SABIRLA BASAMAKLARI TEK TEK ÇIKTI

Kırıkkale´nin Sulakyurt ilçesi Danayı köyü nüfusu doğumlu hemşerimiz Doğan Alıç, askerlik yıllarından sonra Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi´ nde göreve başlayan hemşerimiz Doğan Alıç, çalıştığı hastanede iş yeri temsilcisi olarak başladığı sendikacılığa, uzun yıllar emek vererek, sabırla tek tek çıktığı basamaklar sonucunda şuanda Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonuna (TÜRK – İŞ) bağlı Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası´nın Genel Sekreterliğini yapmakta.

 

HAKKINDA BİLGİ VERDİ

Kıdem tazminatı hakkında gündeme dair açıklamalarda bulunan Doğan Alıç, sık sık köyünü ve Kırıkkale´yi ziyaret ettiğini belirterek, Kırıkkaleli olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasının çalışmaları ve faaliyetleri hakkında bilgi veren Genel Sekreter Doğan Alıç, Sendika olarak genelde Türkiye´nin birliği, beraberliği ve kalkınması için çalıştıklarını, özelde ise 60 yıldır Sağlık ve Sosyal Hizmetler İş Kolundaki çalışanların sosyal, özlük ve ekonomik haklarının geliştirmek için çalıştıklarını söyledi.

 

FON MASKESİ ARKASINDA DEVAM ETMEKTEDİR

“Çalışma hayatında yaşanan gelişmeler hakkında bilgi veren Alıç, son zamanlarda gündemde olan ve bütün çalışanları ilgilendiren kıdem tazminatıyla ilgili şunları söyledi:

“Bilindiği üzere son zamanlarda işten çıkarılanlara ödenen kıdem tazminatının bir kısmının fona aktarılması üzerinde çalışıyor. Kıdem tazminatı cumhuriyet tarihinin ilk iş kanunu olan ve 1936 yılında kabul edilen 3008 sayılı İş Yasası ile “tazminat” adı altında yaşama geçirildi ve o günden bugüne birçok kez değişikliğe tabi tutularak ve çoğu kez kapsamı genişletilerek bugünlere ulaştı. Kıdem tazminatında kısıtlamalar ise kıdem tazminatına tavan uygulaması ile ilk olarak 12 Eylül 1980 askeri darbesi koşullarında yapılan düzenlemelerle uygulamaya başlandı. O günden bugüne de kıdem tazminatına yönelik saldırılar farklı şekillerde, son dönemde de fon maskesi arkasında devam etmektedir.”

 

İŞÇİ SINIFININ YILLARDIR BİRİKMİŞ EMEĞİ

Geçmiş tarihlerde hayata geçirilen fonların işçi sınıfının imtihanı olduğu belirten Doğan Alıç, “Farklı adlar altında hayata geçirilen fonların akıbeti ne yazık ki anlatıldığı gibi olmamış, birilerinin arka bahçesi haline getirilen fonlar nice mağduriyetler yaratmıştır. Açıkça ifade etmek gerekirse oluşturulmaya çalışılan kıdem tazminatı fonunun akıbeti de pek farklı olmayacaktır.” diye konuştu.  Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Doğan Alıç, “Kıdem tazminatını katlanılmaz bir yük gibi gören sermaye sahiplerine ve siyasi parti temsilcilerine hatırlatmak isteriz ki, kıdem tazminatı işçi sınıfının yıllardır birikmiş emeğinin, sabırla çalışmasının, yıpranmasının, sadakatinin karşılığıdır. İşçiler için iş güvencesi niteliğindedir. Kıdem tazminatı oğlumuzun düğün, kızımızın çeyiz parasıdır. İşçinin ahir ömründeki güvencesidir.”

 

 

YOKSULLARIN GELİRİNDE BÜYÜK BİR EROZYON

“Son kalemizdir. Korumak için yapılması gereken ne varsa yapmaya hazırız. İşçi kardeşlerimiz Covid-19´un yarattığı devasa iş ve gelir kaybı ile uğraşırken birdenbire gündeme getirilen kıdem tazminatı ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) tartışmaları geldi. Covid-19´un çalışanların ve yoksulların gelirinde büyük bir erozyona ve 6 milyon civarında iş kaybına yol açtığı açıklanan işsizlik rakamlarıyla ortaya konmuştur. Mart 2020´de ülkedeki toplam istihdam ve iş kaybı 13 milyonu aştı. Ancak gündem birdenbire istihdam ve gelir tartışmasından tamamlayıcı emekliliğe ve kıdem tazminatına kaydı.”

 

İŞÇİYE FATURA EDİLMESİNİN MANİDAR

“Her şeyden önce Türkiye´nin acil gündemi yeni bir emeklilik sistemi tartışması değil, iş ve gelir kaybını önleyecek ve vatandaşlarımıza nakit desteği saplayacak güçlü sosyal politikalardır.” dedi. Bu zor günlerde kıdem tazminatının hedefe konması ve bütün ekonomik kaybın işçiye fatura edilmesinin manidar olduğuna dikkat çeken Alıç, “İşçinin 84 yıllık kıdem tazminatı kazanımı, son günlerde budanmak, tırpanlamak, hatta yok edilmek isteniyor. Bunu Türk-İş ve Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası olarak kesinlikle kabul etmeyiz. İşçinin kıdem tazminatı; bir taraftan emeğiyle ülkesini büyütürken, diğer taraftan hakça ve adil bir hayat için verdiği tarihi mücadeleyle haklarını elde eden emekçilerin kıymetli bir kazanımıdır.”

 

ÇALIŞANINA ADİL VE GÜVENİLİR KOŞULLAR

Son yıllarda belirli aralıklarla şahit olduğumuz kıdem tazminatını tartışmaya açma girişimlerine karşı, bugüne kadar işçi hareketi sarsılmaz bir irade ile kenetlenmesini bilmiş ve kayadan toz parçası bile koparılmasına müsaade etmemiştir.” diye konuştu.

Doğan Alıç, “Unutulmamalıdır ki, Türkiye´nin asli gücü emeğin üretim gücüdür. Türkiye´nin gelişim hedeflerinin güvencesi, çalışanların döktüğü alın teridir. Çalışanların haklarını kısıtlamaya dönük düşüncelerle, Büyük Türkiye hedefine ulaşma noktasında vizyon üretilemez. Gelişim ve kalkınma, çalışanına adil ve güvenilir koşullar sağlayarak mümkün olur.” şeklinde konuştu.

 

Karakeçili’de Yiğit Hamza için kermes düzenlendi Karakeçili’de Yiğit Hamza için kermes düzenlendi

YILLARDIR TAHRİP EDİLEN İŞ GÜVENCESİ

“Biz çalışanlar; ülkemize olan sevgimizi, bağlılığımızı, ülkemizin aydınlık geleceğine olan inancımızı,  emeğimizle, alın terimizle ortaya koyan insanlarız.” ifadelerini kullanan Doğan Alıç, şunları söyledi: “Aynı şekilde adalete ve hakça düzene olan bağlılığımızı tarihsel mücadelelerle ortaya koymuş emekçileriz. Bugüne kadar olduğu gibi, bugün ve bugünden sonra da, kıdem tazminatı veya çalışanların adil yaşam koşullarını geriye götürmeye dönük her türlü adımın karşısında durur, bu tür girişimlere asla izin vermeyiz. Hükümetin ve sermaye sahiplerinin, kıdem tazminatının yüksek olduğu ve istihdama engel teşkil ettiği düşüncesi hatalı bir yaklaşımdır.

 

ANLAMINI VE İŞLEVİNİ KAYBEDECEKTİR

“Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” gibi yanıltıcı uygulamalar yıllardır tahrip edilen iş güvencesi, emeklilik ve tazminat haklarını iyileştirmek yerine mevcut yarayı daha da derinleştirecektir. Bizim gözümüzde Kıdem Tazminatı yıllardır döktüğün alın teri­nin, işyerine verdiğin ömrün karşılığıdır. İşçinin kazanılmış hakkı, işverenin işçisine borcudur. İşçinin ve ailesinin güven­cesidir. Kızımızın gelinliği, oğlumuzun damatlığı, gelecek günlerinin güvencesidir. Kıdem tazminatı çalışma hayatının temeli­dir. Ortadan kalkarsa İş Kanununun birçok maddesi anlamını ve işlevini kaybedecektir.”

 

İŞVERENİN İŞÇİYE BORCUDUR

“Kıdem Tazminatının işçinin kırmızıçizgisi olduğuna vurgu yapan Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Doğan Alıç, “Gündeme getirilen tamamlayıcı emeklilik sigortası sistemi (TES), işçilerin kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldıracaktır. İşçi, giydirilmiş brüt ücretinin yüzde 8,33´ünü kıdem tazminatı olarak alırken, önerilen model ile işçi 60 yaşında biriken parasının sadece yüz de 25´ ini alabilecektir. Geri kalan parası 15 yılda aylık olarak emekli maaşına ilave edilecektir. Kıdem tazminatı, işçinin işyerinde maruz kaldığı ağır çalışma şartlarının, düşük ücretinin, ailesi ile birlikte yaşadığı yoksulluğun, yıpranmasının karşılığıdır. İşverenin işçiye borcudur. İşverenin emanetine bırakılan ücretinin sonradan kendisine ödenmesidir. İş sözleşmesi feshine karşı korumadır. İşçinin güvencesidir. İş Kanunundan kaynaklanan kazanılmış hakkıdır. Kıdem tazminatı işçilerin örgütlü gücüyle, birlikte kararlı duruşları ve mücadelesiyle bugünlere gelmiştir.” şeklinde konuştu.

 

İŞÇİYİ GÖRMEZLİKTEN GELMEYİN

Yetkililere “İşçiyi görmezlikten gelmeyin. İşçiyi küçümsemeyin. İşçiyi yok saymayın. İşçinin sesine kulak verin. İşçiyi huzursuz etmeyin.” çağrısında bulunan Doğan Alıç, “Bilinmesini isteriz ki, kıdem tazminatı işçi sınıfının kalesi ve kırmızıçizgisidir. Bu çizginin aşılması durumunda tüm işçi sendikalarının ortak bir yaklaşımla tepki göstereceğinden şüphemiz olmadığı gibi üyesi olduğumuz Türk-İş Konfederasyonu´nun 21, 22 ve 23´üncü Genel Kurullarında kıdem tazminatıyla ilgili olarak oy birliğiyle alınan kararın, büyük bir kararlılıkla hayata geçirileceğine de inancımız tamdır.” diye konuştu.