Bölge ve mezhep üzerine siyaset yaparak politika üretenlerin bilgi dağarcığında bir şey olmadığını tecrübe ile biliyorum, çünkü bir çok insan gibi bende o günlerin şimdilik yaşayan canlı-kanlı tanığıyım.

Hayalden yoksun,

Bilgi sıfır,

Beceri hak getire!..

Yetenek,

Doğuştan körelmiş  zaten ve bu adam aday şehri yada ülkeyi yönetmeye!..

Bölgecilik-mezhepçilik yapmasında ne yapsın kurnaz!..

İki-üç dönemdir,

“Kısmen köreldi, eskisi kadar pirim vermiyor Kırıkkale yaşayanı bu türden siyasetçilere  diyorduk ama aday adayı belirleme sürecinde gördük ki üzülerek, eski hastalık nüksetmeye başlamış bile çoktan.

Hoş değil elbet!..

Kim ki siyasetini bölgesel argümanlar üzerine oturtmuş,

Elindeki enstrümanları din ve mezhepsel çerçevede zapt etmeye çalışıyor, bilin ki ne kendisi nede yönetmeye talip olduğu kent bir adım ileri gitmez-gidemez.

Şayet,

Bakış açısına göre birileri için ileri gidiyor görünse de, genel anlam itibarı ile iki adımda bir geriye doğru giden mehteran bölüğü gibidir kesin.

Örnek çok!..

Solda biri vardı mesela,

Ön seçimde mezarlıklar dahil kendisine  sandıktan dört bin küsur adet oy çıkarabilmeyi başarabilmiş ama bir ay sonra yapılan genel seçimden ancak yedi yüz elli oy alarak hem memlekete hem partisine hem de ülkeye rezil rüsva olmuştu.

Hatta,

Bu kişi için kulakları çınlasın eskinin adalet bakanı Sevgili Seyfi Oktay “o benim vekilliğimi, milletin teveccühünü çalan hırsıdan başka bir şey değildir” demişti.

Şükür,

Şürekası ve ailesi ile birlikte sağa transfer oldu da tüm CHP´liler rahat nefes almaya başladı artık memlekette.

Sağda çok!..

Biri vardı has bel kader vekil seçilen mesela,

Sonrasında yırtınsa da “Düşün Keskinliler peşime” diye, yüzüne bakan olmamıştı.

Yerliyim dedi biri,

Diğeri “ŞIH” torunuyum!..

Biri “Çukurun evladıyım” derken,

Bir başkası Kuzey Kara Dağlı diye bir bölge icat etti.

Hülasa:

Cami kubbesinde tehlikeli çalışma Cami kubbesinde tehlikeli çalışma

Çok çekti memleket bölge ve mezhep üzerine siyaset yapan sığ ve dar kafalı insanlardan.

O nedenle kurtulamadı “köy” damgası yemekten,

O nedenle itham edildi sürekli   “Kırıkkaleli kaldırımdan yürümez” gibi absürt bir suçlamayla. (ki, o dönem memleket kaldırımın ne demek olduğunu bilmiyordu!)

Yeniden,

Ve

Yine kaşıyor bu berbat üçüncü dünya ülkesi siyasetini birileri…

Kırıkkale´yi vatan bilip,

Yedi sülalesini burada toprağa vermiş ve hala burada yaşamaya devam eden biri olarak derim ki o insanlara son söz olarak:

Olmuyor işte kardeşim olmuyor yahu!..

Bilgi yok-beceri yok…

Hitab edemiyorsun, hayalin yok.

Sizin köy,

Sizin mahalle..

Sizin bölge sizin vilayetin tamamı verse de sana oyunu,

Güvense de hizmetine,

Kefil olsa da yaşamının hepsine,

Eksiliyor dışarıdan gelenin teveccühü, artmıyor.

Ve

Sen bir elin parmakları olarak dımdızlak kalıyorsun orta yerde.

Senden öncekiler denedi,

Kısa süreli başarılar sağlasalar da herkes için her şey hüsran oldu sonunda.

Tavsiyem,

Varsa hayalin,

Anlat onları, başta ben koşayım peşinden…

Nasıl olsa uzaya çıkmak da hayaldi ama gerçek oldu diye…