı Semt Pazarları

Eskiden şehrimizde bu kadar manav ve manav reyonları bulunan süper marketler yoktu. Pazar ise vatandaşımızın hem ekonomik hem de rahat alışveriş yapabilmeleri için en önemli seçenekti. Ancak Pazar tezgahları mahallelerimizin en önemli yolları üzerine kuruluyordu. Pekdoğan ile başlayan ve sonrasında Veli Korkmaz´la devam eden modern kapalı semt pazarlarından bahsediyoruz. Kırıkkale´nin ilk kapalı ve modern Pazar yerleri Yeni Mahalle ve Kaletepe kapalı semt pazarları. Bunlar ise Mustafa Pekdoğan zamanında yapıldı.

Ağabey Pehlivanlı Bulvarı

Ağabey Pehlivanlı Bulvarı, yani Kırıkkale Lisesinin oradan Valilik Binasına çıkan yol. En eski hali, daracık yollar. Pekdoğan zamanı duble yol, bugün ki hali ise üzerine Valilik Binası oturmuş. O zaman için o yol çok önemli, Çünkü Kırıkkale´de 3 tane hastane var. SSK Hastanesi, Devlet Hastanesi, Tıp Fakültesi, üçü de aynı yerde, avlu duvarları bitişik. Ancak yol problemi var… Kentsel bir dönüşüm yapılarak yollar genişletildi, üstelik o zaman alışılmadık bir şekilde. Neden mi? Çünkü evleri yıkılan vatandaşlar o zaman ülkede yaşanan yıkımların aksine davulla zurnayla evlerini yıktılar. Çünkü vatandaş mağdur edilmedi.

Su Arıtma Tesisleri

İçilebilir mi? İçilemez mi? Bu tartışmaya girmek istemiyorum çünkü 50 yıllık borulardan gelen bir suyun içilebileceğine inanmıyorum. Ancak 90´lı yıllar ve 2000´li yılların başlarında tüm Türkiye´de, tüm şehirlerde su problemleri var. Büyükşehirler de dahi su 3 gün akıyor 4 gün akmıyor. Kırıkkale 10 yaşını yeni doldurmuş genç bir şehir. Ancak kararlı ve çalışkan bir belediye başkanı var. Kırıkkale Belediyesi Yeşil Vadi Su Birliğini kurdu ve o dönem için ülkenin en büyük, en modern su arıtma tesisi şehrimize kuruldu. Pekdoğan´a göre 22. Yüzyıla kadar Kırıkkale su sorunu yaşamayacak. Bu su tesisi yıllardır evlerimizdeki musluklardan arıza harici kesintisiz akıyor. Sadece Kırıkkale´nin mi? Hayır! Çünkü bu nimetten ilçelerimizde faydalanıyor. O zaman şehrin su ihtiyacı 65.000 ton. Ancak yapılan tesis tam 388.800 ton kapasitesi bulunuyor. Yani günlük ihtiyaç çözülmedi, gelecek garanti altına alındı. Halen tesis tam kapasite ile çalışmıyor, çünkü halen Kırıkkale o kadar su kullanmıyor.

Kavşak Düzenlemeleri

Şehirlerin süsü ve estetiği her zaman kimliği olmuştur. Kırıkkale´de estetik çalışmaların başlaması da Pekdoğan dönemine dayanıyor. Şehirde bulunan kavşakların hemen hepsinde düzenlemeler yapıldı. Fıskiyeli havuzlar, ışıklı palmiye ağaçları, Kırıkkale´de yapılan Askeri Toplar, Suyun kaldırdığı Kaya parçası görünümlü havuzlar. Gerçekten çok güzel görünüme sahip bu kavşaklar Pekdoğan döneminde yapıldı. Şehre bir estetik kazandırıldı. Sadece estetik mi? Kırıkkale kırmızı ışıkla tanıştı desek yeridir. Bugün Kırıkkale´de trafiğin rahatlamasını sağlayan Kırmızı Işıkların hemen hemen hepsi Pekdoğan zamanında yapıldı ve faaliyete geçti…

İmar Çalışmaları

Şöyle bir şehir düşünün. Binlerce ev var ancak evlerinin yarısının imarı yok! Evet, Kırıkkale´den bahsediyorum. İmar uygulamaları yapılmamış ama yapılaşma meydana gelmiş. Mustafa Pekdoğan, garanti belgesinde sözünü verdiği konut problemini çözeceğim sözünü de tuttu. İmar çalışmaları yaptı, yalnızca yapılaşan bölgelerin değil, yapılaşacak bölgelerinde imar çalışmalarını yaptı. Hani çarpık kentleşme diyoruz ya işte bunun sebebi imara açılmamış yerlerde, gece kondu tabir ettiğimiz şekilde yapılaşmaların meydana gelmesidir. Bu problemde Pekdoğan döneminde ortan kalktı.

Alt Yapı Sorunu

Kırıkkale´nin insanı yolun ortasından yürür. Bir Kırıkkaleli olarak en kızdığım söz budur! Oysa 1999 yılında sadece 2 caddemizde kaldırım vardı. Yanlış duymadınız sadece 2 caddede kaldırım var. Şehrin merkezinde bulunan mahallelerin ara yolları toprak, ana yolları 50 kere yamalanmış asfalt ve ya Arnavut taşı. Yol yok, toprak yollar kışın çamur, yazın toz. Kaldırım hak getire. İmarda kocaman caddeler var, gidiyorsun ortada bir sokak bile yok, vatandaş caddeyi bahçe yapmış. Altından kalkmak ne kadar zordur, değil mi? Mazgallar, sellikler yok. Yağan her yağmur sele neden oluyor. Hepsini çözdü demek yalanın tillahı olur, çünkü hepsini çözmeye ne paralar yeterdi, nede 5 yıla sıkışmış zaman. Ancak Pekdoğan dönemi Kırıkkale´de devrim olacak nitelikte yaşandı. Yollar açıldı, yollarda yağmur suyu giderleri, mazgallar, alt yapı çalışmaları. Üstelik sokaklarda bile asfalt ve kaldırım var. Şehir Merkezinden dışarıya doğru yapılan alt ve üst yapı çalışmaları. Türkiye´nin en büyük köyü dedikleri şehir, artık şehirleşmeye başlıyordu…

Burada araya girmek istiyorum… Çünkü bu çok önemli bir konudur. O dönem alt yapıya harcanan paraya tam 3 tane Kırıkkale kurulabilirdi. Durun durun çalmış demeyin! Yaşayan şehirlerde alt yapı çalışması yapmak normal maliyetin tam üç katıdır. Nasıl mı? Bir cadde yapacaksınız, cadde üzerinde evler var. Önce o evlerin sahiplerine yeni evlerini yapacaksınız. Sonra eski evi gelip yıkacaksınız, sonra enkazı kaldıracaksınız. Sonra alt yapısını, boru, elektrik, kanalizasyon hatlarını çekeceksiniz. Sonra yolu açacaksınız, asfaltını atacaksınız, kaldırımını yapacaksınız, ışıklandırmasını, çevre düzenlemesini yapacaksınız. Maliyet tam 3 katı artıyor. Ülke ekonomik krizdeyken, böyle bir sorunun altından kalkmak her yiğidin harcı değildir. Yiğit namı ile anılır, yiğide de deli denilir. İşte Mustafa Pekdoğan gibi bir deli olacaktı ki, bu sorunlar çözülecekti.

Asfalt Şantiyesi

Eskiden Kırıkkale Belediyesinin Asfalt Şantiyesi vardı. Belediyeler kendi asfaltlarını kendisi üretiyordu. Üstelik bu şantiye Pekdoğan zamanı yapılmadı. Ondan önceki dönemlerde yapıldı. Ancak Kırıkkale´nin asfaltlanacak çok yolu olunca, bu şantiyeyi daha kullanır hale getirmek, daha modern yapmak ve kapasitesini artırmak gerekiyordu. Mustafa Pekdoğan bu gereksinimi de gidererek tüm sorunları çözdü.

Yeni Yollar

Kırıkkale büyüyor, yollar yetersiz kalıyordu. Üstelik yeni yollar açıp trafiği rahatlatmak gerekiyordu. Mustafa Pekdoğan döneminde olmayan 1.442 m2 yol yapıldı. Üstelik yol üzerinde bulunan ev sahiplerinin ahı alınmadan yapıldı. Herkesin hakkı bir bir ödenerek yapıldı. Tüm ülkede yıkım yerleri savaş alanlarına dönerken, Kırıkkale´de mehteranla evler yıkıldı. İlk kazmayı ev sahipleri vurdu. Kentsel Dönüşümün ülkede ilk örnekleri Kırıkkale´de yaşandı. Sonra biz bıraktık, Türkiye yaptı.

Toplu Taşıma Araçları

Mehmet Ali Erbil´i bilmeyen yoktur. O ukala ve dalga geçen üslubunu da. O komik olduğu sanılan programlarını da. Bir programına telefonla vatandaşları bağlıyor. Bağlanan vatandaşlara soru soruyor, soruyu doğru cevaplayana hediyeler verilecek. Soru şu; “Toplu Taşıma Aracı olmayan tek ilimiz hangisi?” Bağlanan vatandaşlar Ağrı, Hakkari, Muş, Bitlis sayıyorlar. Kimse Kırıkkale demiyor! Neden desin ki? Ankara´nın yanı başında MKE Fabrikalarının başkenti, TÜPRAŞ olan şehirde toplu taşıma olmaz mı? Yoktu! Bugün olmadığı gibi o günde yoktu! Pekdoğan bu programı izlediğini ve rezil olduk yorumunda bulup hemen kolları sıvadığını söylüyor. Evet, bugün olmayan toplu taşımamız Pekdoğan zamanında vardı. Hani şu “Her şey Kırıkkale´miz için” sloganının yazılı olduğu otobüsler… Bu slogan daha sonra Ak Parti´ye ilham olmuş, bir seçim sloganını Ak Parti “Her şey Türkiye´miz için” olarak belirlemiş ve kullanmıştı.

Pekdoğan toplu taşıma hizmeti ile ilgili şu ifadeleri kullanmış; “Kaynak bulmak, otobüsü almakla bir şehirde toplu taşıma hizmeti verilemiyor ki… Hakkaniyetli bir hat belirleyeceksiniz. Bu hizmeti verecek ekibi kuracak ve eğiteceksiniz. Bitti mi? Bitmedi. Yaşlınızı, Şehit Yakınını, Gazinizi, Öğrencilerinizi düşüneceksiniz. Vatandaşın iki dakika dinleneceği duraklar yapacaksınız. Rekabeti sağlayacak, piyasayı kontrol edecek ama dolmuşçu esnafınızı mağdur etmeyeceksiniz. Hizmeti getirmek önemlidir, onu savunmak daha önemlidir ama en önemlisi onu devam ettirebilmektir.”

Şehirler Arası Terminal

Mustafa Pekdoğan´ın garanti belgesinde vaat ettiği ve bitiremediği tek hizmet Şehirler Arası Terminal yapımıydı. Arsası tahsis edildi, iki sefer ihaleye çıktı. Yüklenici firmalar çıktı ancak belediyenin şartlarını yerine getirecek nitelikte değillerdi. Her şey hazırdı ama 5 yıla sığmadı. Bugün şehrimizde hizmet veren ve beğenmediğimiz otobüs terminalinden bahsediyorum. Eskiden şehirlerarası terminalimiz de yoktu. Otobüsler yol üstünde yolcuları bırakıp gidiyordu. Yerli firmalar şehir merkezinde bulunan duraklarından kalkıyordu. Bence belediye başkanları bir birinin devamıdır, Veli Korkmaz döneminde Şehirler Arası Terminal yapıldı. Böylelikle devamlılık sağlanmış oldu. Bence terminal yapımında takdirin aslan payını Veli Korkmaz hak ediyor ancak bir payda Mustafa Pekdoğan´a düşer diye düşünüyorum.

Çöp Temizleme Filosu

Günümüzde çöp bırakma saatleri var, çöp konteynırları kullanılmıyor. Evveliyatında ise yine çöp bırakma saatleri vardı, ancak çöp konteynırları da duruyordu. Ya öncesi... Variller vardı Kırıkkale´de. Çöp varilleri, tabi doğalgaz yok, evler sobayla ısınıyor, etrafı küllüğe dönmüş çöp varilleri! Mustafa Pekdoğan bu kötü görüntüyü ortadan kaldırmak için ilk adımı Çöp Konternırları ile attı ve çöp bırakma saatleri belirledi. Atıyorum Kurtuluş Mahallesi sakinleri çöplerini akşam saat 7´de çöp konteynırına bırakıyor, belediyede akşam 9´da çöpleri alıyordu. Varilden konteynıra geçmek ve çöp saatleri belirlemek çöpte modernleşmenin ilk adımıydı. Sonraları Kırıkkale´ye doğalgaz geldi, konteynırlar kalktı ve saat uygulaması devam etti. Birde bu çöpleri alacak araç filosu lazımdı. Belediyenin çöp kamyonları küçük ve sınırlı sayıdaydı. Hatta birçok mahallenin çöplerini belediye traktörle topluyordu. Belediye araç filosunu genişleterek daha çöp toplama işini daha profesyonel hale getirdi.

Yüksek İhtisas Hastanesi

Şimdi diyebilirsiniz ki bunu hükümet yaptı. Doğru söylüyorsunuz, bana hemen kızmayın! Mustafa Pekdoğan´ın garanti belgesinde bir Belediye Hastanesi sözü vardı. Şanslı siyasetçiymiş, şanslı şehirmişiz ki MHP koalisyon ortağı oldu ve Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş Sağlık Bakanı oldu. MHP´li Belediyenin hastane sözünü yerine getirmekte, MHP´li Sağlık Bakanına kaldı. O dönem Kırıkkale´de çok büyük bir hastane sorunu var. Hastanelerimiz küçük, bakımsız, kötü sayılacak nitelikte. Ülke de sağlık durumu zaten malumunuz. Hastaneye giden hastalanıp çıkıyor. Osman Durmuş sayesinde Kırıkkale sağlıkta çağ atladı, Yüksek İhtisas Hastanesi yapıldı, mahallelere ve köylere sağlık ocakları yapıldı. Ambulans sayısı artırıldı. Fikir Pekdoğan´a, yapımı Osman Durmuş´a nasip oldu. Durmuş´un kulaklarını çınlatmak istedim sadece…

Kültür Parkı

Şuan bunları gülerek yazıyorum. Çünkü kimine göre Mustafa Pekdoğan´ın en kötü yatırımıydı Kültür Parkı, kimine göreyse en iyi. Hani herkese aynı anda yaranamazsın sözü var ya, o sözün vücut bulmuş hali Kültür Parkı. Bana sorarsanız Kırıkkale´nin halen en kullanışlı, en vitrin olabilecek, en güzel, en nezih parkıdır Kültür Parkı. İçerisinde o zamanlar faal kullanılan Anfik Tiyatro, Nikah Salonu, bugün olmayan Müze, Türk Büyüklerinin Heykelleri, Kule Restoran ve kafelerin olduğu bir park. Tasarımı Kırıkkale adına atıf yapılarak kale şeklinde yapılmış. Belediye organizasyonlarının yapıldığı, konserlerin verildiği, toplu nikâh, toplu sünnet gibi organizasyonların yapıldığı  bir mekân. Bence muhteşem bir eser! İfade etmeden duramayacağım, adı Mustafa Pekdoğan Kültür Parkı olmasaydı bugün Kırıkkale´nin en çok tercih edilen ve en çok kullanılan, en nezih mekanı olacaktı Kültür Parkı. Adını Mustafa Pekdoğan koyana mı kızarsın? Yoksa adı Mustafa Pekdoğan diye, atıl duruma düşürenlere mi? Ona da siz karar verin!

Celal Bayar Parkı

Tarihi daha eskiye dayanır. Ancak reklarasyon çalışmaları ve kullanılır hale getirmek Mustafa Pekdoğan´a nasip oldu. Hafta sonlarının vazgeçilmezi haline geldi. Kırıkkale´de hemen her aile hafta sonu mangalını sırtlar, Celal Bayar Parkına giderdi. Aileler gönüllerince piknik yaparken, park içerisinde bulunan spor alanlarında futbol, voleybol ve basketbol oynarlardı. Oyun guruplarında çocuklar oynar, şehir dışından misafiri gelenler, park içerisinde yer alan ve yıllardır atıl durduktan sonra yakın zamanda tekrar hizmete giren restoranda misafirlerini ağırlarlardı. Kamelyalar, açık hava düğün salonu, gelin evi, küçük hayvanat bahçesi ve su araçları park içinde yer alan diğer yatırımlardı. Bataklık diye tabir edilen parkın bu hale gelmesine en çok Kırıkkaleliler sevindi, insanımızın nefes alacağı, stres atacağı herkesin ortak buluşma noktası haline geldi.

Modern Çarşı

Hüseyin Kahya Parkının etrafında şehrin görünümü bozan seyyar tezgahlar ve bu tezgahlarda satış yapan telefoncular vardı. Bu telefoncuları ve satıcıları ortada bırakmamak ancak şehrin görünümünü de kurtarmak gerekiyordu. Şehir merkezine bir çarşı yapıldı, ismi modern çarşı oldu. Seyyar satıcılar bu çarşıdan yer alarak hizmet vermeye başladılar. Hem esnafa yaradı, hem vatandaşa hem de şehrin görünümü güzelleşti.

Mermerciler Sitesi

Toprak Mahallede oturanlar bilirler. Yani benim gibi Toprak Mahalleli olanlar. Mahallemiz asfaltla yeni tanıştı, bizden büyük olanlar tornet yaptılar. Kaç yuvarlak mermerleri sabunlayıp kayardık. Çok tehlikeli bir oyun anlayışı. Çok montumu ayakkabımı yırttım bilmiyorum. Mermer ise bizim için en kolay ulaşılabilir malzemeydi. Çünkü mahallemizde resmen bir mermerciler sitesi vardı. Şaka bir yana bugün ki Bahçelievler Kavşağının, Sanayi Mahallesi tarafına giden yolun sol tarafı mermerciler sitesiydi. Atölyelerde çıkan sesler mahallede aşırı bir gürültü kirliliğine neden oluyordu. Birde görüntü kirliliğini düşünün. Bugün ki Mermerciler Sitesinin olduğu yerde Mustafa Pekdoğan tarafından yapıldı. Hem şehir merkezi rahatladı hem de esnafımız rahatladı.

Galericiler Sitesi

O zaman çok katlı binaların böyle çekme mesafeleri yok. Yani galericinin araçlarını sergileyeceği bir bahçe yok. Galericiler sitesi de yok. Binek araba alacaklar, Hürriyet Caddesine gidiyor, Traktör alacaklarsa Toprak Mahalleye geliyordu. Ceyarın Benzinliği bilmeyen yoktur, orada ki kavşağı geçince sağlı sollu traktör galerileriydi. Cemalettin Akdoğan döneminde yapımına başlanan galericiler sitesi Pekdoğan döneminde tamamlandı. Şehir Merkezinde ki tüm galeriler kaldırılıp siteye gönderildi.