Biri paylaşmış sanal alemde:

Gelecek dönemde çıkarılması düşünülen yeni yasa ile “imamların açıktan-aleni olarak siyaset yapmasının önündeki engeller kaldırılacak!..”

Güldüm geçtim bu paylaşıma,

“Hadi lan öyle şey mi olur” babından.

Sonra:

Aklıma geldi, yargının, yargıcın  siyaseti olmaz demiş, gülüp geçmiştim,

Oldu!..

Sadece siyaset mi?

Adalet dağıtsın diye eğitilen insanın,

Tokat Merkezli Deprem Kırıkkale'de Hissedildi Tokat Merkezli Deprem Kırıkkale'de Hissedildi

Tarikatı-marikatı,

Dergahı- tekkesi,

Hatta,

Devletten önce bağlı olduğu “şıhı” bile oldu...

Bakmayın siz devlet büyüklerimizin “Türkiye´de yargı bağımsız ve hür” falan gibi yüksek perdeden alengirli laflar ettiklerine…

İnin sokağa,

Gelin emekliler parkına önünüze ilk çıkan emekliye sorun, fısıltı halinde kulağınıza ne diyecek, dinleyin. Sonra dersiniz “he büyüklerimiz harbiden doğru söylüyormuş.  Yargımızda bağımsızmış  falan filan!” diye.

Türk silahlı kuvvetleri dediğin yer peygamber ocağıdır, orda siyasette-ticarette-tarikat,tekkede olmaz dedimdi…

Ve

Yine gülüp geçmiştim.

Gördük 15 temmuzda!..

Bırak siyaseti, adamlar bide tarikatlaşarak şucu-bucu ayağından dergahlaşıp, bağlı olduğu şeyhin militarist gücü haline gelmiş ve TSK´yı ŞSK yapmışlar bil cümle kimsenin haberi olmadan. ( ŞSK-Şeyhin silahlı gücü!)

Bizde sanıyoruz “peygamber ocağı!..”

Eğitim öteden beri siyasetin membaa!..

Sağlık ona keza.

Olmaması gereken,

Ama olduğunu bildiğimiz ve artık kanıksadığımız siyasallaşmamış, siyasete bulaştırılmamış ne bir tek ünite kaldı ülkede, nede ne bir yetkili bırakıldı.

Ancak:

Bu başka bir şey.

Şu yada bu şekilde zaten siyasetin göbeğinde olan imamlar, kanunla ve alenen birde  partici olurlarsa, yandı gitti gülüm keten helva o zaman!..

Dini rütieller ayrışır,

Dualar ayrışır.

İmam ayrışmaya ayrışırda,

Cenaze kökten ayrışır.

Ve

En önemlisi, Allahın evi dediğimiz, huzur bulup huşuya erdiğimiz, kutsayıp dokunulmaz yaptığımız camilerimiz ayrışır.

Kısaca demem o ki:

Sanal alemde ki paylaşım gerçekleşirde imamların siyaset yapmalarının önü açılırsa şayet,

Kürt-Türk,

Alevi-Sünni,

Sağcı-solcu deyip, emperyalistlerin ayrıştıramadığı  güzel yurdumuzu ve insanlarımızı,   “imam gücü” ile birlikte kendi ellerimizle kendimiz hepten ayrıştırmış oluruz.

NOT: insanlar dinini en doğru ve hurafeye teslim edilmeden öğrensin diye bizzat Atatürk tarafından kurulan diyanet işleri başkanlığını siyasetin gücü ile işgal eden şu anki zevatın Atatürk düşmanlığından zerre şüphem kalmadı!.. saygımda kalmadı o herife!..