Anadolu Kırıkkalespor şampiyonluk ümitleri ile başladığı sezonu hayal kırıklıkları ile tamamladı. 2 sezon önceki başarılarımızı tekrarlayıp yeniden 3. Lige çıkmayı beklerken, Bölgesel Amatör Ligde kalmayı tercih ettik. Tercih ettik diyorum çünkü bu rakiplerin başarısı değil, bizim başarısızlığımızdı. Geçen sezon mahkemelik olan kulüp 4 sefer el değiştirmiş ve sezon sonu usta(!) yöneticiler, kayyumla buraya kadar demişti. Oysa sorun Kayyum değil tamamen birlik ve beraberliğin olmamasının yanı sıra takımın Kırk Kocası yani 40 başkanı olmasaydı. Biri geliyor para veriyorum diyor, öteki geliyor Sendikalıyım diyor, diğeri geliyor Ankaralıyım diyor, hocaları dahi rahat bırakmıyorlardı. Sonucunda Kırıkkalespor yeniden küme düşmüştü.

Bu sezona başlarken Kayyum ve Mahkemenin olmaması, Sendikanın maddi desteği ile ekonomik sorunların olmaması hepimizi heyecanlandırmıştı. Ancak en önemli konu paranın doğru kullanımıydı. Evet, paramız vardı ancak bu para sadece kadro kurulurken değil, sezon içerisinde ki her hareketimizde doğru kullanılmalıydı. Mesela Kırıkkalespor Kulübü futbolcuları Yenişehir´de bir apartta değil, şehir merkezinde bir bina olmalıydı. Yer yok diyorsanız yanılıyorsunuz. Ürgenlerin Binası deyince herkesin bileceği bir binanın üzerinde satılık ve kiralık yazıyor. Bu binayı sendika kendi üzerine satın alabilir, Kırıkkalespor´a kullanım hakkı verebilirdi. Olur ya ilerde Kırıkkalespor´u bırakma düşüncesi hasıl olsa bina Sendikanın üzerine olduğu için Kırıkkalespor çıkartılır, yerine Sendika Anadolu Otel açar, sendika hazinesi bir mülk daha edinmiş olurdu.

Bu bina kapalı spor salonu, yemekhane, sosyal alanlar, oyun gurupları, toplantı odaları, seminer odaları dahil birçok ihtiyaca karşılayacak alt yapıya sahip bir binaydı. Şimdi diyebilirsiniz ki herşeyi geçtik bina mı kaldı? Hiçbir şeyi geçemedik asıl sorun, kulüp binası! Çünkü Kulüp ortamı oluşmayan bir takımdan başarı beklenemez. Çünkü futbolcuların ortak kullandığı özel alanlar olmadıkça takım ruhu ortaya çıkmaz. Zaten %95´i yerli olmayan futbolcular ile mücadele ediyor. O %95´i heyecanlandırmak, Kırıkkalespor ile yatırıp kaldırmak için profesyonel bir kulüp binası şarttır. Göztepe ve Altınordu´nun son 5 yıllık çıkışlarına baktığınız zaman en önemli etkinin Kulüp Ortamı olduğunu görürsünüz.

Çok transfer yapmak yada çok kaliteli futbolcular almak transfer yapmak değildir. Geçen sezon devre arası transfer edilen Samet Albayrak 3. Ligin en önemli orta sahasıydı. Son 7 senesinde 2. Ve 3. Ligde ya şampiyon olmuş yada play off oynamış takımların vazgeçilmez 11 oyuncusuydu, bizde tutmadı. Çünkü bizde bir takım ruhu ortaya çıkartılamadı. Transfer yaparken kadro mühendisliği yapılması gerekir. Sanırım bunu Kırıkkale´de en iyi bilen spor adamı da Komutan namı ile bilinen Metin Karakuş´tur. Kendisi haftanın 7 günü futbol ile yatıp kalkarken, şehri de aynı havaya sürükleyebiliyordu. Yalnızca şampiyon olduğumuz sezon değil bir önceki sezonda (Zara Sezonu) aynı şeyleri yapmıştı, üstelik çok büyük maddi sorunların olduğu bir dönemde. Sezon başı yapılan transferleri heyecanla takip ederken Karakuş bana “yanlış yapılıyor bu takım dağılır” demişti de, içten içe gülmüştüm. Yahu bu adam da yönetimle mahkemelik ya ağızları ile kuş tutsalar beğenmez demiştim. Nihat Baran´a başkanlık yapmanın da çok zor olduğunu ifade etmiş ve bu yönetim Nihat Hoca ile çalışamaz demişti. Bunda da haklı çıktı, her şey skor anlamında iyi giderken öğrendiğimiz kadarı ile yönetim ve futbolcularla olan problemler iki devin ayrılmasına neden olmuştu.

Peki, sendika bundan sonra ne yapmalı.

Pevrül Kavlak, Kırıkkale´den çıkıp, Kırıkkale´den hiç kopmayan adam gibi adamdır. Memleketinin takımına yaptığı yardımlar, kendisine eleştiri olarak dönse de bundan vazgeçmeyen orijinal Kırıkkalelidir. Ancak bence bu kadar yıpranmasına gerek yok. Yerinde olsam Pevrül Beyin, Kırıkkalespor işine yönetim anlamında yardım etmem. Hemen kulübe üyeliklerin önünü açarım. 200 lira üyelik bedeli yıllık 120 lira aidat bedeli belirlerim. Üye olan buyursun gelsin, ben Kırıkkalespor´a, Galatasaraylıların Liselileri olmam derim. Takımın mücadele ettiği lige göre belirlenecek bir miktarla, takıma isim sponsoru olurum. Mesela BAL liginde takıma 400 bin lira sezon başı para veririm, takımı da şehre teslim eder onursal başkan olurum. 400 bin lira yetmiyor diye daha fazla yardımda bulunmam! Kardeşim takımı şehre verdik, şehir sizi seçti. Siz para bulamıyorsanız, şehirden toplayın, toplayamıyorsanız bırakın derim. Ağrısız başım, dertsiz aşım. Haksız mıyım ama adam milyon (trilyon) para harcıyor, yanında ki isimler küfür yiyor. Birbirlerine giriyor!

Rakı fiyatına büyük zam geliyor! Rakı fiyatına büyük zam geliyor!

Şundan eminim ki giriş 200, aidat yıllık 120 lirayı bütün taraftarlarımız verir. 1000 kişi üye olsa giriş için 200.000 bin aidat için 120.000 lira eder. 320.000 lira artı stat reklam gelirleri, forma sponsor gelirleri, Belediye destekleri ve isim hakkı olan 400.000 lira ile Kırıkkalespor hiçbir zaman para sıkıntısı yaşamaz. Borçlanma yetkisi de Tüzük ile başkana değil divana verilirse tadından yenmez Kırıkkalespor. Ne para sıkıntısı kalır nede faşizme varan takım benim mantığı! Takım şehrin olunca zaten iş çözülür, takımla birlikte şehir de havaya girer, şampiyon olduğumuz sezon gibi 200 kişi alınacak deplasmana 200 araba ile gidilir. Bunlar oluştuktan sonra Kırıkkalesporu kimse tutamaz.

Komutansız ordu dedim çünkü üyelikler açılsa, Metin Karakuş´u sonuna kadar desteklerim. Çünkü Kadro Mühendisliğini, Kriz Yönetimini, Şehri Havaya sokmayı, Siyasetçileri işin içine çekmeyi, BAL Liginin tüm gizli ve açık işlerini yapacak tek adam Metin Karakuştur.

Komutansız ordu dedim çünkü Erkin Şimşir Kırıkkalespor´un Fatih Terim´idir. Dışarıda herşey iyi ise takımı merak etmeye gerek yoktur. Futbolcularla baba oğul ilişkisi kurup onlarla hareket edip, onlarla şakalaşıp, yeri gelince bırakın azarlamayı tokadı yapıştıracak ancak buna rağmen takımda huzursuzluk çıkmasını engelleyecek tek adam Erkin Şimşir´dir. Futbolcu Hoca çizgisini koruyup, takımın kalitesi kadar futbol oynayıp, kalitesini aşan işlerde yatıp kalkmama, çamurlaşma dahil her türlü cinliği yapacak adam gibi adamdır Erkin Hoca.

İstifa etmiş… Sebebi de yönetimde ki belirsizlikmiş! İşte sözün özü, sorunların temeli bu! Yönetimde ki belirsizlik! Başarısızlık için yeterli bir sebeptir…